Ereksiyon problemi yaşayan hastaların sadece yüzde 10'unun doktora gitmesi erkeklerin bu sorunu çözme konusundaki umutsuzluğunu ortaya koyuyor.

40 yaş ve üzeri erkeklerin sıklıkla yaşadıkları ereksiyon bozukluğu sorunu, çocuklukta alınan yanlış bilgilere kadar gidiyor. Erkek çocuğunun gittikçe artan iktidar yaklaşımından başlayarak ergenlik çağıyla birlikte bu konuların tabu haline dönüşmesi, cinsellik eğitiminin yanlış kaynaklardan alınması, ilköğretimde müfredata konulmaması gibi durumlar cinselliğin yanlış anlaşılmasına ve erkek cinselliğinin iktidarla bağdaştırılmasına neden oluyor.

Türk Androloji Derneği Başkanı ve Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji ABD Öğretim Üyesi Prof. Dr. Önder Yaman, tıp fakültesine gelen gençlerde bile cinsellik konusunda ciddi bilgi eksikliği gördüğünü söylüyor ve “Bilgi olmazsa fikir de olmuyor; yanlış bilgi yanlış fikre gidiyor; buna toplum baskısı ve tabular da eklenince bu durum hiçbir şekilde konuşulmayan, lekelenen, baskılanan bir problem olarak ortaya çıkıyor” diyor. “Türk erkeği ereksiyon problemini diğerlerine göre daha mı fazla abartıyor?” sorusunu bir örnekle yanıtlayan Yaman: “Bir erkek her istediği zaman ereksiyon olacak diye bir şey yok. Bu inanış bilgisizlikten kaynaklanıyor. Nasıl cep telefonlarımız bazen çekmiyorsa, kişinin her ilişkide ereksiyon olmamasının normal kabul edilmesi gerekiyor.” Üç ay süresince sürekli ereksiyon sorunu yaşamanın ereksiyon bozukluğu hastalığı olduğunu, bunun ara sıra olmasının ise herhangi bir bozukluk olmadığını söyleyen Önder Yaman, kişide ereksiyon bozukluğuna zemin hazırlayacak “risk faktörleri” yoksa bu durumu çok önemsememek gerektiğini belirtiyor. Önemsenmesi, kişiyi “performans düşüklüğü anksiyetesi” adı verilen kısırdöngüye sokuyor ve bu durum gerçekten ereksiyon bozukluğu nedeni olabiliyor.

KAYGILI KİŞİLERDE DAHA YAYGIN

Adrenalin gibi stres maddelerinin fazlalığı ereksiyon açısından iyi bulunmuyor. Bu yüzden ereksiyon bozukluğunun vücuttaki sempatik sistem aktivasyonu fazla olan; heyecanlı, endişeli ve kaygılı tiplerde daha çok görüldüğü belirtiliyor. Ereksiyon problemi sadece penisi ilgilendiren bir sorun olarak görülmüyor. Genellikle başka sağlık problemlerinin (yandaş hastalıklar) sonucu olarak geliştiği için multidisipliner yaklaşım büyük önem taşıyor. Bu nedenle diyabet hastalarında mutlaka bir endokrinolog ve metabolizma uzmanıyla, tansiyon ve kolesterol yüksekliğinde ise ilaçların düzenlenmesi anlamında bir kardiyologla birlikte çalışmak gerekiyor. Ayrıca hastalığın yarattığı psikolojik ve sosyal sorunların üstesinden gelmek için psikiyatrdan, hastaya kilo verdirmek gerektiğinde ise bir spor hekimi veya diyetisyenden yardım almak yararlı bulunuyor.

SAHTE İLAÇLAR ÖLÜME GÖTÜREBİLİR

Ereksiyon problemleri nedeniyle doktora gitmeyen hastalar eczanelerde satılan reçetesiz ilaçları kullandıkları zaman önemli sağlık sorunları yaşıyorlar. “İlaçların doz ayarlaması yapılmalı ve kullanımşekilleri hastaya mutlaka bir doktor tarafından anlatılmalı. Sadece yüzde 10’luk hasta grubunun doktora başvurması geri kalanların farklı çözümlere yönelmesi anlamına geliyor” diyen Önder Yaman, Türkiye’de bu tür ilaçların yaygın kullanımı sorununa dikkat çekiyor. En büyük tehlikenin sahte ilaçlarda ölümcül dozlarda bulunan etkenmaddeler olduğunu söyleyen Yaman, bu ilaçların eczanelerden mutlaka doktor reçetesiyle alınması gerektiğini,market ya da internetten temin edilmelerinin büyük riskler içerdiğini belirtiyor

MUTLULUK ÇUBUĞU EN SON ÇARE

SADECE yaşam tarzı değişiklikleri anlamına gelen birinci basamak tedaviyle hafif ereksiyon sorununu ortadan kaldırmak mümkün olabiliyor. Bunun için kişinin varsa göbek bölgesini inceltmesi, sigarayı bırakması, Akdeniz tipi diyet yapması, kullandığı ilaçları düzenlemesi ve yandaş hastalıkların ortadan kaldırılması yeterli oluyor. Orta ereksiyon bozukluğu durumunda yaşam tarzı değişiklikleri yetersiz kalabiliyor. Bu aşamada devreye birinci basamak tedavi uygulamasının yanında ağızdan alınan ilaçlar da giriyor. Bu ilaçların hastalığın giderilmesinde yüzde 70 - 80 oranında etkisi olduğu belirtiliyor. Ağır ereksiyon bozukluğu ise genellikle risk grubundaki hastalıklardan uzun süredir şikâyetçi olan kişilerde görülüyor. Bu hastalarda 1. ve 2. basamak tedavilerinin yanında 3. basamak olarak adlandırılan enjeksiyon tedavileri uygulanıyor. Bunun da işe yaramaması durumunda son çare olarak “mutluluk çubuğu” diye adlandırılan işlem gerçekleştiriliyor.

* Türkiye’deki 40-70 yaş arası erkeklerin yüzde 69.2’sinde ereksiyon sorunu bulunuyor.
* Bu hastaların yüzde 33.2’si hafif, yüzde 27.5’i orta, yüzde 8.5’i ise ağır derecede sertleşme problemi yaşıyor.
* Erkeklerin yüzde 86’sı ve kadınların yüzde 79’u bu sorunu kimseyle konuşmuyor.
* Sorunu yaşayan erkeklerin yüzde 77’si tedavi için hiçbir şey yapmıyor.
* Erkeklerin yüzde 51’i sertleşme sorununu eşleriyle konuşmuyor.
* Kadınların yüzde 29’u, erkeklerin ise yüzde 45’i sertleşme sorunu nedeniyle ilişkilerinin etkilendiğini düşünüyor.
* Tedavi gören erkeklerin yüzde 58.3’ü ilaç kullanıyor, yüzde 22.2’si beslenmesine dikkat ediyor. Yüzde 19.4’lük oranın sigarayı bıraktığı veya azalttığı, yüzde 11.1’inin ise alkolü bırakıp spor yaptığı gözleniyor

CEYDA ERENOĞLU- GAZETE HABERTURK