Uğur Mumcu öldürüldüğü dönemde İçişleri Bakanı olan İsmet Sezgin, “Cinayetin arkasında İran"la bağlantılı radikal bir grup vardı. İranlı diplomatlar izlendi. Araştırmalar deşifre edilince şüpheliler yurtdışına kaçtı. Cinayeti çözmeyi hepimiz çok istiyorduk, yapamadık olmadı” dedi.

Aradan 17 yıl geçmesine karşın aydınlatılmayan Uğur Mumcu cinayetinde, Mumcu"nun ölüm yıldönümünde, dönemin İçişleri Bakanı olan İsmet Sezgin"den ilginç açıklamalar geldi. Sezgin, suikasti İran bağlantılı radikal bir dinci grubun işlediğine inandığını söyledi. O dönem Süleyman Demirel ve Erdal İnönü dahil herkesin cinayetin aydınlatılması için “samimi bir uğraş verdiğini” belirten Sezgin, Emniyet"in, Mumcu"yu öldüren bombayı ilk defa o cinayette tanıdığını söyledi.

Mumcu suikastini haber alır almaz Kuşadası"ndan Ankara"ya geldiğini hatırlatan dönemin İçişleri Bakanı İsmet Sezgin, “Cinayeti çözmek devletin namus borcudur dedik ama bu borcu maalesef ödeyemedik” ifadesini kullandı.

Sezgin, VATAN"ın sorularını yanıtladı:

Mumcu cinayetinin şüphelileri nasıl yurtdışına kaçtı?

İçişleri Bakanlığı ve Emniyet olarak o dönem araştırmalar büyük bir titizlikle sürdürülüyordu. Ancak bunlar basına yansıdı. Şüphelilerin yurtdışına kaçmasının nedeni, yapılan çalışmaların deşifre olmasıdır. Tüm bu çalışmalar gazetelerde yayınlanınca, şüpheliler yurtdışına kaçtı veya kaçırıldı.

İsim var mıydı?

Ben isimleri tek tek bilmiyorum. Ama araştırmalar sürdürülüyordu. Üzerinde durulan şüpheliler vardı. Emniyet onlar kaçınca ipuçlarını kaybetti. Batman"da bir örgütün de adı geçmişti. Bizim zamanımızda emniyet örgütü, bu cinayetle ilgili her delili, her belgeyi titizlikle inceledi. Ama tüm bağlantılar saptanamadı.

Kum kentinde eğitim alıyorlardı

Radikal islamcılardan mı söz ediyorsunuz?

Evet. Ancak Batman"dan da sonuç çıkmadı. O yıllarda İran"daki Kum şehri, bu örgütlerin merkeziydi. Orada eğitim alıyorlardı. Kum Şehrinde yetiştirilip yurtdışına gönderiliyorlardı.

İranlı diplomatlar uzun süre izlendi

O dönem İranlı bir diplomattan şüphelendiğinizi de açıklamıştınız?

Diplomat değil diplomatlar. Onlarla ilgisi olduğu ifade ediliyordu. Ancak bir yabancı devletin buradaki memurlarına son derece rahat muamele etmeniz mümkün değil. Bu iddia edildi. Ancak o zaman İstanbul"da 1 milyon İranlı vardı.

Emniyet bu diplomatları yakın takibe almadı mı?

Emniyet, İranla gerekli istihbarat girişimleri de yapmıştır. Diplomatlarla ilgili ise İçişleri Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü hem benim zamanım, hem de benden sonra bunları takip etti.

Size göre o gün ve bugün için soruyorum bu suikastın arkasında kimler vardı?

Ben radikal dincilerin olduğunu düşünüyorum. İranla bağlantılı olan büyük bir grubun olduğunu düşünüyorum ve böyle bir ihtimale çok ağırlık veriyorum.

Engelleyenin kulağına yapışılır

Dönemin TBMM Uğur Mumcu Araştırma Komisyonu Başkanı Ersönmüz Yarbay, “Bizi cinayeti çözmememiz için engellediler” iddiasında bulundu?

Engellendikleri kesinlikle doğru değil. Meclis Komisyonu"nun engellemesi mümkün değil. Aklın kurallarına aykırıdır. Ulus adına yetisi olan yüce Meclisin araştırma, soruşturma komisyonu engellenebilir mi? Engelleyenin kulağına yapılışır.

Siz engellerle karşılaştınız mı?

Ben İsmet Sezgin olarak hiçbir engelleme kabul etmem. Beni kimse engelleyemez. “Yapma etme” diyenin suratına telefonu kapatırım.

Hiçbir cinayet gizli kalmaz

Siz, sizden sonraki bir çok İçişleri Bakanı göreve geldi. Sizce bu cinayet neden çözülemedi?

Ben kendi dönemimle ilgili konuşabilirim. Ancak hiçbir cinayet gizli kalmaz. Mutlaka çözülecektir.

Sayın Demirel de "namus sözü"vermişti?

Sadece Sayın Demirel değil, rahmetli Erdal İnönü, hepimiz bu sözü verdik. İnönü de “boynumuz borcudur” dedi. Çok içtenlikle söylüyorum, hepimiz samimiyetle konuştuk. Hem duygusal olarak, hem görev bilinci içinde bu cinayeti çözmeyi hepimiz çok istiyorduk. Yapamadık olmadı. Ama bir gün çözülecektir.

O bombayı ilk defa görüyorduk

Uğur Mumcu cinayeti o yıllarda Emniyet için yeni bir olaydı. Gerek cinayetin işleniş şekli, gerek kullanılan bombanın materyali çok değişikti. Yani Emniyet"in tanıdığı, bildiği türden değildi. Yoksa Emniyet"in o dönemde aşırı sol örgütlerle, bölücü örgütlerin kullandığı yöntem ve materyallerle ilgili yıllara dayanan bilgisi vardı. Ancak böyle bir yöntemle işlenen ne cinayet ne de elinde çözülmüş vakaları vardı. Ne de hangi metodla çalıştıklarını biliyorlardı. / vatan