Tekirdağ’ın Şarköy İlçesi’nde inşaat ustası 37 yaşındaki Namık Günay, 1998 yılında resmi nikahlı eşi Almanya’da çalışan Gülden Ulusu ile Çorlu’da tanışıp, ardından da yaşadığı ilçeye getirerek nikahsız yaşamaya başladı. Çiftin bu birlikteliklerinden 1999 yılında Deniz ve Derya adını verdikleri ikizleri, 2002 yılında da Ali adını verdikleri 3 çocukları oldu. Çocuklardan Deniz 1.5 yaşındayken, annesinin evde olmadığı bir sırada üzerine çaydanlığın devrilmesi sonucu sağ omuzu ve kolu yanarak yaralandı. Ancak nüfus cüzdanı ve sağlık güvencesi olmayan Deniz, ameliyat edilemedi. 
 
ANNE EVİ TERK ETTİ 
 
Anne Gülden Ulusu, nikahsız yaşadığı Namık Günay’dan olan 3 çocuğundan 3 yaşındaki kızı Derya’yı alarak 2002 yılında evi terk etti. Çocukları Deniz ve Ali ile tek başına kalan inşaat ustası Namık Günay, bu kez aynı ilçede yaşayan ve yine başka biriyle resmi nikahı bulunan 45 yaşındaki Nurten Çakır ile tanışarak aynı evde yaşamaya başladı. 
 
KİMLİKSİZ OKULA BAŞLADILAR 
 
Çocuklar okul çağına gelmesine rağmen kimlikleri olmadığı için okula kayıt edilmedi. Baba Namık Günay, Milli Eğitim Müdürlüğü’ne başvurarak çocukların kimliksiz okulda eğitim görmelerini istedi. Şarköy Neşe Alten İlköğretim Okulu’na başlayan Deniz ve Ali’nin durumunu öğrenen öğretmenleri Neriman Çokgör, çoçcuklara kimlik çıkartılması ve tedavileri için Başbakanlığa başvurdu. Öğretmen Çokgör’ün girişimleri sonucu geçen Temmuz ayında Deniz ile Ali, annesi Gülden Ulusu ve onun Almanya’daki resmi nikahlı eşi Yusuf Ulusu’nun üzerine kayıt edildi ve kimleri çıkarıldı. 
Biyolojik baba Namık Günay çocuklarla ilgilenmeyince, öğretmen Neriman Çokgör, kendisinin vasi tayin edilmesi için Şarköy Sulh Hukuk Mahkemesi’ne başvurdu. Geçen hafta görülen karar duruşmasına biyolojik baba Namık Günay, nikahsız yaşadığı Nurten Çakır, öğretmen Neriman Çokgör ve 12 yaşındaki Deniz ile 9 yaşındaki Ali katıldı. 
 
’EŞİNİN ALMANYA’DA OLDUĞUNU SONRADAN ÖĞRENDİM’ 
 
1998 yılında Gülden Ulusu ile tanışarak 4 yıl içerisinde 3 çocuklarının olduğunu anlatan Namık Günay, birlikte yaşadığı kadın başkasıyla evli olduğu için çocuklara bir türlü kimlik çıkaramadıklarını belirterek şunları söyledi: 
"Gülden ile evlenecektik. Ancak kendisi, aslında Almanya’da yaşayan birisiyle evliymiş o yüzden evlenemedik. Almanya’da da çocukları varmış ve bunu bir yıl önce öğrendim. Biz üç yıl birlikte yaşadık. Resmi evliliğimiz olmadığı için de çocuklara kimlik çıkaramadım. Gülden’in ailesi beni ve çocukları istemedi. Çocukları ben aldım ve bu yaşa kadar büyüttüm. Şarköy’de çocuklarım ve resmi nikahlı olmadığım Nurten Çakır ile birlikteliğim var. Beraber yaşıyoruz, çocukların annesi Gülden’in nerede olduğunu bilmiyorum. Çocukların hukuki babaları Yusuf Ulusu’yu tanımıyorum, görmedim. Çocukların hukuki babası olmadığım için Deniz’i ameliyat ettiremiyorum. İçimden de açıkçası gelmiyor onu ameliyat ettirmek. Çünkü kimlikte başkasının ismi babası olarak görünüyor." 
 
’YAŞI BÜYÜDÜKÇE AMELİYAT RİSKİ ARTIYOR’ 
 
Namık Günay’ın birlikte yaşadığı Nurten Çakır da, 7 yıldır 2 çocuğa da baktığını söyledi. Çocukların okula geç başladığını anlatan Çakır, "Ben kocamdan ayrıldım ama resmen boşanamadım. Boşanamadığım için de Namık’la resmi nikah kıyamadık. Çocuklara nüfus cüzdanı çıkaramadık. Deniz okula geç başladı. 3’ncü sınıfa gidiyor 4’üncü sınıfa geçti. Aslında 6’ncı sınıfa gitmesi ve 7’ye geçmesi lazım. Geç de olsa nüfus cüzdanı olmadan okula aldılar. Okul sorunu çözüldü ama, Deniz’in yanmasından dolayı ameliyat sorununu çözemedik. Nüfus cüzdanı olmadığından yeşil kart da çıkartamadık. Doktorlar ’yaşı ilerledikçe ameliyat riski artar’ diyorlar devletten yardım bekliyoruz." 
 
’POLİS YA DA FUTBOLCU OLMAK İSTİYORUM’ 
 
Mahkemede dinlenen Deniz Ulusu ise, "Ben kimlikteki Gülden’i tanımıyorum. Şu an bana Nurten anne bakıyor. Kimlikteki babamı da tanımıyorum. Benim Derya isminde kız ikizim varmış. Onu da tanımıyorum. Ameliyat olup arkadaşlarım gibi sağlıklı olmak istiyorum büyünce futbolcu ya da polis olacağım" dedi. 
Deniz ve Ali Ali Ulusu’nun ilkokul öğretmeni Neriman Çokgör, özellikle Deniz’in ameliyat olması için vasi tayin edilmek istediğini söyledi. Mahkemede bu talebini yineleyen öğretmen Çokgör şunları anlattı: 
 
"Ben çocukların okuduğu okulda öğretmenim, Neşe Alten İlköğretim okulunda görev yaptığımın üçüncü yılı. Birinci yıl geldiğimde Deniz’i gördüm, okul müdürüyle görüştüm. Nüfusa kayıtlı olmadığını söylediler. İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne gittim. Bana ’biyolojik babanın çocuklarını kabul etmediği, ilgilenmediği ve çocuklarının öz annelerinin ortalıkta olmadığını’ söylediler. Bunun üzerine ben çocukların nüfus kağıtlarının çıkarılması için uğraştım. Anneleri ortada yok, bulamadık. Halen de ulaşamıyoruz. Nerde olduğunu kimse bilmiyor. Bu arada Deniz’i sürekli doktorlara götürüyordum, çocukların nüfus cüzdanları olmadığı gibi sağlık güvencesi de yoktu. Doktorlar çocuğun bir an önce ameliyat olması gerektiğini, son zamanları olduğun belli bir yaştan sonra olamayacağını söylediler. Ben de biran önce nüfus cüzdanları çıksın diye olayı Başbakanlığa taşıdım. Çocukları nüfusa kayıt ettirdim. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden randevu aldım. İki doktor ameliyatı üslendi. Bunun içinde çocuğun babasını annesinin izin vermesi gerekiyor. Ancak çocuğun anne ve babası ortada yoktur. Çocuğun biran önce sağlına kavuşması için vasiliğini üslenmem gerekiyor. Ayrıca Deniz’in ve Ali’nin yeşil kartlarını da ben çıkardım. Böyle olması bir eğitimci olarak vicdanımı rahatsız ediyor." 
 
MAHKEME BAŞKANI: SPESİFİK BİR DURUM 
 
Şarköy Sulh Hukuk Mahkemesi Hakimi Hamdiye Okudan, çocukların anne ve babasının üzerine düşen en temel vazifelerden bile kaçındıklarını ifade ederek acilen ameliyat olması gereken Deniz’in 2 yıllık vasi haklarını öğretmeni Neriman Çokgör’e verdi. Şarköy Sulh Hukuk Mahkeme Hakimi Hamdiye Okudan kararında şöyle dedi: 
 
"Küçük Ali’nin hakkında yapılan ihbar üzerine neticeden davanın reddi gerekmekle, küçük Deniz’in hakkında ise dosyada ibraz edilen fotoğraflardan anlaşılacağı üzere, acilen ameliyat olması ya da tıbbi müdahale gerektiği göz önüne alındığında, hukuki anne ve babanın nerde olduklarının bilinmediği, çocuklarıyla ilgilenmedikleri annenin çocukları küçük iken evi ve çocukları terk ettiği, zaten evli iken bir başka erkek ile beraberliğinden küçüklerin dünyaya geldiği, çocukların 10 ve 12 yaşlarında oldukları, biyolojik baba olduğunu iddia ettiği ve iddia olunan şahsın da bu zamana dek çocukların nüfusa kayıt ettirmediği, hukuki zeminde babalığını ispat etmek için çaba sarf etmediği görüldü. Deniz’in küçük iken yanması sonucu beden bir özür oluştuğu, buna müdahale edilebilmesi için de veli ve vasinin izni gerektiği anlaşılmaktır. Hukuki anne ve baba ortaya çıkması, ya da biyolojik baba olduğunu iddia eden şahıs bunu ispatlayana dek 2 yıl boyunca küçük Deniz’le yakından ilgilendiği anlaşılan Neriman Çokgör vasi olarak tayin olmuştur." 
 
12 YAŞINDA NUFÜS CÜZDANI OLDU 
 
Üzerine devrilen kaynar su nedeniyle sağ omuzu ve kolu yanan Deniz Ulusu, 12 yaşında nüfus cüzdanına sahip oldu. Ulusu, öğretmeni Neriman Çokgör’ün girişimleri sonucu önümüzde ay Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Plastik Cerrahi Servisi’nde ameliyat olacak. (dha)