Oregon Valisi John Kitzhaber "Bundan böyle bu riskli ve adaletsiz sistemin parçası olmayı reddediyorum. Vali olduğum sürece hiçbir idamın infazına izin vermeyeceğim" diyerek ölüm cezaları için moratoryum ilan etti. 


Bianet'ten Özlem Dalkıran'ın haberine göre, aslında Vali moratoryum ilan etmek için, onaylanmak üzere önüne gelen bir infaz kararını fırsat bildi. Hala temyiz ve af başvurusu hakkı olmasına rağmen, yıllardır sürdürdüğü mücadeleden bezen Gary Haugen haklarından feragat etmiş ve öldürülmeye "gönüllü" olmuştu. Ama kişisel olarak ölüm cezasına inanmadığını söyleyen Vali Kitzhaber "yalnızca Haugen değil bundan böyle önüne gelen hiçbir infaza izin vermeyeceğini" söyledi. Haugen bu haberi önce sevinçle karşıladı ve "benim yıllardır söylediğim şeyleri söyledi" dedi. 

Ancak ne olduysa, dört gün sonra fikrini değiştirdi ve Vali'yi korkaklıkla suçladı. Bu bozuk düzeni protesto etmek için itiraz haklarından feragat ettiğini söyleyen Haugen "bu kesinlikle zalimane ve sıra dışı bir ceza. Bir insanı iki defa sedyeye götürüp sonra da vazgeçemezsiniz" diyerek durdurmaya itiraz etti. Aslında Haugen'in bu tepkisi bile ölüm cezasının ne kadar insanlık dışı bir uygulama olduğunu kanıtlıyor. Onyıllar boyunca her günü "bugün son günüm mü" diye düşünerek geçirmek işkencedir. 

Vali aslında ölüm cezasına karşı 
Kitzhaber'in görev süresi Ocak 2015'te sona erecek. Eğer yeniden adaylığını koymazsa ya da seçilemezse ilan ettiği moratoryum ne olacak şimdiden söylemek mümkün değil ama Oregon halkının bu fırsatı değerlendirmek ve ölüm cezasını tamamen kaldırmak için üç yıl süreleri var. Zaten vali de bu konunun tartışılması gerektiğini ve bu tartışmalarda ölüm cezasına karşı mücadele edeceğini açıkça ifade etti. Kitzhaber aslında ölüm cezasına karşı olan bir politikacı, ama daha önceki valilik döneminde Oregon'un 49 yılda gerçekleştirdiği iki idamı onaylamak zorunda kaldı. 1996 ve 1997 yılında onay verdiği iki kararla ilgili, inandıklarıyla Oregon anayasasına uygun görev yapacağına dair ettiği yemin arasında kaldığını söylüyor. 

"Bu kararlar Vali olarak verdiğin en zor ve kahredici kararlardı; son 14 yıldır defalarca bu meseleyi sorguladım durdum. Bu infazların bizi ne daha güvenli kıldığına ne de toplum olarak daha mükemmelleştirdiğine inanıyorum. Ve ahlaken yanlış olduğuna inandığım bir şeye bir kez daha dahil olmayı kesinlikle reddediyorum." 

Kitzhaber'in basın açıklamasında üzerinde durduğu noktalar, aslında bu cezadan vazgeçilmesi için ölüm cezası karşıtlarının yıllardır söylediği şeyler. Kimbilir belki Oregon halkı Vali'nin argümanlarını dikkate alırlar ve daha önce üç kez yaptıkları gibi bir defa daha -ve son olarak- ölüm cezası tamamen kaldırırlar. Kitzhaber'in moratoryum ilan ederken yaptığı açıklama başka eyalet ve ülkelere de ilham versin, ölüm cezasını savunanlara bir daha düşünmeleri için fırsat tanısın diye tamamını buradan yayınlamakta fayda var: 

Vali John Kitzhaber'in açıklaması 
"Oregon Anayasası'nın 5.Maddesi, 14. paragrafı uyarınca, Vali olarak yetkimi kullanıyor ve görevde olduğum sürece geçerli olmak üzere Gary Haugen'ın cezasının infazını erteliyorum. Oregon halkına bu kararı neden ve nasıl aldığımı anlatmak istiyorum. 

"Oregon'un ölüm cezasıyla ilgili tarihi uzun ve karmaşık. Eyaletimizin ilk anayasasında ölüm cezasıyla ilgili bir hüküm yoktu. Ölüm cezası 1864'te yürürlüğe girdi; 1914'te seçmenlerin oylarıyla iptal edildi. 1920'de yeniden kabul edildi ve1964'te bir kez daha seçmenlerin oylarıyla iptal edildi. 1978'de anayasada yine yerini alan ölüm cezası Oregon Yüksek Mahkemesi'nce 1981'de anayasaya aykırı bulundu. Son olarak 1984'te tekrar yasallaştı. 

"Son 49 yıl içinde Oregon'da yalnızca iki infaz gerçekleşti. Her ikisi de benim valiliğim dönemimdeydi. Biri 1996, diğeri ise 1997 yılında. Kişisel olarak ölüm cezasına karşı olmama rağmen bu iki infazın yapılmasına izin verdim. Ölüm cezasıyla ilgili görüşlerimle Oregon anayasasına bağlı kalacağıma dair ettiğim yemin arasında kaldım. 

"Bu kararlar aldığım en kahredici kararlardı" 
"Bu kararlar Vali olarak verdiğin en zor ve kahredici kararlardı; son 14 yıldır defalarca bu meseleyi sorguladım durdum. Bu infazların bizi ne daha güvenli kıldığına ne de toplum olarak daha mükemmelleştirdiğine inanıyorum. Ve ahlaken yanlış olduğuna inandığım bir şeye bir kez daha dahil olmayı kesinlikle reddediyorum. 

"Bir noktayı netleştireyim: suçlular ya da suçların en iğrenci olan başka birinin canını alanlara en ufak bir sempati ve merhamet hissetmiyorum. Kurbanların aileleri ve arkadaşları, kendilerinden böyle zalimce alınan sevdikleri için adaletin kesinlikle yerine geleceğini bilmeyi hak ediyor. 

"Ama bu mahkumların suçları, ölüm cezasına çarptırılmış ama infaz edilmemiş ya da ömür boyu hapis cezasına çarptırılmış olanların suçlarından farklı değildi. İlk görev süremde infaz edilen iki ölüm cezası mahkûmunun farkı, ölmeye "gönüllü" olmuşlardı. (çev- temyiz ve af başvurusu yapma hakkı varken, bu haklarından vazgeçip infaz edilmek isteyen ölüm cezası mahkûmlarına gönüllü denir) 

Ölüm cezası ne adil ne de vicdanlı 
"Oregon halkı -kesin ve vaktinde gelen- adalete ve adilliğe inanır. Ölüm cezası, Oregon'da uygulandığı şekliyle, ne adil ne de vicdanlı. Herkese eşit biçimde uygulanmıyor. Oregon'da ölüm cezasına çarptırılmış birinin öldürülüp öldürülmeyeceğini belirleyen tek şey gönüllü olmaları. Gerçek şu ki Oregon'luların ölüm cezasını yeniden yürürlüğe sokmasının üstünden geçen 27 yıl içinde sadece temyiz haklarından vazgeçmiş iki gönüllünün cezaları infaz edildi. 

"Bu infazlardan bu yana birçok hakim, bölge savcısı, yasa yapıcılar, ölüm cezasına karşı olanlar ve savunanlar, kurbanlar ve aileleri Oregon'un sisteminin bozuk olduğu konusunda hemfikir oldu. 

"Ama gidermek için hiçbir şey yapmadık. Meseleyi görmezden geldik. 

"Ve bu süre içinde giderek artan sayıda eyalet kamuoyunun kaygıları, hatalı mahkumiyet kararları, yasaların eşitsiz uygulanması, sürecin maliyeti ve diğer sebepleri dikkate alarak ölüm cezasına yaklaşımlarını yeniden gözden geçirdi. 

Bu meseleyi göz ardı etmeye devam edemeyiz "İllinois bu yılın başlarında ölüm cezasını kaldırarak hatalı mahkumiyetler, zorla elde edilen itiraflar, güvenilir olmayan tanıklar ve yetersiz hukuki temsille dolu tarihini sona erdirdi. New Jersey, hiçbir ölüm cezasının infaz edilmediği bir sisteme çeyrek milyar dolar harcadığını tespit edince ölüm cezasını kaldırdı. New Mexico ölüm cezasının caydırıcı olmadığı ve uzun süren dava ve temyiz sürecinin kurban aileleri için adil olmadığını görüp, yerine ağırlaştırılmış hapis cezasını getirdi. 

"Oregon'da artık bu meseleyi göz ardı etmeye devam edemeyiz. Geçen Cuma bir ölüm cezası mahkumu, Gary Haugen'in ölüm emri imzalandı. Ve yine, Haugen da gönüllüydi. 

"Uzun süren ve pahalı ölüm cezası davaları ve temyiz süreciyle "sistemi kullanan" mahkumları suçlamak elverişli gelebilir ama gerçek şu ki mahkemeler (ve toplum) devletin birini öldürmesinin ne zaman, nasıl ve hangi koşullar altında kabul edilebilir olduğunu yorumlamaya devam ediyor. 

Gün geçtikçe de seçenekler azalıyor. Mahkemeler daha katı standartlar uygulamaya başladı ve ölüm cezası davalarında çıtayı giderek yükseltiyor. Hatırlayın ABD Yüksek Mahkemesinin geri adım atarak 18 yaşından küçüklere ölüm cezası verilmesinin anayasaya aykırı olduğuna hükmetmesinin üstünden sadece altı yıl geçti. 

Ölüm cezasında ısrar eden bir eyalet kaçınılmaz olarak daha fazla şüphe, daha az seçenek ve daha yüksek masraflarla karşı karşıya kalacaktır. 

Bu adaletsiz sistemin parçası olmayı reddediyorum 
"Oregon'un farklı bir yaklaşımı dikkate almasının vaktidir. Bu riskli ve adaletsiz sistemin bundan böyle parçası olmayı reddediyorum. Vali olduğum sürece hiçbir idamın infazına izin vermeyeceğim. "Bu kararı düşünmeden veriyor değilim. 

"1984'te Oregon'da ölüm cezasının geri getirilmesi seçmenlerin arzusuydu. Buna saygı duyarım ve aslen bu isteği iki defa yerine de getirdim. O günden beri de bu seçimimden pişmanlık duyuyorum - hem ölüm cezasıyla ilgili kendi inançlarım yüzünden, hem de uygulamada Oregon'un temel adalet standartlarını karşılamayan pahalı ve işlemeyen bir sisteme sahip olması yüzünden. Seçmenlerin ölüm cezasını geri getirmesinden 27 yıl sonra sistemin bozuk olduğu açıktır. 

"Bugün verdiğim kararın seçmenlerin iradesini boşa çıkardığını söyleyecek olanlara şunu söylemek istiyorum: seçmenlerin iradesini boşa çıkaran aslında şu anki sistemdir. Seçmenlerin, ölüm cezasının uygulanıp uygulanmayacağına bu cezayı almış mahkumların karar verebildiği bir sistem yaratmayı istemiş olduklarını bir an bile düşünmem. 

"Haugen'in -ve ölüm hücresindeki tüm mahkumların- cezasını ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası olarak indirebilirdim. Bunu yapmadım çünkü bu eyaletin ölüm cezasıyla ilgili politikasına karar verecek tek başına kişi ben değilim. Bu kararı bütün Oregon'luların vermesi gerekiyor. Benim umudum -esasında niyetim- bugün yaptığım hareketin ölüm cezasıyla ilgili varolan politikamızı ve sistemimizi çoktan yapmamız gerektiği gibi yeniden gözden geçirmemizi sağlaması. 

Ölüm cezası yerine ağırlaştırılmış müebbet 
"Kişisel olarak ben ölüm cezası yerine ağırlaştırılmış müebbetin getirilmesinden yanayım ve Oregon'da ilerde ölüm cezasıyla ilgili yapılacak her türlü tartışmada bu yaklaşımı savunacağım. Başkaları da temyiz sürecini hızlandırmanın yollarını ya da ölüm cezası için gereken kriterlerin değiştirilmesini savunacak. Her durumda, şu anki sistemimizin tutarsızlıklarını ve adaletsizliğini daha fazla göz ardı edemeyiz. 

"Kanun yapıcılarına 2013 yasama döneminden önce olası reformları gündeme getirmeleri ve tüm Oregon'luları bu önemli meselenin hak ettiği gecikmiş tartışmayı başlatmaları için teşvik etmeleri için çağrıda bulunuyorum. Toplumun güvenliğini sağlayan, kurbanları ve ailelerini destekleyen ve Oregon'un değerlerini yansıtan daha iyi bir çözüm bulacağımıza eminim. 

"On dört yıl önce bir ölüm cezasının infaz edilmesine izin vermek konusunda zorlandım. Yıllar içinde aynı koşullarla karşı karşıya kalırsam başka türlü karar vereceğimi düşündüm. O karar anı geldi." (Bianet)