HASTALIKLARDAN korunmak ve sağlıklı kalmak için alınan her türlü önlem ve uygulamaya ‘hijyen’ adı veriliyor. “Bu terimle bulaşıcı hastalıklardan korunmak için gereken temizlik önlemleri kastediliyor” diyen Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Osman Erol Hayran; görüntüde sağlanan temizliğin, hastalıklardan korunmada yeterli olmadığını söylüyor. Prof. Dr. Hayran, “Hastalık yapan mikroorganizmalar gözle görülmeyecek kadar küçük oldukları için herhangi bir yüzeyin temiz görünmesi halinde bile hastalığın etkenlerini barındırması mümkündür” diye konuşuyor.

SUYUN TEMİZ OLMASI GEREKİYOR

Kişisel temizlik için gerekli olan en önemli maddelerin temiz su ve sabun olduğu belirtiliyor. Ellerin ve vücudun belirli aralıklarla bol sabunlu temiz suyla yıkanması çoğu kez yeterli görülüyor. Ancak suyun yeterince temiz olmadığı durumlarda ve özel ortamlarda ek önlemlere ihtiyaç duyuluyor. Prof. Dr. Hayran, “Temizlik kavramının gelişmediği, hijyenik uygulamaların ve önlemlerin yetersiz olduğu toplumlarda; kişi bireysel hijyene dikkat etse bile risk altında kalmaya devam ediyor. Diğer yandan, bireysel hijyene önem vermeyen bir kişi, çevresindeki hijyen önlemleri çok etkili olsa bile, çeşitli hastalık risklerine açık hale geliyor” diyor. Aşırı hijyenin, iddia edilenin aksine bağışıklık sistemini zayıflatma gibi bir etkisinin bulunmadığına dikkat çeken Hayran, sözlerini şu şekilde sürdürüyor:

SAPLANTI HALİNE GETİRMEMELİSİNİZ

“Hastalanmayı bir korku, temizliği ise saplantı haline getirmemek gerekiyor. Hastalıklardan korunma düşüncesiyle el ve vücudu sürekli kimyasal maddelerle yıkamak sağlıksız bir davranış olarak kabul ediliyor. Böyle durumlarda cildin tahriş olmasıyla ve kullanılan temizleyici maddelere bağlı alerjik reaksiyonlar gelişmesiyle çok sık karşılaşılıyor. Günlük hijyen için günde 8-10 kez doğru şekilde el yıkamak yeterli görülüyor. Bebeklerin ise hijyen açısından gün aşırı yıkanmaları yeterli.”

GENEL HİJYEN KURALLARI

Prof. Dr. Osman Erol Hayran, uyulması gereken genel hijyen kurallarını şöyle sıralıyor:

Sık sık banyo yapmak ve çamaşır değiştirmek.
Her tuvalet sonrası ve her yemek öncesi elleri bol temiz su ve sabunla yıkamak.
Temiz olmadığı bilinen nesnelerle temas halinde olma durumunda, elleri bol temiz su ve sabunla yıkamak.

Akşam yatmadan önce ve sabah kahvaltıdan sonra dişleri fırçalamak.
İçme ve kullanma suları ile tüketilen gıda maddelerinin temiz ve güvenli olduğundan emin olmak.

Kirli zeminlere yiyecek koymamak. Yaşanılan yerlerde çabuk kirlenen ortam ve zeminleri uygun temizlik maddeleri ile sık sık temizlemek.
Yaşanılan mekânları sık sık havalandırmak.
Yaşanılan ortamlarda oluşan atıkları bekletmeden, uygun yöntemle uzaklaştırmak.
Bulaşıcı hastalığı olan kişilerle temastan kaçınmak. Temas edilmesi kaçınılmazsa, koruyucu önlemler almak.

HİJYEN ellerden başlıyor

GEÇTİĞİMİZ aylarda Türkiye’de gerçekleşen Avrupa Hijyen Konseyi’ne katılan Avrupa Hijyen Başkanı Viroloji Uzmanı Prof. Dr. John Oxford, hijyenin ellerden başladığına dikkat çekiyor. Prof. Dr. Oxford, “Özellikle yemek pişirmeden ve sofraya oturmadan önce ve sonra ellerin mutlaka yıkanması gerekir” diye konuşuyor. İşte Avrupa Hijyen Konseyi’nde masaya yatırılan ve hijyen konusundaki gerçekleri su yüzüne çıkaran araştırmalar kapsamında saptanan önemli sonuçlar:

ALYANSLAR MİKROPLA DOLU!

Sadece el yıkamak, mide bakterilerinin oluşumunu yüzde 47 oranında önlüyor.
Sabunla el yıkamak 5 yaş altı çocuklarda ishal ve zatürree ile ilgili enfeksiyonları yüzde 50’den fazla oranda azaltıyor.

Tuvaleti kullanan kişinin parmaklarının ucundaki mikrop sayısı 2 katına çıkıyor.
En kirli yerlerin tuvaletler olduğunu düşünmemize rağmen, yapılan araştırmalar en kirli yerin mutfaklar olduğunu gözler önüne seriyor.
Kişinin alyansında biriken mikrop sayısının, Avrupa nüfusuna eş olduğuna dikkat çekiliyor.

Avrupa Hijyen Konseyi tarafından 8 ayrı ülkedeki evlerden alınan örneklerin laboratuvarda incelenmesi sonucunda elde edilen sonuçlar, milyonlarca evde mutfak musluğunun tuvaletteki sifon kolundan daha mikrop taşıdığını ortaya koyuyor. Bilimsel verilere göre, mutfak musluğundaki kolibasili oranı yüzde 14 iken, bu oran sifon kolunda yüzde 6 civarında.

CEYDA ERENOĞLU- GAZETE HABERTURK- HT MAGAZİN