Dün akşam son kez "Gülben Ergen'le Sürpriz" programıyla ekrana gelen Gülben Ergen, "Programım kaldırılmadı, anlaşmam 13 bölümdü, bitti" dedi. Ergen'in yapımcısı Okan Bayülgen'le ilgili açıklamaları ise tartışma yaratacak cinsten: "Okan bazen yayın günü konukların kim olduğunu öğrenirdi. Akış neymiş, reklam ne zaman girecekmiş, kim ne şarkı söyleyecekmiş, ne yapacakmış, bizimki bihaberdi. Tam bir yayık ayranı."

Eşinizle aranız nasıl?

- İyiyiz... (Gülüyor) Aralarda görüşüyoruz. Kışın sürekli birlikteyiz Mustafa ile. Yazın ise çalışıyoruz. Bir araya gelebilmek için neredeyse gün sayıyoruz. Buluştuğumuzda da her şey çok keyifli oluyor. Her andan durum komedisi yaratan çift olduğumuz için bol kahkahalıdır bizim evimizin içi.

Dedikodular devam ediyor mu?


- Hangi dedikodular!

Eşinizin bir dansçı kızla ilişkisi olduğu yolundaki...

- Ay yok, bitti... Ben bir gittim, "Şşşşşt ne oluyor burada" dedim. (Gülüyor) Mustafa bu durumla çok eğlendi ama inşallah fol yok yumurta yoktur değil mi Semacığım! Çünkü ateş olmayan yerden duman çıkmaz derler ya... (Gülüyor)

Vallahi Gülben Hanım, o dönem Mustafa Bey"in bir dansçıyla ilişkisi olduğu dedikoduları benim de çok kulağıma gelmişti. Sonra kesildi ama...

- Eğer olacağı varsa, bu röportajlarla kökünden bitmiştir. Kızcağız kaçmış olabilir yani. (Gülüyor)

Hiç şüphelendiniz mi?

- Hiç! Hiç yakıştırmam Mustafa"ya. Çok düzgün, çok dürüst bir adam. İhaneti önce kendine yakıştırmaz, bize böyle bir şey yaşatmaz. Eğer olursa bile ben bunu başka yerden duymam. Gelir, dürüstçe söyler. Bana hissettirdiği bu. Beni gerçekten sevdiğini biliyorum. Ben de onu çok seviyorum. Kafası boş bir adam değil, en önemlisi arayış içinde olan birisi değil.

İşte bu çok önemli!

- Evet. Hakikaten arayış içinde değil.

Demek ki ideal bir eşsiniz.

- Eşim asla bir boşluğa düşmez. Çünkü onu asla ihmal etmem. Aynı şekilde o da beni etmez. O yüzden bizim aramızda bir sorun olacağını sanmıyorum. Tabii Allah şaşırtmasın.

Önümüzdeki yıl meslekte 20. yılınızı dolduracaksınız. Hayattan beklentileriniz değişti değil mi?

- Evet... Seçici olmak, daha kendine yakışan işler yapıp, kesinlikle aileni ve özelini ön plana alıp, koruyucu olmak var artık hayatımda. Kaygılar azaldı. Bir ismi oluşturmak için yıllarca çalıştım, şimdi o ismi korumak için çalışıyorum. O yüzden de sosyal sorumluluk projelerinde yer alıyorum. Benim için albüm çok önemli. Çünkü albüm, benim bütün vizyonumu yeniliyor, bana kendimi iyi hissettiriyor. Albümlerim beni hep çok iyi yerlere taşımıştır.

Çalışkanlığınız meslektaşlarınıza da örnek oluyor zaten...

- Ben isteyeyim, hayatta yapamayacağım bir şey yoktur. Öğrenirim, çalışırım. Öyle bir işçi ruhum var benim...

Bir de vazgeçemediğiniz, her fırsatta danıştığınız bir ekibiniz...

- Nihat Odabaşı, Taşkın Sabah, Orhan Alkan, Canan Yaka, vs... 12 yıldır birlikteyiz. Bu yolları birlikte yürüdük. Onlarsız olmaz! Ben alışkanlıklarıma çok bağlıyım. Eskiden kalma dostluklarımı iyi tutmaya, korumaya çalışırım.

Tabii bu, politik davranış olarak algılanıyor...

- Bana inanmak zordur. Çünkü benden bir tane daha yok. Benim gibi doğal, sıcak, başarılı, iyi kazanan, güzel, ağzı laf yapan, düzgün Türkçe konuşan, iyi duran birisi yok ki. Dolayısıyla böyle birisi için insanlar tabii ki laf eder, bu normaldir. Ben samimiyim... Hayat felsefesi olarak, düşündüğüm şeylerin bir gün bana geri döneceğine inandığım için de öyle oyunlar yapmıyorum.

Peki... "Gülben Ergen"le Sürpriz" programınız kaldırıldı mı?

- Osman Yağmurdereli"nin ani vefatı beni çok etkiledi. "Marziye" dizisi, benim meslek hayatımda çok önemlidir. Osman"la biz "Marziye"den sonra çok iyi dost olduk. Bu dostluğu çok güzel koruduk. Onun hem vefat ettiği gün bir konser verdim hem de toprağa girdiği gün... Kemiklerime kadar acı hissettim. Önceden anlaşmalı konserlerim olduğu için ve biletler satıldığı için hiçbirini iptal etme imkanım yoktu. Ama televizyon programımı iptal edebilme imkanım vardı. Programı yapamayacağımı kanal yetkililerine söyledim, onlar da anlayışla karşıladılar. Kimse bunun samimiyetine inanmadı. Benim programla ilgili anlaşmam zaten 13 bölümdü. çektim, bitti. Şimdi bu, "Program kaldırıldı" demek mi?


Programı Okan"la değil "Makina" ekibiyle yaptım

Programın reytinginlerinden mutlu muydunuz?

- Programım beni mutlu etti. Reytingler de televizyon kanalını mutlu etti ki, 13 bölüm devam etti. Hiç bitirmeyi bile teklif etmediler. Benim için reyting değil, yaptığım programın içeriği, esprisi önemlidir. Ben utanacağım, sevmediğim ve arkasında duramayacağım bir program yapmadım. Reyting kaygısı için kendimden bir parça da kopartmadım. Ben çok eğlendim... İçeriğindeki sürpriz formatıyla yapılmamış bir gece şovu yaptığıma inanıyorum.

Niye devam etmiyorsunuz?

- Yeni yayın dönemi için teklif ederlerse bakarız.

Sizin yerinize Hülya Avşar"ın bir anlaşma yaptığı, bu yüzden programınızın kaldırıldığı da iddialar arasında...

- Ali gider, Veli gelir oldu... Hülya yeni yayın dönemi için bir anlaşma yaptı sanırım. Benim 13 bölümlük anlaşmam vardı, bitti. Belli kurumlar, mekánlar böyle şeyler çok sık yapar. Neden yapar, bahsedilsin, konuluşsun diye. Gördüğünüz gibi konuşuluyor da.

Okan Bayülgen"le çalışmak nasıldı? Tamam Okan bir şovmen olarak süper ama ya yapımcı olarak?

- Yapımcı olarak Okan, yayın sırasında konsere gidiyor, kız arkadaşıyla geziyor. En son biz yayındayken Kuruçeşme Arena"da bir konserdeydi (gülüyor) Ben programın üçüncü bölümünde Okan"dan ümidi kesmiştim zaten. Ve ben bu programı, "Makina" ekibiyle yaptım. Okan, kızlardı, fotoğraftı, ayrılıktı falan derken seti ziyarete gelen şeker bir arkadaş haline dönüştü. Dördüncü bölümden sonra sürekli bana telefon açıp, "Dans etsene, bilmem ne şarkısını söylesene" demeye, ben de ona, "Sen de saçlarını kestir, beş kilo ver" demeye başladım. Böyle bir diyaloğumuz oldu.

Yani Okan Bey, hayal ettiğiniz gibi bir yapımcı çıkmadı mı?

- Yok, tam hayal ettiğim gibi çıktı. Ben zaten Okan"dan daha fazlasını beklemedim ki. Öyle bir "Makina" ekibiyle tanıştırdı ki beni, hepsi pırıl pırıl çok yaratıcı çocuklardı. Ben onlarla o kadar iyi oldum ki, Okan"ı unuttum. Dolayısıyla o ekiple işimizi hallettik. Okan bazen yayın günü konuklarımın kim olduğunu öğrenir, kulise gelir kendince espriler yapar, hepimizi güldürürdü. Akış neymiş, reklam ne zaman girecekmiş, kim ne şarkı söyleyecekmiş, ne yapacakmış, bizimki bihaberdi. Okan tam bir yayık ayranı... Ama kafası çalışan iyi bir televizyon adamı da. Kendine çok başarılı. Bu kötü bir yapımcı olduğu anlamına gelmiyor. Çünkü zaten çok iyi bir yapım ekibi var.

İkinci çocuğu düşünüyoruz

n İkinci çocuğu düşünüyor musunuz?

- Evet, Atlas üç-dört yaşına geldiği zaman bir kez daha evlat sahibi olmak istiyoruz. Hayatta evlat sahibi olmaktan daha önemli bir şey yokmuş. Ben anne olmadan önceki hayatımı, anlam yoksunu olarak değerlendiriyorum.

n Ben sizin yaşlılığınızı da çok merak ediyorum...

- Atlas evli olur mu acaba? Sanki onun karısını azıcık kıskanabilirmişim gibi hissediyorum. (Gülüyor) Böyle bir ihtimal var. Geç evlenmesini isterim oğlumun. Çapkınlık yaparsa da ben onu idare ederim. Evde Mustafa"yla bunun provalarını da yapıyoruz. Atlas gece çıkmalarına başladığı zaman ben kafama peruk takıp peşinden gider miyim diye bazen korkuyorum kendimden. Bunları hep düşünüyorum. Yaşlılık denilince aklıma nedense Atlas"ın peşinde koşan bir anne geldi. Bunun dışında Mustafa"yla da güzel bir yaşlı çift olacağımıza inanıyorum. Saçlarımı boyatmam, anneminki gibi bembeyaz olsun istiyorum. Bir de topuz yaparım. Betül Mardin gibi bir yaşlılık istiyorum. Aktif, elimde bastonum, gözümde gözlüğüm, saçımın topuzu, pantolonum, şık bir gömleğim... Bir şeyler yazıyor olurum sanırım. Çalışan, ekibi olan ama Betül Mardin zarafetinde bir yaşlılık tek hayalim.

Kadere teslim olmayı öğrendim

n Yeni projeler var mı?

- Şu an için konserlerim devam ediyor. Bu akşam Rumeli Hisarı"ndayım. Rexona ile kampanyam devam ediyor. Maddi-manevi benim için çok iyi bir iş anlaşması oldu...

n Siz hayatın sahnesine her gün nasıl çıkıyorsunuz?


- 18 aydır oğluma bakarak uyanıyorum. Ona bakarak uyanmak ve oğlumun varlığıyla, nefesiyle güne başlamak, müthiş bir yaşama sevinci yaratıyor ben de. Evlat sahibi olmak, iyi bir anne olmak çok başka bir şey. Ben onun tadını, bütün sorumluluklarını ve gerekliliklerini yerine getirebilmek, çok dik yapıyor insanı. Hem annemden öğrendiklerimi hem de 35 yılın bana öğrettiklerini oğluma aktarmaya çalışıyorum. Ve kadere teslim olmayı öğrendim. Ben yıllarca her şeyi planlayıp, programlayıp, cetvelle ölçerek yaptım ki. Şimdi çok daha kadere teslim durumdayım. Teslim olunca su akıyor ve yolunu buluyor. Ve kesinlikle yanlış hesap Bağdat"tan dönüyor. Bunun için ayrıca mücadele etmenin hiç gereği yokmuş.

(HÜRRİYET)