CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ''Başbakan Libya'dan İnsan Hakları Ödülü aldı ama Libya'ya böyle bir çağrı yapmamasını, sessiz kalmasını nasıl değerlendiriyorsunuz'' sorusunu cevaplarken ''Ödülün hakkını veriyor Sayın Başbakan'' dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Ankara İl Başkanı Tarık Şengül'ün koordinatörlüğünde, TMMOB ve birliğe bağlı meslek odaları başkanlarıyla Göksu Restaurant'ta kahvaltıda bir araya geldi.

Kemal Kılıçdaroğlu burada yaptığı konuşmada, Şengül'e böyle bir organizasyonu düzenlediği için teşekkür etti. Hafta sonu ziyaret gerçekleştirdiği Van'ın ihmal edilmiş bir kent olduğunu, varoşlarında insanlık dramları yaşandığını belirten Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin birçok kentinde olduğu gibi yoksulluk ve işsizlikle mücadele edildiğini söyledi. Toplumu şekillendiren mimar ve mühendislere, toplumun refaha ulaşmasında önemli sorumluluklar düştüğünü ifade eden Kılıçdaroğlu, yoksulluk sona erdirileceği ve herkesin karnının doyabileceği bir Türkiye oluşturmanın ortak görev olduğunu vurguladı.

Toplantıya katılanlara CHP'nin Aile Sigortası projesi hakkında bilgi veren Kılıçdaroğlu, bu projenin sosyal devletin güzel bir örneği olduğunu söyledi. Türkiye'de sosyal devletin artık unutulduğunu ileri süren Kılıçdaroğlu, CHP olarak bu kavramı yeniden canlandırmaya çalıştıklarını anlattı. CHP'nin projesine başta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere AK Parti yöneticilerinin şiddetle karşı çıktıklarını ifade eden Kılıçdaroğlu, ''Çünkü onlar kendilerine muhtaç bir toplum oluşturmak istiyorlar. Yoksulluğu sonlandırmak değil, yoksulluğu siyaseten yönetmek istiyorlar. Yoksulları kendi arka bahçeleri konumuna getirmek istiyorlar. Aile Sigortası projesinin özelliği, yurttaşın sandığa giderken özgür iradeyle gitmesini, sosyal devletin güvencesi altında gitmesini sağlamaktır'' diye konuştu. Aile Sigortası'nın önemini her yurtseverin anlatması gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, projenin, Uluslararası Çalışma Örgütünün kabul ettiği 102 sayılı sözleşmenin 9. sigorta dalı olduğunu söyledi. ''40 yıllık hayaldir. 1971 yılında Türkiye, bu projenin hayata geçmesini parlamentoda taahhüt etmiştir'' diyen Kılıçdaroğlu, ancak bunu hiçbir iktidarın gerçekleştiremediğini, CHP'nin ise gerçekleştirmeyi vaat ettiğini dile getirdi.

'Türkiye'deki yoksulluk ve işsizliği unutmayın'

Toplantıya katılanlardan Türkiye'deki yoksulluk ve işsizliği unutmamalarını isteyen CHP lideri, ''İnsanların açlıktan öldüğü bir Türkiye'yi biz içimize sindiremiyoruz. 21. yüzyılın Türkiye'sinde hiç kimse açlıktan ölmemeli. Bir kişi açlıktan ölüyorsa onun sorumluluğu hepimize aittir ve o sorumluluğun gereğini yapmak da bizim görevimizdir'' dedi. TMMOB'un çalışmaların yakından takip ettiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, özellikle nükleer santral konusundaki çalışmaları dikkatle izlediğini söyledi. Nükleer santral konusundaki yasal düzenlemeler ve bunun maliyeti hakkında mimar ve mühendislerin toplumu bilgilendirmesi gerektiğine dikkati çeken Kılıçdaroğlu, bugün için görünmeyen bir sorunun gelecekte özellikle rekabet konusunda Türkiye'yi olumsuz etkileyeceğini ve sanayiciyi zor durumda bırakacağını ifade etti. Benzeri Rusya'da yarı fiyatına yapılan bir nükleer santralin Türkiye'de daha pahalıya inşa edilmesinin dikkat çekici olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, diğer ülkelerin nükleer santrallerden Türkiye'ye oranla düşük maliyetle enerji elde ettiklerini de öne sürdü. Kemal Kılıçdaroğlu, geleceğin daha sağlıklı bir süreç içinde şekillenebilmesi için toplumun nükleer santral konusunda aydınlatılması gerektiğini kaydetti.

Meslek odalarının iktidar sahiplerini eleştirmesi gerektiğini de ifade eden Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: ''Sayın Başbakan, meslek odalarına çok sıcak bakmıyor. Çünkü sizler hiçbir siyasal partinin arka bahçesi konumuna gelmediniz. Doğruları söylediniz. Bizi de eleştirdiniz. Biz bunu demokrasinin güzelliği olarak görüyoruz. Bizi de eleştireceksiniz. Hataları söyleyeceksiniz, yanlışlarımızı söyleyeceksiniz ki biz de ne olup olmadığını bilelim. Çünkü siz hayatın bütün alanlarındasınız. Bütün alanları gözlerken elbette sorunlarla karşılaşıyorsunuz ve toplumsal sorumluluğunuzun gereği olarak o sorunları ve çözümlerinizi dillendiriyorsunuz. Bizler de politikacılar olarak bundan yararlanıyoruz.''

TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı da yaptığı konuşmada, AK Parti'nin 7 yıllık iktidarını eleştirerek ''Bir korku toplumu oluşturulduğunu'' iddia etti. ''Çarpık kentleşmenin yaygınlaştığını, orman ve tarım alanlarının peşkeş çekildiğini ve çevrenin yok edildiğini'' öne süren Soğancı, kendi meslek alanlarına ilişkin de ciddi tahribat gözlemlediklerini belirtti. Soğancı, siyasetçilerin meslek odalarının gözlemlerini ve aktardıkları eleştirileri dikkate almaları gerektiğini de vurguladı. Konuşmaların ardından toplantı basına kapalı devam etti.

Kılıçdaroğlu'ndan Başbakan Erdoğan'ın 'ikinci olursak giderim' sözlerine yanıt

Kılıçdaroğlu, Ankara İl Başkanı Tarık Şengül'ün koordinatörlüğünde, TMMOB ve birliğe bağlı meslek odaları başkanlarıyla yaptığı kahvaltılı toplantının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin ''dün akşam sürpriz bir buluşmaya katıldığınız yönünde bir iddia var. 'Ergenekon davasının avukatlarıyla, askerlerle veya emniyetçilerle buluştuğunuzu iddia edenler var. Böyle bir buluşma var mı gerçekten ve kimlerle?'' sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, ''Bir milletvekili arkadaşımızla beraber oldum. Bu kadar'' yanıtını verdi. Kılıçdaroğlu, bu milletvekilinin kim olduğunun sorulması üzerine de partisinin Kayseri Milletvekili Şevki Kulkuloğlu'yla biraraya geldiğini söyledi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, dikta iddialarına yönelik ''partim seçimlerde ikinci olursa ben ceketimi alır, Anadolu yollarına düşerim. Bu işi bırakırım. Muhalefet de bu taahhütte bulunabilir mi?'' şeklindeki sözlerine yönelik soruya Kılıçdaroğlu, ''Dikta olup olmadığını Sayın Başbakan öğrenmek istiyorsa en yakın esnafa uğrasın. Desin ki 'sen rahatlıkla telefonla konuşuyor musun, konuşamıyor musun? Senin rahatlıkla telefonla konuşamama ortamını sağlayan uygulama nedir' bunu sorsun, aldığı yanıta göre, Sayın Başbakan'la konuşuruz'' karşılığını verdi. Kılıçdaroğlu, kendisinin böyle bir taahhüdü olup olmayacağı sorusuna da ''Sayın Başbakan zaten 2012'de siyasetten çekileceğini söylemişti. Bu yeni bir taahhüt değil'' dedi.

'İnsanlığın ortak paydası özgürlük olmalı'

Bir başka soru üzerine Libya'da yaşanan gelişmeleri değerlendiren Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti: ''Libya'da Libyalıların da demokrasiye, insan haklarına, eşitliğe ihtiyacı olduğuna inanıyoruz. Gönlümüz Libyalı demokratların, özgürlükçülerin yanındadır. Onları destekliyoruz, onlarla beraberiz. Baskıya artık dünyanın hiçbir ülkesinde izin vermemeliyiz. İnsanlığın ortak paydası özgürlük olmalı, demokrasi olmalı, Özgür düşünen insan olmalı. Bunu savunan her yerde, herkesle beraber olmaya hazırız.''

Kılıçdaroğlu, partisince Van'da düzenlenen Siyasette Başarı Stratejisi çalışmasında seçim barajının yüzde 5'e düşürülmesi yönünde fikir birliğinin oluştuğunun söylediğinin aktarılması üzerine de toplantıda CHP'nin bu konudaki yaklaşımını eleştiren çevrelerin de seçim barajının indirilmesine yönelik teklife olumlu baktıklarını söyledi. Kılıçdaroğlu, ancak barajın yüzde 7 değil, yüzde 5'e indirilmesi yönünde görüş belirttiklerini anlattı.

Kılıçdaroğlu, CHP'nin daha önce barajın yüzde 7'ye düşürülmesini gündeme getirdiğini ama bunun tartışmaya açık olduğunu, yüzde 5 üzerinde fikir birliği oluşursa buna da destek vereceklerini kaydetti. CHP Şanlıurfa teşkilatının Sedat Bucak'ın kardeşine milletvekili adaylığı teklifinde bulunduğu iddialarının hatırlatılması üzerine de Kılıçdaroğlu, ''Ben Sayın Bucak'la görüşmedim'' karşılığını verdi.

'Başbakan ödülün hakkını veriyor'

Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'ın Mısır'da yaşanan olaylar sırasında Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek'e ''halkı dinlemesi'' yönünde çağrıda bulunduğu hatırlatılarak, ''Başbakan Libya'dan İnsan Hakları Ödülü aldı ama Libya'ya böyle bir çağrı yapmamasını, sessiz kalmasını nasıl değerlendiriyorsunuz'' sorusunu yanıtlarken de ''Ödülün hakkını veriyor Sayın Başbakan'' dedi.

Kemal Kılıçdaroğlu, MHP Genel başkanı Devlet Bahçeli'nin balyoz soruşturması kapsamında tutuklu bulunan askerlerin eşlerinin Anıtkabir ziyaretine ilişkin sözlerini de değerlendirdi. Demokrasi içinde gerekli yerlerden izin alınarak yürüyüş ve gösteri yapmanın doğal olduğunu ve yadırganmaması gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: ''Dolayısıyla Sayın Bahçeli'nin eleştirileri kendi penceresinden haklı olabilir ama bunu değerlendirecek olanlar bu gösterilerde bulunacak olanlardır. Biz herkese sağdan, soldan nereden olursa olsun hukuk içinde kalmak kaydıyla -bu işçi de olabilir, çiftçi de olabilir, öğrenci de sanayici de olabilir- toplumun bütün katmanları hukuk içinde kalmak kaydıyla düşüncelerini protesto, yürüyüş, miting şeklinde dile getirebilirler. Bunları eleştirmek değil, belki de bunlara katkı vermek gerekiyor. Demokrasinin zaten derinleşmesinin temel unsurlarından birisi de budur.''

aa