Beşiktaşlı taraftarların unutamadığı isimlerden Pascal Nouma, "Şu anda kulübümde, yani Beşiktaş'ta olup, onun yeni zaferlere koşmasına yardımcı olmaktan daha çok isteyeceğim bir şey yok" dedi. Serencebey Dergisi'ne konuşan Nouma, Beşiktaş'tan ayrılması, kulüp ve taraftarlar hakkındaki düşünceleri ve gelecekle ilgili planları hakkında çarpıcı açıklamalar yaptı. Beşiktaş'tan gönderildiği gün hissettiklerini "Sevdiğiniz bir kişinin sizi terk etmesi halinde hissedeceğiniz acıyı bir düşünün. Aynı onun gibiydi" diyerek açıklayan Nouma, takımdan gönderilmesine sebebiyet veren hareketle ilgili olarak ise, "Her şey görünenlerden ibaretti. Sadece elimi şortumun lastiğine attım. Gerçekten bu kadar hayati bir maçta böylesine önemli bir gol attıktan sonra cezalandırılmama sebebiyet verecek böyle bir hareket yapmam size inandırıcı geliyor mu? Benim abartılı ve eksantrik bir insan olduğumu düşünebilirsiniz ama ben kesinlikle saygısız birisi değilim" diye konuştu.

-"BEŞİKTAŞ'A GELMEK ALLAH'TAN BİR LÜTUF"-

Fransa'da oynadığı dönemlerde de ateşli taraftarlarla karşılaştığını ama hiç birisinin Beşiktaş taraftarının yanına yanaşamayacağını dile getiren Pascal Nouma, Allah'ın bir lütuf olarak Beşiktaş'ı karşına çıkardığını düşündüğünü belirterek, "Şu anda kulübümde, yani Beşiktaş'ta olup, onun yeni zaferlere koşmasına yardımcı olmaktan daha çok isteyeceğim bir şey yok" dedi.

Beşiktaş'a geliş serüvenini de anlatan Nouma, "Beşiktaş'a gelmeden önce kulüple ve Türk futboluyla ilgili fazla bilgim yoktu. Türkiye Ligi'nin, Avrupa'daki liglerin aksine küçük bir lig olduğunu düşünüyordum. Ama görüşlerine değer verdiğim birkaç kişi bana Beşiktaş'ta patlama yapacağımı söylediler. Zaten ben de patlama yaptım ve ilk sezonumda rekor sayıda gol attım. Aynı zamanda pek çok zıtlıklarla dolu bir ülkeyi ve muhtemelen dünyanın en muhteşem şehri olan İstanbul'u da tanıma şansım oldu" dedi.

-"BEŞİKTAŞLI TARAFTARLIĞI, AVRUPA'DA ÖRNEĞİNE RASTLANABİLECEK BİR TARAFTARLIK DEĞİL"-

Beşiktaş taraftarlarına övgüler yağdıran Nouma, "Beşiktaş'tan önceki kulübüm Lens'te oynarken taraftarlarla ilişki iyi değildi. Taraftarlar coşkuluydu, hatta muhtemelen Fransa'nın en coşkulu ve takımına bağlı taraftarlarıydı; ama Beşiktaş taraftarının yanına bile yaklaşamazlar. Buradaki taraftarlar hem takımlarını hem de futbolu çok seviyorlar. Fenerbahçeli ve Galatasaraylı taraftarlar bile bana gelip yüreklendirici şeyler söylüyorlardı. O açıdan Türkiye'deki taraftarlık, özelikle Beşiktaşlı taraftarlığı, Avrupa'da örneğine rastlanabilecek bir taraftarlık değil. Beşiktaş taraftarları bana, aynı onların tribünde tezahüratlarıyla takım için savaşmaları gibi, sahada onlar için savaştığımı söylüyorlardı. Bu bakımdan ben durumumun çok iyi bir oyuncu ve çok iyi bir insan olan ve bana gerek hayatla, gerekse Türkiye'yle ilgili çok şey öğreten eski takım arkadaşım Bayram Bektaş'tan çok da farklı olmadığını düşünüyorum. Yani sahada takımının kazanması için savaşan her futbolcu Beşiktaş taraftarı
için eşittir. Yeter ki gerektiği gibi mücadele etsin" dedi.

Beşiktaş'ın 100. yılındaki şampiyonluk kutlamalarında yer alamamasına çok üzüldüğünü belirten Nouma, "Çok büyük üzüntü duyuyordum. Sevdiğiniz bir kişinin sizi terk etmesi halinde hissedeceğiniz acıyı bir düşünün. Aynı onun gibiydi. Ama aynı zamanda taraftarlar için mutluydum çünkü bu şampiyonluğun onlar için ne kadar önemli olduğunun farkındaydım. Taraftarların sevinci bana teselli oldu. Ama katkı yaptığımı düşündüğüm şampiyonluk kutlamalarında ben de olmak isterdim" dedi.

Takımdan gönderilmesine neden olan olay hareketiyle ilgili de konuşan Nouma, "Her şey görünenlerden ibaretti. Sadece elimi şortumun lastiğine attım. Gerçekten bu kadar hayati bir maçta böylesine önemli bir gol attıktan sonra cezalandırılmama sebebiyet verecek böyle bir hareket yapmam size inandırıcı geliyor mu? Benim abartılı ve eksantrik bir insan olduğumu düşünebilirsiniz, ama ben kesinlikle saygısız birisi değilim" diye konuştu.

-"TÜRKİYE'DEN VE BEŞİKTAŞ'TAN AYRILMAK ZORUNDA KALDIĞIMA ÇOK PİŞMANIM"-

Pascal Nouma en büyük pişmanlığını da açıklayarak, "Türkiye'den ve Beşiktaş'tan ayrılmak zorunda kaldığıma çok pişmanım. Ben sadece yeteneklerimin sınırlarını zorlayıp yapabileceğimin en iyisini yapmayı hedefliyordum. Tanrı'nın yoluma Beşiktaş'ı ve Türkiye'yi çıkaracağını hiç düşünmemiştim. Bu benim umduğumdan çok daha fazlası oldu" dedi.

Beşiktaş taraftarı ile takım arasındaki ilişkiyi hakkında ise Nouma şunları söyledi: "Bu çok yoğun bir ilişki; aynı bir gönül bağı, hatta taraftarlar için belki de hayatlarının anlamı gibi. Takım sahadayken bunu hissediyor. İnönü'de taraftarların yaptıkları tezahüratlarla takıma verdikleri destek efsanevi bir şey. Saha dışında da Beşiktaş'a geldikten sonra hayatımda daha önce hiç yaşamadığım şeyleri yaşadım. Mesela binlerce taraftarın Atatürk Havalimanı'na beni karşılamaya gelmesi veya taraftarların kaldığım otele gelerek beni aniden omuzlarına alıp Beşiktaş sokaklarında taşımaları gibi."

Öldüğü zaman Türkiye'ye gömülmek istediğini söyleyen Nouma, 'Beşiktaşlılığı nasıl tanımlıyorsunuz?' şeklindeki bir soruya ise, "Bir taraftar için Beşiktaş öylesine önemli ki adeta bir ölüm-kalım meselesi gibi. Kara kartal çok güçlü bir sembol ve kulüp de 106 yıldan fazla bir süredir yükseklerden uçmaya devam ediyor. Ve tabii ki Beşiktaş sadece futboldan ibaret değil. Basketbol gibi başka sporları da kapsıyor. Spor, futbol, bana hayattaki her şeyimi getirdi ve ben de Beşiktaş'ın taraftarlara her şeyi getirmesini dilerim" diye cevap verdi.

Türk futbolu, futbolun yönetim şekli, Türk hakemleri ve Türk spor medyasını hakkında da konuşan Nouma, "Geçen sezon çok heyecan vericiydi. Şampiyonluk için bu kadar yakın bir yarış izlemek çok güzeldi. Bu sezon kendilerini üst düzey liglerde kanıtlamış olan bazı tanınmış ve tecrübeli teknik direktörlerin Türkiye'ye gelmesi de ligin kalitesini bir üst seviyeye çıkaracaktır. Spor medyası da aynı taraftarlar gibi çok tutkulu ve onlar da futbolun yarattığı heyecan ortamını destekliyorlar. Türk hakemleri de gelişmeye ve (aynı diğer üst düzey Avrupa liglerinde olduğu gibi) daha profesyonel olmaya devam edecekler. Sahada futbolcularla ateşli diyaloglar içindeler ve Federasyon tarafından da baskı altındalar. Hakem olmak gerçekten kolay iş değil. Güçlü olmalısınız, tarafsızlığınızı korumalı ve soğukkanlı bir biçimde hareket edebilmelisiniz" dedi.

-"BEŞİKTAŞ'A YARDIMCI OLMAKTAN BAŞKA İSTEYECEĞİM BİR ŞEY YOK"-

Önümüzdeki döneme dair planlarını da anlatan Nouma, "Menajerim Chantal, Türkiye'de sürekli olarak fırsatları araştırıyor. Beşiktaş'a gelince, şu anda kulübümde (yani Beşiktaş'ta) olup her gün onun yeni zaferlere koşmasına yardımcı olmaktan daha çok isteyeceğim bir şey yok" diye konuştu.

Pascal Nouma sözlerini yine Türk taraftarlarla ilgili açıklamalarla noktalayarak, "Beşiktaş'tan önceki kulübüm Lens'te oynarken taraftarlarla ilişki iyi değildi. Taraftarlar coşkuluydu, hatta muhtemelen Fransa'nın en coşkulu ve takımına bağlı taraftarlarıydı; ama Beşiktaş taraftarının yanına bile yaklaşamazlar. Buradaki taraftarlar hem takımlarını hem de futbolu çok seviyorlar. Fenerbahçeli ve Galatasaraylı taraftarlar bile bana gelip yüreklendirici şeyler söylüyorlardı.

Beşiktaş taraftarları bana, aynı onların tribünde tezahüratlarıyla takım için savaşmaları gibi, sahada onlar için savaştığımı söylüyorlardı. Bu bakımdan ben durumumun çok iyi bir oyuncu ve çok iyi bir insan olan ve bana gerek hayatla, gerekse Türkiye'yle ilgili çok şey öğreten eski takım arkadaşım Bayram Beşiktaş'tan çok da farklı olmadığını düşünüyorum. Yani sahada takımının kazanması için savaşan her futbolcu Beşiktaş taraftarı için eşittir. Yeter ki gerektiği gibi mücadele etsin" dedi./HT