Halk arasında aşırı şişmanlık olarak bilinen ''obezite'' eklemlere kireçlenmeye yol açarak, eklemlerde geri dönüşü olmayan hasara yol açıyor.

Uzmanlar, obezlerde kireçlenme riskinin erkeklerde 2, kadınlarda 3 kat arttığına dikkat çekiyor. Yürüme sırasında vücut ağırlığının, 3-6 kat diz eklemine yük olarak bindiği belirten uzmanlar, bir kilogram fazlalığın diz eklemine 6 kilogram olarak yansıdığını ifade ediyor. Aşırı kiloların eklemde oluşturduğu anormal yükler, kıkırdak dokusunda geri dönüşü olmayan hasarlara yol açtığına dikkati çeken uzmanlar, hastalık başladıktan sonra kilo verilmesinin de kireçlenmenin ilerlemesini ve ağrıyı azalttığını vurguluyor.

Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Reha Tandoğan, halk arasında kireçlenme olarak bilinen hastalığın ''artroz'' veya ''osteoartrit'' diye tanımlandığını ve eklemlerde meydana gelen aşınma ve yıpranma sonucu ortaya çıktığını söyledi.

Kemikleri birbirine bağlayan eklemlerde, karşılıklı kemik yüzeyleri üzerini kaplayan ve ağrısız ve kaygan hareketi sağlayan eklem kıkırdağının zamanla aşındığını ve yer yer dökülerek altındaki kemiğin ortaya çıktığını anlatan Tandoğan, kireçlenmenin en sık yük taşıyan eklemlerde görüldüğüne dikkati çekti. Tandoğan, ''En fazla diz eklemi olmak üzere, kalça, el parmakları ve omurga sık olarak tutulur. Buna karşın, özel bir yaralanma olmadığı müddetçe bilek, omuz, dirsek gibi eklemlerin tutulumu nadirdir'' diye konuştu.

Kireçlenmenin yarattığı hasarı geri döndürerek eklemi normal haline getirecek bir tedavi yöntemi olmadığına dikkati çeken Tandoğan, hastalığın yıllar içinde ilerlediğini, birden fazla eklemin tutulabildiğini söyledi. Tandoğan, belirtilerin şiddetinin dalgalanmalar gösterdiğini, aktivite ile arttığını, dinlenme ve ilaçlarla sessiz dönemler olabildiğini belirtti.

-''AĞRI, SOĞUK VE NEMLİ HAVALARDA ARTIYOR''-

Ağrının, kireçlenmenin en önemli habercisi olduğunu vurgulayan Tandoğan'ın verdiği bilgiye göre, önceleri eklem kullanıldığında artan dinlenildiğinde ise geçen ağrılar, hastalık ilerledikçe kalıcı hala geliyor.

Eklemlerde şişlik, kemik çıkıntılar ve şekil bozuklukları ortaya çıkıyor. Kemik yüzeylerin birbirine sürtünmesi sonucu kıtırtı şeklinde sesler duyulabiliyor. Eklemlerin hareket açıklığı azalıyor ve tutulan eklemde işlev kaybı ortaya çıkıyor.

Hareketin başlangıcında ağrı ve eklem sertliği daha fazla oluyor. Hareket tekrar tekrar yapıldığında sertlikte bir miktar düzelme oluyor. Hastaların yakınmaları, soğuk ve nemli havalarda daha çok artıyor.

Hareket kısıtlılığı, eklem sıvısının artmasına bağlı şişme, eklem çevresi kasların incelmesi ve diz eklemindeki aşınmaya bağlı olarak şekil bozukluğu görülebiliyor. Zaman içinde diz deforme olarak, bacaklar içe doğru eğriliyor. Eklem içinde serbest gezen kıkırdak veya kemik parçalarına bağlı olarak dizde takılma ve kilitlenme gibi belirtiler ortaya çıkabiliyor.

-''OBEZİTE, KADINLARDA KİREÇLENME RİSKİ 3 KAT ARTIRIYOR''-

Kireçlenmede en önemli risk faktörü yaşlılık olarak belirtiliyor. 65 yaşın üzerindekilerin üçte birinde röntgen grafileri kireçlenme bulgularını gösteriyor.

Obezite de en önemli faktörler arasında yer alıyor. Obezlerde kireçlenme riski erkeklerde 2 misli, kadınlarda 3 kat artıyor. Bilinmeyen nedenlerden dolayı kadınlarda kireçlenme, erkeklere oranla iki misli daha sık görülüyor.

Kalıtsal özelliklerin de etkili olduğu kireçlenme ileri düzeyde futbol ve tenis oynayanlar ve uzun mesafe koşucuları da diz eklemlerinden hiçbir yaralanma veya ameliyat geçirmemiş olsalar bile yüksek oranda kireçlenme açısından risk taşıyor. Bunun nedeni, aşırı kullanım olarak gösteriliyor.

Belirli meslekler ve sporlarda, tekrarlayıcı zorlayıcı hareketler ve uygun olmayan pozisyonlarda uzun süre kalmak, eklem sağlığını olumsuz etkiliyor. Uzun süreli çömelme pozisyonunda çalışan ve ağır kaldıran madencilerde diz ekleminde, haltercilerde bel ve köprücük kemiğinin uç ekleminde, kırıcı delici kullanan işçilerin omuz ekleminde aşınmalar görülebiliyor.

Bunların dışında eklem kıkırdağına zarar verebilecek bütün hastalık ve yaralanmalar zemin hazırlayabiliyor.

Eklemi ilgilendiren kırıklar, tedavi edilmemiş menüsküs ve bağ yaralanmaları, gut hastalığında eklemde ürik asit birikmesi, mikroplu ve mikropsuz iltihaplar, hemofili hastalığında tekrarlayan eklem içi kanamalar gibi birçok nedene bağlı olarak eklemde kireçlenmeye neden olabiliyor.

-''VÜCUTTAKİ 1 KİLO FAZLALIK, DİZE 6 KİLO YANSIYOR''-

Kireçlenme riskini azaltmak için obeziteden kaçınılması gerekiyor. Yürüme sırasında vücut ağırlığı, 3 ila 6 misli diz eklemine bindiğinden bir kilogram fazlalık diz eklemine 6 kilogram olarak yansıyor. Aşırı kiloların eklemde oluşturduğu anormal yükler, kıkırdak dokusunda geri dönüşü olmayan hasarlara yol açıyor. Hastalık başladıktan sonra kilo verilmesi, hastalığın ilerlemesini ve ağrıyı azaltıyor.

Düzenli ve zorlayıcı olmayan egzersizler eklem sağlığı için önem taşıyor. Haftada 5 kez 20-30 dakikalık düşük yoğunluklu egzersiz, yüzme, yürüyüş, bisiklet, golf gibi sporlar yapılması, koşma ve sıçrama hareketlerinden uzak durulması öneriliyor. Çömelme, merdiven inip çıkma gibi aktivitelerin azaltılması ve 2 kilogramın üzerinde yük taşımaktan kaçınılması isteniyor.

Baston kullanımı, yük taşıyan eklemlerin artrozunda, hasarlı ekleme binen yükü azaltıyor. Yumuşak tabanlıklar ile uygun ayakkabı seçilmesi gerekiyor. Basit dizlik ve bileklik gibi yardımcı cihazlar hasta konforunu artırıyor.

-TEDAVİ EDİLMEMİŞ ÖN ÇAPRAZ BAĞ YIRTIĞINA DİKKAT-

Eklemi ilgilendiren kırıkların doğru tedavi edilmesi, menüsküs ve çapraz bağ yaralanmalarının zaman geçirmeden düzeltilmesi gerekiyor. Prof. Dr. Tandoğan ve ekibi tarafından yapılan ve yurt dışında da yayımlanan çalışma, tedavi edilmemiş ön çapraz bağ yırtıklarından 10 yıl sonra eklemde kireçlenme riskinin çok yüksek oranda arttığını gösteriyor.

Kireçlenmede hastalığın seyri, hastanın yaşı ve söz konusu eklemin nerede olduğu göz önünde tutularak cerrahi ya da geçici rahatlama sağlayacak çeşitli enjeksiyon yöntemleri uygulanıyor.