Kitlesel basın açıklamasını Söke Eğitim Sen Başkanı Ersin Altunyay ile Söke Eğitim-İş Başkanı Yavuz Uludağ yaptı. Açıklamanın paragraf aralarında öğretmenlerin taleplerini ileten sloganlar atıldı. Eyleme CHP’li Belediye Meclis Üyesi Nimet İncedal ve çeşitli sivil toplum örgütlerinin temsilcileri de destek verdi.
Yapılan ortak açıklamasında; “Öğrencilerin, velilerin fiziki ve sözlü saldırılarına uğrayan öğretmenlerimiz can güvenliğinden yoksun olarak görevlerini yapmaktadırlar. Daha önce Gaziantep’te bir doktorun öldürülmesi, Kütahya’da, İstanbul’da, Samsun’da, Sakarya’da yapılan saldırılarla öğretmene yönelik şiddetin hız kazandığını gözler önüne sermektedir” denildi.
Yaşanan bu üzücü olaylar karşısında Ak Parti’nin kamu yararına hizmet üretenlerin yaşam hakkını korumak için hiçbir adım atmadığının iddia edildiği açıklamada, Milli Eğitim Bakanı Ömer Çelik’in öğretmenlere yapılan şiddete karşı kılını bile kıpırdatmadığı vurgulandı.
Öğretmenlerin çalışma konusunda kamuoyunun yanıltıldığını, ayda 1.700 Euro alıyorlar diyerek ek ödemelerin yapılmadığını, öğretmenlerin üç ay tatil yapıyorlar denilerek hedef gösterildiğinin belirtildiği açıklamada; “Kamuoyunu yanıltan, açıklamalarıyla öğretmenleri rencide eden, onların haklarını korumak yerine, haklarını tırpanlayan Bakan Dinçer’in bugüne kadar sergilediği öğretmen düşmanı tutum daha ne kadar sürecek? Mili eğitim bakanı öğretmenlere yönelik şiddete karşı ne zaman harekete geçecek. Öğrenci ve velilerin öğretmenlere yönelik uyguladığı şiddet dalga dalga yayılırken, Bakan daha ne kadar seyredecek? Sayın Dinçer eğitim çalışanlarına sahip çıktığını, onları önemsediğini ne zaman gösterecek?” soruları soruldu.
Eğitim Sen ve Eğitim-İş’in ortak açıklamasında; “ Milli Eğitim Bakanından artık öğretmenlere sahip çıkan tavırlar bekliyoruz. Okullar güvenli alanlar olması, öğretmenlerimizin can güvenliği mutlaka sağlanmalıdır, Öğretmenlere, okul idarecilerine, eğitim çalışanlarına uygulanan şiddetin bir an önce durdurulması için gerekli tüm tedbirler alınmalıdır. Unutulmamalıdır ki; öğretmenlerimiz şiddete maruz kaldıkça, itibarsızlaştırıldıkça, hor görüldükçe, öğretmenlerimizin maddi ve özlük hakları tırpanlandıkça, bu ülkenin aydınlık yarınlara yürümesi mümkün olmayacaktır. Öğretmenlerimize yapılan şiddet olaylarını bir kez daha kınıyor, şiddete uğrayan tüm meslektaşlarımıza geçmiş olsun diliyoruz. Ayrıca öğretmenlerin bağlı olduğu sendikanın aldığı kararlar doğrultusunda göreve gelmemelerinin sendikal faaliyetler kapsamında olduğu bu nedenle hukuksal açıdan hiç bir disiplin suçu teşkil etmediğinden şimdi bazı okullarımızda farklı şekilde soruşturma çalışmaları yürütülmektedir. Ve bunu da öğrenciler üzerinden öğretmenleri hakkında çeşitli sorular sorarak sürdürmektedirler. Şu unutulmamalıdır ki psikolojik danışman kullanmadan yapılan bu sorgulamalar bu yaştaki çocuklarda kişilik gelişimlerinde derin izler bırakabilir. Biz sendikalar olarak öğrenciler üzerinden yürütülen bu soruşturmalardan derhal vazgeçilmesini istiyor ve bu sürecin hukuksal takipçisi olacağımızı belirterek okullarımızı velilerimizi bu konuda duyarlı olmaya çağırıyor saygılar sunuyoruz” ifadelerine yer verildi.
