'Ahu Tuğba ile açık sahnelerde daha rahattım'

Adına kitaplar yazılan, gazozlar çıkarılan Nuri Alço ile değişik bir sohbet..

- Gençlerden oluşan çok büyük bir hayran kitleniz var, bu nasıl oluştu?
- Tabi güzel bir gençlik hep üniversite talebeleri. Benim özelliğim de hem 80'li yıllara hitap etmem, hem şimdiki nesile hitap etmem. Bir karakter oyuncusu olarak onların sevgilerini kazanmak bana mutluluk veriyor.

DÜNYADA TEKİM

- Çocukluğumda sokak duvarlarında sağcı, solcu yazılarının yanında bir de Nuri Alço yazardı.
- Türkiye'de değil dünyada da ilk defa bir aktörün başına gelen bir olaydır bu. O da çok güzel bir duygu. Duvarda sevgi, siyasi yazıların yanında adımı görmek istemeleri enteresan. Gençler devamlı beni görmek istiyor, beni zaman zaman üniversitelerine davet ediyorlar ben de gidip konuşmalar yapıyorum. Yakında Eskişehir Gazi Üniversitesi'ne gideceğim.
- Gençler en çok hangi konuları merak ediyor?
- Filmlerde oynadığım rollerle ilgili konuşmalar yapıyorum. Uyuşturucu konusu ağırlıklı oluyor tabii. Genç nesile güzel örnekler veren konuşmalar yapıyorum.
- Dünyada duvarlara adı yazılan bu konudaki tek marka insansınız..
- Evet yani marka olmak çok güzel bir şey. Adıma bir sürü kitapların yazılması, benim adıma gazoz meşrubatlarının çıkarılması çok güzel bir şey.

KÖTÜ ADAMI SEVDİRDİM

- Kötü adam karakteri canlandırdığınız için sokakta hiç dayak yediniz mi?
- Benim başıma öyle bir şey gelmedi. Ayrıca beni gerçekten çok seven bir grup var. Yollarda yürümek biraz zor oluyor, sevgi selinden dolayı. Kötü adam karakterinin bana sevgi olarak dönmesi müthiş bir duygu. Benim çizgim giyimimle, fiziğimle, tipimle kötü adam tiplemesini sevdirdim.
- Mesleğe nasıl başladınız?
- Ben Eskişehir'de bankacıydım. Bankadan bir ilaç firmasına ve oradan da fotomodellik ve mankenlik derken sinemaya geçtim. O zamanlar mecmuaların açtığı yarışmalar vardı. O yarışmalara katılarak bu hayata başladım.
- Aşk ne ifade eder sizin için? Kaç evlilik yaptınız? Çocuk var mı?
- Aşk çok güzel bir şeydir. Önemli olan onu yakalayabilmek. Aşkın yaşı sınırı yoktur. Aşkta yaş aranmaz. Ben bir kez evlendim ve 88 yılında boşandım. Çocuğum yok.

KADINLARDAN TEKLİF ALIYORUM

- Kız arkadaşınız var mı? Tekrar evlenmeyi düşünüyor musunuz?
- Düşünüyorum tabii ki olacak, zamanı gelince. Bir çocuk meydana getirmek gerekiyor. Onun da yerini bulabilmesi, doğru nokta, doğru hedef. Şimdiye kadar eğer yanlış yapsaydım kaç tane çocuğum olurdu benim ama maalesef onlara hep engel oldum, kendimi frenledim. Çünkü o çocuğa sahip olmak çocuğun annesi ile babasıyla bir arada büyümesi, yetişmesi benim için çok önemli. Çocuk sahibi olduğunuz zaman onlara bakmak ve sahip çıkmak gerekir, sokaklara atmamak lazım onları.
- Bugüne kadar kaç hanımla beraber oldunuz?
- Benim uzun vadeli birlikteliklerim olmadı, hepsi kısa vadeliydi. 30 seneye ne kadar sığarsa o kadar kadınla birlikte oldum. 500'ün üzerindedir.

ESKİ SEVGİLİMDEN YAŞ FARKI YÜZÜNDEN AYRILDIM

- Sizden küçük bir sevgiliniz vardı, neden ayrıldınız?
- Evet o ilişkim 8 yıl sürdü. Yaş farkının çok olduğunu düşündüğüm için ayrıldım.
- Sette tecavüz sahnesi çektikten sonra ilişki yaşadığınız bir kişi oldu mu?
-Öyle bir aşk yaşadığım insan olmadı. Bizim zamanımızda her şey arkadaşlık çerçevesi içerisindeydi. Şimdiki dizi setlerinde her şey aşka dönüşüyor.
- Kadınlar sizden ürküyor muydu?
- Benden ürken kadın hiç olmadı. Bilakis bana çok sıcak ve sevecen davranıyorlardı. Hatta ben onlardan daha çok çekingen davranıyordum. Genelde kadınlardan bana
teklif geliyor.

YATAK SAHNELERİNDE AHU İLE RAHATTIM

- Bugüne kadar tecavüz sahnelerini en çok kiminle çektiniz ve o sahneleri çekerken kiminle daha rahattınız?
- Hülya Avşar ve Ahu Tuğba ile yatak sahneleri çektim. Ahu Tuğba ile özel hayatımda da yakın arkadaş olduğum için açık sahnelerde onunla daha rahattım.
- Gençlere neler tavsiye edersiniz?
- Yeni nesil daha bilinçli daha akıllı, ellerinde daha fazla imkan var. Daha dikkatli olmaları lazım. Teknolojiyi kendi işleri için kullanmalılar. Bilgisayarı nasıl kullanırsanız, kullanma şekli sizi o tarafa götürür. Bir anda da uçurum da olabilirsiniz. Her anne baba çocuklarıyla arkadaş olmalı. Yaklaşımları o doğrultuda olursa evlatlarını kazanırlar, iyi yön verirler. Hayata geçireceğim projelerden bir tanesi de; üniversite talebelerinin hayatını konu alan bir film yapmak istiyorum, desteklere ihtiyacım var şu anda altyapıyı oluşturdum. Bu çok önemli her ailede bir üniversitede okuyan talebe var. Anadolu'dan büyük şehirlere okumaya gelen çocuklar bilmedikleri bir toplumun, gençliğin içine karışıyorlar. Ayrı evde yaşamaya başlıyorlar, yurtlarda kalarak tek başına mücadele etmeleri gerekiyor. Bu noktada çok dikkatli olmak lazım.

AİLELER İYİ ARAŞTIRSIN

- Peki bu noktada ailelere ne tavsiye edersiniz?
- Ailelere burada da çok görev düşüyor. Bir talebe ev kiraladığı zaman burada tek kalması maddi olanaklardan dolayı mümkün olmuyor. Onun için de 4-5 arkadaş bir araya gelip bir evde kalıyorlar. Birlikte kalacak çocukların önce ailelerinin bir araya gelip tanışmaları gerekir. Aileler arasında kültür, maddi, manevi seviyeler farkı olabilir. Bunlar çocuklarının birleşmesinde aynı yerde yaşamalarında çok tezatlık yaratabilir. Kötü yola düşebilirler, bunlardan bir tanesi uyuşturucu kullanıyor olabilir, onları da uyuşturucuya alıştırabilir.

BENİM MİSYONUM

- Günlük hayatınızdaki misyonunuz gençleri korumak, ama filmlerde de kötü yola düşürmek. Tezat bir durum.
- En kötüyü oynayıp düşürmek mecburiyetindeyim. Kötüyü en iyi
şekilde verebiliyorsam onlar iyinin
farkına varacaklardır. İzledikleri için zaten onlar bana bu sevgiyi gösteriyorlar. Onlardan çok memnunum ben de
onları hiç kırmıyorum.
- Nasıl geçiniyorsunuz, bir eviniz var mı?
- Benim evim filan yok ben kirada oturuyorum şu anda. Ailemin Eskişehir'de evi var. Burada bu yaşa kadar kimseye muhtaç olmadan sadece yaşayabiliyoruz. O da çok büyük bir mutluluk. Mütevazı bir yaşantım var, gece hayatım da olmadığı için gayet normal yaşıyorum. Allah bana bol iş versin istiyorum o kadar. (GÜNEŞ)