Çünkü öyle.

Neden mi?

Halkın gelmiş olduğu nokta onu gösteriyor.

Süheyl Batum meclis koltuğuna Kılıçdaroğlu'nun destekleriyle gelirken ve üç yıldır o koltuğu sessizce işgal ederken gafletle tek söyleyebildiği "Koca bir askeri yıktılar, meğer kağıttan kaplanmış, biz bunu asker zannedermişiz” sözünün dışında nasıl bir tutum izlemiştir de şimdi konuşma zamanıdır diye veryansın eder anlamış değilim.

Fazıl Say'ı severim. Gerçek sanatçıdır. Sanatı maalesef Türkiye şartlarında belirli bir kesime hitap eder. Attığı bir tweet (hala Türkçesi üretilmedi ve türetilmedi) yüzünden mahkemeye verildi, Gezi ruhlu gençlerin sahip çıkmasıyla internette en çok konuşulan haber olarak, takipçilerini çoğalttı ve bir gıdım daha aşağıya indi, oradaki halkla kucaklaştı. Seçimden sonra küskün gibi, önemsemiyor havalarda. Bir bildiğini açıkladı," ya ruh?" dedi İhsanoğlu'na karşı.

Vallahi her ikisi de doğru söylüyor, söylüyor da... Anlamadığım noktalar beynimde cirit atıyor;

İstanbul'u bilmeyen, denizi görmeyen milyonlarca çocuk hala varken 2014 'te...

Mc Donalds nedir ki diye soran öğrenci İstanbul'un göbeğindeyken...

Madenlerde patlamalar olmadan duyarsızlık, vurdum duymazlık, patlamadan sonra timsah gözyaşları 3 gün sürerken...

Erkekler breh breh gerinerek otururken koltuklarında cinsiyetlerinin üstünlüğüyle ve kadınlar hala kimlik savaşı verirken...

Topraklarımız paylaşılırken, tohumlarımız yok edilirken ve GDO 'lu ürünler lüks marketlerde yerini alırken...

Kitaplarımızdan Darwin teorisi çıkarılırken, ilim ve fen dersleri azaltılırken...

Vatanı korusun diye askere gönderdiğimiz erlere saçlarını yaptıranlar memnunken...

1980 dönemi liderleri Atatürk'ü dilinden düşürmeden, istediği zulmü yaparken...

Şimdi itiraz edenler neredeydi?

Atatürk'ün devrimlerini büyük oranda kadınlar destekleyip, kollarken, bir türlü yakalayamadığımız bu devrimler fersah fersah ilerimizde giderken uyuyor muydular?

Elbette İhsanoğlu beklenilen bir aday değildir. Ama ne Süheyl Batum ne de Fazıl Say düşüncesi, halk nüfusunda çoğunlukta değildir.

Adları geçen aday profilllerini inceleyelim.

Meral Akşener; Çiller'in nedimesi değil miydi?

Deniz Baykal; Başbakan seçildi de ben mi duymadım? Solu bölen kendisi değil miydi? Özel hayata saygı yüzünden bir kez olsun videoyu seyretmediğim halde, bulunduğu yer o oda değil, meclis olmalıydı, onca dert tasa varken.

Metin Feyzioğlu; Keşke olabilseydi ancak daha önce almış olduğu davanın hukuk dilinde normal olduğunu, herkesin savunma hakkının olabileceği gerçeğini kaç kişi kabul ederdi?

Abdüllatif Şener; Sahip olduğu inanışın İhsanoğlu'ndan ne farkı var? Yıllar önce AKP'yi kurduğu dönemlerde, karşılaştığım bir eğitim seminerinde elimi sıkmadı, acaba kadın olduğum için mi?

Emine Ülker Tarhan ; keşke olabilseydi, başımın tacı olurdu. Ancak erkek egemen toplum kabul eder miydi sizce?

Şimdi demem şudur; madem ABD yazıyor (!) biz oynuyoruz, bırakın bu masalın sonunu görelim. Kaldı ki, bu senaryolar yazılırken niye biz safı oynadık ve inandık? Şimdi mi dillerimizin bağı çözüldü?

Bu bir satranç, ve şah çekilmesi için strateji uygulanmalı.

Atatürk'e ihanet edildiğini düşünenler; yıllardır siz ihanet ettiniz... Öteye, daha öteye giderek...

Sosyal medyada bu konuyla ilgili düşüncelerinizi #aydınkonuşuyor etiketiyle paylaşın, yayınlayalım! 

facebook.png twitter.png

habericiuygulamalar.jpg