Türkiye’deki tarihi, kültürel ve arkeolojik zenginliklerin yurt dışına çıkarılmasının önüne geçilmesi amacıyla Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın müze müdürlüklerine getirilen eserlere 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu kapsamında eserin değeri kadar para ödüyor.
Adana Kültür ve Turizm Müdürü Osman Arık, Türkiye’nin tarihi, kültürel ve arkeolojik zenginliklerine dikkat çekerek Çukurova’nın da arkeolojik varlıkları çok yoğun olan bir yöre olduğunu söyledi.
Çukurova’da her kazılan yerde bir heykele, bir envanterlik değeri olan kültürel varlığa rastlamanın mümkün olduğunu vurgulayan Arık, bu eserlerin kayıt altında olması gerektiğini ve müzelerde korumasının önemli olduğunu bildirdi.
Tarihi eseri müzelere getiren herkese 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu kapsımında değerinde ücret ödemesi yapıldığını belirten Arık, ancak vatandaşın bu konuda çok fazla bilgi sahibi olmadığını ifade etti. Arık, tarihi eserleri, rastlantı sonucu, kazı yaparak ya da dededen kalma yöntemlerle elinde tutanlar, müzelere başvurması durumunda, uzmanlarca oluşturulan komisyonun verdiği parasal değeri, eser sahibinin hesabına yatırdıklarını kaydetti.
Arık, esere verilen değerin sahibi tarafından kabul edilmemesi durumunda, itirazda bulunarak bir üst komisyonda incelemeye alındığını ve belirlenen ikramiyenin en geç 3 ay içinde eser getirenin hesabına yaptırıldığını vurguladı.
Arık, "Sadece getirene değil, bulan veya yerini haber verenlere de komisyonlarımız tarafından incelemeyi alındıktan sonra envanter değerinden yüzde 40 ücret ödüyoruz. Bir esere bin lira da 1 milyon lira da ödeme yapılabiliyor" dedi.
-"NEREDEN BULDUN DİYE SORULMUYOR"-
Eserlerle birlikte müdürlükleri başvuranlara "Tarihi eserleri nereden aldığını ve nerede bulduğunu" sormadıklarını anlatan Arık, "Bu şekilde hem kaçakçılığın hem de eserlere zarar verilmesinin önüne geçiyoruz" şeklinde konuştu.
Bazı art niyetli kişilerin vatandaşlara buldukları tarihi eserleri devlete götürmemeleri için "Eğer götürürseniz devlet sizi hapse atar" dediğini anlatan Arık, şunları kaydetti:
"Böyle bir şey kesinlikle yok. Vatandaşlarımız korkmadan, çekinmeden tarihi eserleri müzelerimize getirerek devletimizin kendilerine sunduğu bu değerinde ödeme imkanından yararlanabilirler. Vatandaşımız devletimizin değerinde ödeme yaptığını bilmediği için bazen yasal olmayan yollara başvurabiliyor. Biz de bu amaçla Kültür ve Turizm Müdürlüğü olarak bilgilendirme çalışmalarına başladık. Eski eserler dedelerinden kalmış olabilir, bulmuş da olabilir. Tarla da traktöre de takılmış olabilir, vatandaşlarımızdan bu tür tarihi eserleri yasal olmayan yollara başvurmadan müzemize getirmelerini istiyoruz. Biz zaten değerinde ödeme yapıyoruz. Yasal olmayan yollara başvurarak hayatlarını karartmamalılar."
-İKİ ÇOBAN OTOMOBİL SAHİBİ OLDU-
Arık, Adana’da iki çobanın bulduğu ancak çıkartamadıkları ’arabalı tanrı’ heykelinin de kendilerine haber verilmesiyle ortaya çıktığını anlattı. Tarihi eserin piyasa değerinin komisyonlarca belirlenmesinin ardından eseri bulan çobanlara yüzde 40 ödeme yaptıklarını ifade eden Arık, çobanların bu parayla kendilerine birer otomobil aldıklarını söyledi.
Arık, Adana’da 2009 yılında 39 kişiye 422 eser üzerinden 8 bin 184 lira, 2010 da da 32 kişiye 489 eser üzerinden 5 bin 405 lira ödeme yaptıklarını sözlerine ekledi.