İmralı’da bulunan terörist Abdullah Öcalan, Hatip Dicle’nin milletvekilliğinin düşürülmesini “siyasi komplo” olarak nitelendirdi. Öcalan, “Demokratik çözüm gelişmezse bağımsız milletvekilleri Meclis’e gitmesin” dedi.
 
İmralı’da bulunan terör örgütü PKK’nın lideri Abdullah Öcalan, Hatip Dicle’nin milletvekilliğinin düşürmesiyle birlikte yaşanan son gelişmeleri değerlendirdi.
 
Fırat Haber Ajansı’nda açıklaması yer alan Abdullah Öcalan, YSK'nın kararını "siyasi komplo" olarak yorumladı.
 
Terörist Öcalan, bağımsız vekillerin boykot kararını desteklediğini de söyledi.
 
Abdullah Öcalan, özetle şu ifadeleri kullandı:
 
“Hükümet kurulunca derhal demokratik çözümü ele almalıdır. Hükümetin kurulmasını beklemeye gerek yok. Eski hükümet de bunu yapabilir. Çünkü burada esas olan devlettir.
 
Önceki hükümet ile yeni kurulacak hükümet arasında bu açıdan bir fark yok. Bu nedenle Meclis tatile girmemelidir.
 
15 Temmuz'a kadar benimle görüşüp ‘Biz bu pratik aşamaya geçeceğiz, pratik adımları atacağız, demokratik çözüm gelişecek’ derlerse o zaman ben de elimden geleni yapar, rolümü oynarım. O zaman da demokratik anayasal çözüm gelişecektir.
 
Önümüzde şimdi iki yol var: Demokratik anayasal çözüm ile devrimci halk savaşı. Birinci seçenekte yani demokratik anayasal çözümde şu var: Kürt Sorununun demokratik anayasal çözümü pratikleşecek.
 
İkinci seçenekte ise çözüm gelişmezse devrimci halk savaşı başlar. O zaman devlet de 3 bin kişi değil 300 bin kişi tutuklar. 50 bin kişi değil de 500 bin kişi ölür.
 
'DİCLE'YE YAPILAN BİR KOMPLODUR'
 
Hatip Dicle'ye yapılan büyük bir siyasi komplodur. Karanlık ve alçakça bir komplodur. Hatip’e yapılan daha doğrusu Diyarbakır'a yapılan siyasi fahişe dayatmasıdır. Fahişelik iradenin kırılması, iradenin tamamen teslim alınmasıdır. Ne Hatip, ne de Diyarbakır halkı bunu kabul eder.
 
Bu, AK Parti'nin de içinde olduğu büyük bir karanlık komplodur. 5 milyon kişi de ölse biz bu teslimiyeti asla kabul etmeyiz.
 
'MECLİS'E GİTMESİNLER'
 
BDP-demokratik blok, Meclis'e gitmeyeceği kararını almış. Onların kararına saygı duyuyorum. Meclis’e gitmelerine gerek yoktur.
 
Eğer onların Meclis’te bulunmaları isteniyorsa bu ancak demokratik anayasal çözüm yolunda atılacak pratik adımlarla gerçekleşebilir. KCK davaları derhal tasfiye edilmeli, lağvedilidir.
 
15 Temmuz'dan önce heyetle yapacağım görüşmede, somut adımlar bekleyeceğim. Buna göre hareket edeceğim.
 
Demokratik çözüm gelişmezse, hükümet çözüme yanaşmaz, pratik adımlar atılmazsa BDP-Blok da Meclis’e gitmeyebilir.
 
ERDOĞAN'A ÇAĞRI
 
Sayın Başbakan'a açık çağrımdır: Sayın Erdoğan, bugünkü haliniz Saddam'ın Kuveyt'e saldırdığı anki durumuna benziyor. Amerika daha doğrusu İngiltere nasıl ki Saddam'ı İran'a sonra da Kuveyt'e saldırttıysa şimdi de sizi Libya'ya gönderiyor, Suriye'ye gönderiyor. Kürtlerin üzerine gönderiyor.
 
Şimdi de siz arkanızda Amerika gücüyle Kürtlere karşı savaşıyorsunuz. Bu size karşı kurulmuş bir tuzaktır, bu oyuna gelmeyin. Demokratik, anayasal çözüme yönelin.”
 
Öte yandan, Abdullah Öcalan konuşmasında gazeteciler Ahmet Altan, Yasemin Congar ve Cengiz Çandar'a da selamlarını iletti.