Mardin'de 13 yaşındayken 26 kişinin tecavüzüne uğrayan N.Ç. ile ilgili verilen Yargıtay kararı, kamu vicdanının yüreğini yaktı.

N.Ç., 2002'de 13'ünde idi. Babası yaşındaki 26 adamın tecavüzüne uğradı.
Mahkeme, N.Ç.'nin tecavüzcülerin yanına "kendi rızasıyla" gittiğine karar verdi, sanıkların cezası da otomatik olarak indi. "Utanç davasıyla" ilgili temyiz incelemesini yapan Yargıtay 14. Ceza Dairesi de mahkeme kararını onadı. Türkiye ise ayağa kalktı. Bir çocuğun böyle bir olayda rızası nasıl olabilirdi.

'İÇ HUKUK YOLU KAPANDI'
Yargıtay 14. Ceza Dairesi Başkanı Fevzi Elmas, tüm eleştirileri "yaygara" olarak nitelendirdi.
Elmas, "Karar yasaldır. Ancak kesin değildir. Bu kararın yaygarayla değişmesi mümkün değildir" dedi. Elmas ayrıca N.Ç. ile ilgili Adli Tıp raporunda, "Ruhen bu fiile karşı koyabilir ve kemik yaşına göre 14 yaşındadır" denildiğini de sözlerine ekledi. Yargıtay'ın kararına ve açıklamalarına en sert tepki ise Adalet eski Bakanı Hikmet Sami Türk'ten geldi. Mahkeme ve Yargıtay'ın yanlış bir karar verdiğini söyleyen Türk, "Hukuki yönden yapılan temel yanlış 'çocuğun rızası' kabul edilmektedir.

Sanıklara en ağır cezalar verilmeliydi. Yargıtay konuyla ilgili 'İtiraz edilebilir' diyor ancak olay bu yönüyle kesinleşmiştir. İtiraz edilemez" dedi. Yargıtay'ın hata yaptığını kabul etmesi gerektiğini de söyleyen Türk, "Yargıtay yanlış karar verdi. Keşke adil bir karar verseydi. N.Ç. davası artık kesinleşmiştir. Tüm iç hukuk yolları tüketildi. Bundan sonra dava sadece AİHM'ne taşınabilir. Oradan da elde edilecek olan tazminattır" dedi.

takvim