Başbakan Erdoğan muhalefetin erken seçim çağrılarına Saraybosna'dan cevap verdi. Geçmişte yaşanan siyasi istikrarsızlıkların ve erken seçimlerinin bedellerinin hep halk tarafından ödendiğini hatırlatan Erdoğan, "Anketlerde oy oranımız yüksek ama seçimler zamanında yapılacak" dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ekonomik alanda havayı bulandırmaya kimsenin hakkı olmadığını ifade ederek, 'Eğer bir ülkede siyasiler bu tür bir yapılanmanın, anlayışın içine giriyorsa inanın onlar ülkelerine ihanet ediyorlar. Bizler kamuoyu yoklamalarında oy oranlarımız yüksek olduğu halde bir erken seçimi asla düşünmedik, düşünmüyoruz' dedi. Erdoğan, Bosna-Hersek Parlamento binasında düzenlenen Saraybosna İş forumu'nda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin, yatırımlara yönelik doğrudan düzenlemelerin yanı sıra istikrar ve demokratikleşme alanında da çok kararlı adımlar attığını ifade etti.

MUHALEFET PUSLU HAVAYI SEVER

Erdoğan, şöyle konuştu: 'Bizde muhalefet partileri, eski alışkanlıklarıdır, hep böyle işlerine geldiği zaman, puslu havayı sevenler vardır biliyorsunuz, erken seçim talebinde bulunur. Niye erken seçim? Daha iki buçuk sene oldu, neden erken seçim? Çünkü 7,5 yıl öncesine kadar, çok partili hayata geçtiğimizden bugüne Türkiye'de ortalama 16 ayda bir hükümet değişmiştir. Şimdi 16 ayda bir hükümetin değiştiği bir ülkede istikrar olur mu? Olmaz. Bu alışkanlıklarını devam ettirmek isteyen bir zihniyet var. Biz bu zihniyeti bozduk. Bundan önce halkımızdan aldığı yetkiyi zamanında kullandık. Şimdi yine zamanında kullanacağız. Halkımız bize 4 yıl süre verdi. Bu 4 yıl süreyi de en güzel şekilde değerlendiriyoruz, değerlendireceğiz. Biz bunu söyledikçe küresel sermaye rahatlıyor ama ne olacağı belli olmaz bir yapı olursa sermaye gelip o ülkeye girmez.

ÜLKELELERİNE İHANET EDİYORLAR

Gittiğimiz yerde sermayedar bize bunu soruyor, 'Gerçekten seçim var mı?' Havayı, özellikle ekonomik alanda, bulandırmaya da kimsenin hakkı yok. Eğer bir ülkede siyasiler bu tür bir yapılanmanın, anlayışın içine giriyorsa inanın onlar ülkelerine ihanet ediyorlar. Bizler kamuoyu yoklamalarında oy oranlarımız yüksek olduğu halde bir erken seçimi asla düşünmedik, düşünmüyoruz. Çünkü bu tür erken seçimlerin bedeli o ülke ekonomisine bir darbedir ve faturası da çok ağırdır. Buna da fırsat vermeyiz.'


Fransa'ya tam üyelik vurgusu


Fransa'da devam eden 'Türkiye Mevsimi', bu akşam Versay Sarayı içinde yer alan opera binasında sahnelenen 'Müsenna' eseri ile sona erdi.

'Türkiye Mevsimi' etkinliklerinin kapanış törenini, Başbakan Erdoğan ve Fransa Senato Başkanı Gerard Larcher birlikte gerçekleştirdi. Başbakan Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, AB'de Türkiye'ye tam üyelik yerine 'imtiyazlı ortaklık' öneren Fransa'ya uyarılarda bulundu. Erdoğan, konuşmasında şunları söyledi:

AB TÜRKİYE İLE BARIŞ PROJESİ OLUR

'Aslında bizler birbirine birbirlerinin kültürlerine yabancı ülkeler değiliz. Birinci Fransuva ile Kanuni Sultan Süleyman'ın yaptığı gibi ortak bir tarihi nasıl şekillendirdiysek ortak bir geleceği de yine birlikte şekillendireceğiz. Türkiye Müslüman kimliği ile laik, demokratik ve sosyal bir hukuk devleti olma niteliğini bir arada başarıyla kaynaştıran bir ülke olarak adeta doğuyla batının kuzeyle güneyin bir sentezini yansıtıyor. Bu sentezin en güzide yansıdığı platformlardan birini de Türkiye'nin AB yolculuğu teşkil ediyor, şüphesiz Medeniyetler İttifakı'nı İspanya ile oluşturmadaki azmi, kararlılığı teşkil ediyor. Türkiye'nin üye olduğu bir Avrupa Birliği'nin dünya tarihine yazılmış en önemli barış projelerinden biri olacağına inanıyorum.'

Fransa Senato Başkanı Gerard Larcher de yaptığı konuşmada, Türk-Fransız ilişkilerini 'vazgeçilmez' olarak tanımladı. Türk-Fransız ilişkilerinin tarihinin 500 yılı aştığını belirten Senato Başkanı, 'Türkiye ve Fransa birbirleri için çok gerekli iki ülke. Bu birliktelik bölge için de çok önemli' dedi.


O adam benim muhatabım değil

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın " Kudüs'ün sorunlarına kayıtsız kalamayız, Gazze'deki çocuk katlini arkamıza yaslanıp izleyemeyiz" sözünden rahatsız olan İsrail Dışişleri Bakanı Avigador Lieberman, alışık küstah tavrına bir yenisini daha ekledi. Erdoğan'ın TRT arapça yayınında yaptığı konuşmayı değerlendiren Lieberman, Erdoğan'ın Libya lideri Muammer Kaddafi veya Venezuela Devlet Başkanı Hugo Chavez'e benzediğini savundu ve Erdoğan'ın İsrail pahasına islam dünyası ile yakınlaştığını söyledi. Lieberman'ın bu ifadelerine Saraybosna'da cevap veren Başbakan Erdoğan, "Meyda üzerinden değerlendirilme yapılmaz. Kaldı ki o adam benim muhatabım değil" diye konuştu. Dışişleri Bakanlığı da bir açıklama yaparak, Lieberman'ı sert bir dille eleştirdi. Lieberman'ın "Haddini aşan, yakışıksız ifadeler kullandığı" belirtilen Dışişleri açıklamasında, Türkiye'nin İsrail'in bölgede kalıcı barış hedefine hizmet etmeyen tutum ve davranışlarını eleştirdiği ve eleştirmeye de devam edeceği vurgulandı.


Büyükelçi Tan ABD'ye döndü

Ermeni karar tasarısına yönelik tepki için Ankara'ya çağrılan Washington Büyükelçisi Namık Tan, ABD'ye geri döndü. Tan, Mart ayı başında ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi'nde Ermeni iddialarına ilişkin karar tasarısının kabul edilmesinin ardından istişareler için Ankara'ya çağrılmıştı. Yaklaşık bir ay sonra ABD'deki görevi başına dönen Büyükelçi Tan, Esenboğa Havaalanında yaptığı açıklamada "Ankara'ya istişareye çağrılmam suretiyle vermek istediğimiz mesaj muhataplarımızca alınmıştır ve algılanmıştır. Bunun karşılığında biz de tatmin olduğumuz cevapları aldık. Dolayısıyla artık benim de görevimin başına dönme zamanım gelmiş oluyor" dedi.


Bilge Kral'a dua

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Bosna Hersek'in Kurucu Cumhurbaşkanı Aliya İzzetbegoviç'in mezarını ziyaret etti. Boşnaklar tarafından Bilge Kral olarak anılan Aliya İzzetbegoviç'in kabri başında dua eden Erdoğan, mezara çiçek bıraktı.

Yenişafak