Yabancı talebiyle 1.8250 TL"ye çıkarak tarihi zirvesini gören dolar, Merkez"in döviz satım ihalelerini yeniden başlatmasıyla 1.80"e geriledi

Doların yabancı talebiyle 1.82 TL"yi aşarak tarihi zirveyi görmesi üzerine Merkez Bankası"dan kura “Müdahale ederiz” sinyali geldi. Merkez"in gerekirse piyasaya müdahale edeceği ve yükselişe bir sınır koyacağı sinyalinin ardından bireysel müşteri satışlarının etkisiyle dolar 1.80 TL"ye geriledi.
Merkez Bankası, dolar başta olmak üzere döviz kurlarında devam eden yükseliş üzerine bugünden itibaren döviz satım ihaleleri yoluyla piyasaya döviz likiditesi sağlanması kararını aldı.
İhalelerde satımı yapılacak döviz tutarı 50 milyon dolar olarak belirlendi. Açıklamada, ihalelere rağmen, likidite azalmasına bağlı olarak oluşacak spekülatif davranışlar sonucunda kurlarda aşırı dalgalanma gözlenmesi durumunda ise doğrudan döviz satım müdahalesinde bulunabileceği bildirildi.

Getirisi yüzde 18
Yurtdışı piyasalar doların yükselişinin yanı sıra yurtiçinde sanayi üretimindeki sert düşüş, IMF anlaşmasıyla ilgili bir gelişme olmaması doları TL karşısında 1.8250 ile rekor seviyeye taşıdı. Böylece, dolar yılbaşından bu yana yüzde 18, 2008 yılı içinde en düşük seviyeyi gördüğü 4 Ağustos"tan (1.15) bu yana ise yüzde 58 değer kazandı.

Fidelity alıyor
Dövize talep özellikle yabancı yatırımcılardan geliyor. Son üç gündür dövizde ABD"li Fidelity adlı fonun yüksek hacimli alımlarına dikkat çekiliyor.
Döviz borçlusu şirketlerin alımları da kuru yükseltiyor. “Daha da yükselir mi tedirginliğinin” yerli yatırımcıların döviz satma isteğini azalttığını söyleyen uzmanlar, “Merkez"in açıklaması sonrasında döviz satışı geldi ama bu yükselişi dengeleyecek seviyede değil” dedi.
Bankalardaki döviz mevduat hesapları ise 20 Şubat itibarıyla 103.1 milyar dolardan 100.6 milyar dolara indi.

Yabancı payı geriledi
Dolar alıp Türkiye"den çıkan yabancılar, İMKB"de bir süreden bu yana satış yapıyor. 30 Ocak"ta borsada yüzde 67.27 olan yabancı payı 20 Şubat"ta yüzde 64.10"a geriledi. 6 Mart itibarıyla ise yabancı payı yüzde 63.29 seviyesine geldi. İMKB endeksi de dün yüzde 0.71 değer kaybetti. Euro da 2.29 TL ile en yüksek seviyesini gördü.




NEDEN YÜKSELİYOR?
- Küresel ekonomiyle ilgili kaygılar nedeniyle finans kurumları, şirketler likit kalmaya yöneliyor, dolara talep artıyor.
- Yatırımcılar, riskten kaçış eğilimiyle Polonya, Romanya, Güney Afrika gibi gelişmekte olan ülke para birimlerinden kaçıyor. Bu kaçış eğilimi TL"yi de etkiliyor.
- İçeride dövize talep özellikle yabancı yatırımcılardan ve döviz borçlusu şirketlerden geliyor.
- "Daha da yükselir mi?" beklentisi döviz satışını sınırlıyor.
- Merkez Bankası"nın son faiz indirimleri sıcak para girişinde cazibeyi azalttı.
- Ocak ayında sanayi üretimi dibe vurdu, IMF ile anlaşma belirsizliği sürüyor.



YORUMLAR
Uzmanlar anlaşamadı
Doların yükselişi ekonomistleri de ikiye böldü, bazıları kurun 2 TL"ye çıkacağını savunurken, bazıları 1.60"a gerileyeceği görüşünde. Ata Yatırım Başekonomisti Nurhan Toguç, olumsuz haber akışının devamı halinde doların 2 TL"yi zorlayacağını söyledi.
Akbank Genel Müdür Vekili Reşit Toygar, Avrupalı bankaların talebi nedeniyle doların yükseldiğini belirterek, “Türk bankalarının veya halkın talebi yok. Dolar 1.60"a gelir” dedi.
İktisatçı Mustafa Sönmez ise doların yükselişinde varlık barışının etkisi olduğunu iddia etti. Sönmez, firmaların dışarıda olmayan dövizlerini beyan ettiklerini belirterek, “Nisan sonuna kadar da bu beyanlarda yazan dolarları temin etmeleri gerek” dedi.
Finansinvest Genel Müdürü Zafer Onat da Merkez"in ekonomiyi canlandırmak için hızlı faiz indirimleri nedeniyle TL"nin cazip olmadığını söyledi.

Kim kaybediyor, kim kazanıyor?
- İhracatçı kazanıyor. Eline geçen dolar, euro miktar olarak aynı olsa bile TL olarak karşılığı artıyor.
- Yastık altında doları olan, mevduatı döviz olan kazanıyor.
- Türkiye turistler için ucuzladı. Dolayısıyla turistler ve turizmciler de kazanan grupta yer alıyor.
- Kaybedenlere gelince... Yatırım için dış kredi kullanan sanayiciler, ihracat yapamadığı için borcunu çeviremiyor.
- Şirketler kesiminin bu yıl ödenmesi gereken borç miktarı 40 milyar dolara yakın. Kurun yükselmesi TL cinsinden yüklerini artıyor. Kur zararı bu şirketlerin bilançolarına da kötü yansıyacak.
- Devlet de kaybedecek. Döviz cinsinden borçlarında kur farkını üstlenecek. İkincisi kur farkları bilançolara yansıdıkça zararlar artacak ve vergi gelirleri düşecek.
- İthal girdi kullanan sektörlerde maliyetler kur farkıyla artıyor. Ancak, talep düştüğü için kur artışları fiyata yansıtılamıyorlar.
- Ekonominin genel olarak daralması milli geliri düşürüyor. Milli gelirin dolar cinsinden karşılığı da düşeceğinden kişi başına gelir de düşecek.
- İçeride eşe, dosta, tefeciye döviz borcu olan, döviz kredisi kullananlar da kaybediyor.


TL için kritik dönem
Sınırlar ötesi sermaye hareketlerinin müthiş bir akışkanlık kazandığı günümüzde, ülke paralarının değerindeki iniş çıkışları büyük ölçüde uluslararası sermaye hareketleri belirliyor. Sermaye çıkışının hızlandığı ülkelerde, ülke parasının değer kaybetme olasılığı artıyor.
Örneğin İngiltere"den geçen yılın ikinci çeyreğinde 683 milyar dolar, dördüncü çeyreğinde 598 milyar dolar ve 2008 yılının bütününde 1 trilyon doları aşan net sermaye çıkışı oldu. Normalin 10 katı mertebesindeki bu sermaye çıkışı, İngiliz sterlinindeki düşüşü ve banka sistemindeki depremi tetikledi.
Rusya"da ise 2006"da net 42 milyar doları ve 2007"de 83 milyar doları bulan net sermaye girişleri 2008 yılında yerini büyük boyutta sermaye çıkışına bıraktı. 2008 yılının yalnızca son çeyreğinde Rusya"dan net sermaye çıkışı 130 milyar doları buldu ve Rusya büyük döviz rezervine rağmen, parasının değerini koruyamadı.
Türkiye böyle büyük bir sermaye çıkışı dalgası yaşamadığı için TL"nin değer kaybı bir bant içinde tutulabildi. Ancak şimdi kritik bir dönemin eşiğindeyiz. Türkiye"nin konumundaki ülkelere yönelik özel sermaye girişlerinin büyük ölçüde düştüğü, bu ülkelerden sermaye çıkışının ise hızlandığı ortamda, IMF gibi uluslararası kuruluşların sağlayacağı destekler büyük önem kazanıyor. Bunu göz ardı etmenin bedeli TL"nin dolar karşısındaki değer kaybının hızlanması olabilir.

MİLLİYET