Alman Köln Eyalet Mahkemesi'nin sünnetin "yaralama suçu" kapsamına girdiği için yasadışı olduğu yönünde aldığı karara Müslüman ve Yahudi topluluklarından sert tepki geldi.

Almanya Yahudiler Merkez Konseyi'nden yapılan açıklamada, mahkemenin verdiği kararın dini cemaatlerin kendi kendine karar verme hakkına "dramatik bir şekilde bir müdahale" olarak nitelendirildi. Açıklamada, yasama organı olan Federal Meclis'in dini özgürlükleri bu tür saldırılara karşı koruması istendi.

İslam Toplumu Milli Görüş (IGMG) Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Yeneroğlu da bu kararla yüzyıllardan beri Müslümanların ve Yahudilerin dini uygulamasının suç haline getirildiğini, kararın aynı zamanda din özgürlüğüne ve ebeveyn haklarına saldırı olduğunu ifade etti.

Yeneroğlu, yasa koyucunun ivedilikle bu konuda düzenleme yapması gerektiğine işaret ederek, Müslümanların ve Yahudilerin, sallantıda olan bir kararla dini özgürlüklerinin ve uygulamalarının engellendiğini, bunun sadece Müslümanlar ve Yahudiler açısından değil, Almanya'nın uluslararası itibarı açısından da kabul edilemez bir durum olduğunu kaydetti.

Almanya Türk Toplumu'ndan (TGD) yapılan açıklamada, bu kararın bir üst mahkeme tarafından düzeltileceğine inanıldığı görüşüne yer verildi. Açıklamada, karardan dolayı bundan sonra sünnetin yasa dışı olarak yapılması tehlikesinin ortaya çıktığı, böylelikle çocuklar için daha büyük bir tehlikenin sözkonusu olacağı endişesinin taşındığı kaydedildi.

Avrupa Türk Demokratlar Birliği (UETD) tarafından yapılan açıklamada, sözkonusu kararın, devletin, vatandaşların karar verme hakkını elinden alması yönünde bir dönüm noktasını oluşturduğu ifade edildi. Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO), çocukların sünnet olmasını hijyenik açıdan tavsiye ettiğine işaret edilen açıklamada, bu kararın sadece Müslümanların ve Yahudilerin dini özgürlüğüne değil, Almanya'daki tüm velilerin özgürlüğüne yönelik bir müdahale olduğu kaydedildi.

Berlin Türk Cemaati (TGB) Başkanı Bekir Yılmaz da AA muhabirine yaptığı açıklamada, bu kararla mahkemenin, "toplumun değer yargılarından ne kadar uzak olduğu"nu açık bir şekilde ortaya koyduğunu belirterek, "Berlin'de 3 yaş altında olan çocukların yüzde 50'si göçmen kökenli. Büyük bir bölümü de Müslüman. Bu karar insanların hayatlarını zorlaştıran bir karar. Kararın sünnet olgusunun önüne geçme gibi bir şansı yok. En kötü ihtimalle dini vecibelerini yerine getirebilmek için veliler çocuklarını götürüp memleketlerinde sünnet ettirecekler" dedi.

Bu kararın tehlikeli bir yönü de olduğunu, entegrasyon açısından insanların duygusal olarak Almanya'dan bağlarının kopmasına vesile olabileceğini ifade eden Yılmaz, politikacıların bu konuda sessiz kalmasının tehlikeyi daha da artırdığını, kararın bir üst mahkemeden döneceğine inandığını kaydetti.

Öte yandan, Almanya'da yaşayan Türkler de Köln Mahkemesi'nin verdiği kararı protesto etti. Höchst Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) Eyüp Sultan Camisinin dernek başkanı Seyyar Türkmen, sözkonusu kararın üzücü olduğunu belirterek, "Bu karar, tüm Müslümanları ilgilendiriyor. Böyle bir kararı kabul etmiyorum" dedi.

Frankfurt DİTİB görevlisi Mehmet Karaaslan, kararın kabul edilemez olduğunu ifade ederek, "Başta Almanya'da yaşayan Türkleri ve tüm Müslümanları ilgilendiren bir konu. Bu karar beni bağlamaz. Ben çocuklarımı sünnet ettireceksem, bunu Almanlara soracak değilim. Burada bir demokrasi varsa, herkes dininin gereklerini yapabilir. Ben çocuğuma '18 yaşına kadar bekle, seni sonra sünnet ettireceğiz' diyemem. Tüm Türkleri protestoya çağırıyorum" diye konuştu.

İnşaat sektöründe çalışan Hasan Çimen, sivil toplum örgütleri tarafından verilecek tepkinin yeterli olmayacağını savunarak, "Devlet nezdinde de protesto edilmesi gereken bir karardır. Biz nasıl ülkemizdeki yabancılara dinleriyle alakalı mecburiyetlerde bulunmuyorsak, biz de dinimizin gereklerini Almanya'da rahatça yaşayabilmemiz gerekir" dedi.

Bremen'de DİTİB'e bağlı olarak hizmet veren Bilal-i Habeşi Caminin din görevlisi Şaban Anuştekin, sünnetin insanlık tarihinde, kökeni İbrahim Peygambere dayanan binlerce yıllık bir geleneği olduğunu belirterek, "Müslümanların erkek çocuklarına yaptırdığı sünnet, dini olmakla birlikte tarihi bir gelenektir. Yasaklama, bu değerin hiçe sayılmasıdır" dedi.

Din görevlisi Semra Tülek de çok basit ameliyatların bile risk taşıdığına dikkati çekerek, "Sünnet, isiminden de anlaşılacağı gibi Peygamber Efendimizin Sünneti'dir. Aslında sağlığın korunması için yapılmaktadır. Bu nedenle yasaklanılmasını doğru bulmuyorum. Ehliyetsiz kişilerin sünnet yapmaları yasaklanmalı" şeklinde konuştu.

Esnaf Halil Kaya, kararı dini inançlara saygısızlık olarak nitelendirirken, 2 çocuk babası olan teknisyen Osman Yeşilyurt da, oğlunu Bremen'de sünnet ettirdiği gibi çevresindeki çok sayıda çocuğun sünnetine de şahitlik ettiğini, şu ana kadar sorun yaşandığını görmediğini, bu nedenle kararın gözden geçirileceğine inandığını söyledi.

Köln Eyalet Mahkemesi, dün verdiği kararda sünnetin "yaralama suçu" kapsamına girdiği ve bu nedenle yasa dışı olduğuna karar vermişti.