Uluslararası Ağa Han Mimarlık Ödülü sahibi Muğlalı Nail Çakırhan, 98 yaşında vefat etti. Uzun zamandır kolon kanseri tedavi görmekte olan Çakırhan, 16 gün önce rahatsızlığı Muğla"nın Ula ilçesine bağlı Akyaka Beldesi"nden Muğla Özel Yücelen Hastanesi'ne getirilerek kontrol altına alınmıştı. Cakırhan"ın cenazesi Pazartesi günü Akyaka"da toprağa verilecek.
Türkiye"nin mimarlık okumamış ancak Uluslararası Ağa Han Mimarlık Ödülü sahibi olan Nail Çakırhan, 1950 yılında Halet Çambel'in Prof. Bossert'le birlikte kazı yaptığı Adana Karatepe'ye gitmişti. Hayatında çivi bile çakmayan Çakırhan, orada mimari ile tanıştı. Harıl harıl kitap okuyan, ustalarla konuşan Çakırhan, son derece başarılı bir uygulama ortaya çıkardı ve bu çalışma, Türkiye'nin ilk açık hava müzesi ve geniş saçaklı "çıplak beton" uygulaması oldu. Ardından kazı evi, karakol, orman bölge şefliği binaları, bölge yatılı okullarının inşaatı geldi. 1963'te Ankara'da, projesi yine Turgut Cansever'e ait olan Türk Tarih Kurumu binasının inşaatını gerçekleştirdi. Ardından Alman Elçiliği'ne bağlı Alman Lisesi'nin inşası geldi.
1970'te doktor tavsiyesine uyarak eşiyle birlikte Gökova'ya yerleşti. Akyaka'da iki dönüm toprak alarak, iki ustayla birlikte, dinlenebilecekleri, huzur içinde çalışabilecekleri kendi evlerinin inşaatına başladı. Geleneksel mimarimizin özelliklerini günümüz koşullarıyla buluşturan, çevreyle, doğayla bütünleşen bu küçük ev, harikulade estetiğiyle hayranlık uyandırdı ve peş peşe talep gelmeye başladı. 1983'te aklından bile geçmeyen bir sürprizle karşılaştı. Dünyanın en saygın mimarlık ödüllerinden Ağa Han Uluslararası Mimarlık ödülünün sahibi oldu. Mimarlık eğitimi almamış, kendi kendini yetiştirmiş birinin böylesine önemli bir ödüle layık görülmesi akademik çevreleri ayağa kaldırdı. Ödülden gelen parayla Muğla'daki eski bir hanı Kültür Evi olarak restore etti. Ardından otel inşaatları, Letonia, Montana gibi büyük tatil köyleri geldi.
ÇAKIRHAN KİMDİR?
1910 yılında Ula'da doğdu. Okuma yazmayı okula başlamadan, evde amcasından öğrendi, altı yıllık rüştiyeyi birincilikle bitirdi. 1921 yılında Muğla'daki İdadi'ye yazıldı. 1925'te vali yardımcısı olarak Konya'da bulunan bir hocasının aracılığıyla Konya Lisesi'ne yatılı öğrenci olarak girdi. Orada Ahmet Hamdi Tanpınar, Saadettin Nüzhet Ergun gibi değerli hocalarla tanıştı. Onuncu sınıfta "Kervan" adlı bir dergi çıkardı. Liseden sonra İstanbul Tıp Fakültesi'ne kaydını yaptırdı ise de, doktorların geçiminin başkalarının hastalığına bağlı olduğu düşüncesiyle Tıbbiye'yi bırakıp Hukuk Fakültesi'ne yazıldı. Ancak bir süre sonra, benzer düşüncelerle oradan da ayrıldı. Edebiyat Fakültesi Felsefe bölümüne devam etti ve bol bol şiir yazdı.
Askerlik sonrası Tan Gazetesi"nde çalışmaya başladı. Bir dönem kitapçılık yaptı, Çocuk Esirgeme Kurumu'nda muhasebeci olarak çalıştı. Bugün emekli olan ama Türkiye"nin ilk kadın Arkeoloğu bilimsel çalışmalarını aralıksız sürdüren ünlü arkeolog profesör Halet Çambel ile o sıralarda tanıştı. Atatürk'ün yakın arkadaşlarından Hasan Cemil Çambel'in kızı, Türkiye'nin olimpiyatlara katılan ilk kadın sporcusu, Sorbonne mezunu Halet Çambel ile, ailenin karşı çıkmasına rağmen gizlice evlendiler.