Ülkemiz referandumdan sonra yeni bir sistemle yönetilecek.

Tabi partiler de bu yeni sisteme göre kendilerine çeki düzen verecek.

Yeni sistemin ayak sesleri duyulmaya başladı.

Muhalefet partisi CHP’de kazan kaynıyor.

Şimdiden 2019 seçimleri için kollar sıvandı, herkes uygun pozisyon arıyor.

Sanırım referandumdan çıkan sonuçtan sonra  Kemal Kılıçdaroğlu o koltukta rahat oturamayacak veya hiç oturamayacak.

Diğer muhalif grup MHP’nin ‘Hayırcıları’  da çatal yol ağzında.

Ya partilerinde kalacaklar yahut Akşener’in peşinden giderek kopuş yaşayacaklar.

Söylemeye gerek yok, ayrılanlar kaybedecek, kalmak isteyenler eski itibarını koruyamayacak.

‘Hayırda’ yaptıkları ittifak onların işini bir hayli zorlaştıracaktır.

 

***

 

AK PARTİ ise liderine doğrudan kavuşmanın heyecanını yaşıyor.

Şimdiye kadar partide istediği yerde olmayanların, liderin dönüşüyle yeniden itibar ve statü beklentisi içinde oldukları aşikâr.

Onlara göre, ‘Parti iyi yönetilmedi, Reis’e rağmen işler yapıldı’ artık böyle davranamayacaklar.

Çünkü Reis işin başında..

Kurulduğu günden beri milletimizin on beş yıldır seçtiği ve hizmet aldığı iktidarın yıpranmaması ve hizmetlerine devam etmesi önemlidir.

Yaptığı icraatlardan ötürü iktidara sahip çıkmak milletin hayrınadır.

İktidarın yapamadıkları veya yanlışları hakkında insaf ölçüsü içinde eleştirilmesinden yanayım.

Hiç bir zaman düşmanca davranılmasını doğru ve faydalı bulmam.

İktidarların ve kişilerin fetişleştirilmesini (tapınırcasına yüceltilmesini) doğru bulmam ve inancım buna engeldir.

İnandığım ve güvendiğim insan ve iktidarı sırf birilerine şirin görünmek veya başka sebeplerle eleştirmem.

Benim için aslolan, önce Allah'ın rızası sonra milletin memnuniyetidir.

Kınayanların kınaması hiç umurumda olmaz. Hakkaniyet çizgisini korumak isterim.

Biliyorum ki, insanımızın en önemli sıkıntısı hakkaniyet duygusunun dumura uğratılmasıdır.

Bu durumun müsebbibi iktidar olduğu gibi, hazımsız “Yeminli muhaliflerdir”

Muhalifler, ülkede hoşgörü ve tahammül ortamının artmasını istiyorlarsa şayet, işe üslup ve tutumlarından başlasalar iyi olur.

Başkalarına ayar vereceğine, milletin rızasıyla iktidar olan kişilere ve kurumlara karşı demokratik nezaket gösterme erdemini kuşanmalıdır, kendilerinden beklenen seviyenin korunmasıdır.

İktidarı denetleme elbette hak ve görevdir, bu görev siyasi nezaket ve kurallar içinde yapılmalı..

Düşmanca tavır ve tutum ancak güvenilirliği zedeler, söz üzerinde kuşku oluşturur.

 

***

 

Gelelim AK Parti içinde beklentisi olanlara;

Bu kişiler öncelikle parti içinde klikleşmelere sebep olmamalıdır.

AK Parti istikametini milletinden ve değerlerinden alarak yola çıkmıştır.

Dar ideolojik grupların veya menfaat şebekelerinin eline kalırsa millete ihanet edilmiş olur.

AK PARTİ yaptığı onca hizmete rağmen zaman zaman sandıkta sıkıntı yaşıyorsa bunun sebepleri iyi araştırılmalıdır.

İçeride kavga edenler, milletin hayrına değil, kendi doğruları ve menfaatlerinin kavgasındadırlar.

AK PARTİ milletin kurduğu partidir.

Hamurunda milletin değerleri, tarihi birikim ve kazanımları olduğu gibi, gelecek rüyaları, hülyaları ve ülküleri vardır.

Hiç bir grup partiyi kendi anlayışına hapsetme hevesine kapılmamalı, dahası buna fırsat verilmemeli.

İktidar ve ülkemiz, Küresel Düzene karşı aldığı tavırdan dolayı sıkıştırılıyor, bunu görmemek için ‘Kör olmak’ lazım.

Hal böyleyken içeride kavga etmek ülkeye zarar verir.

Umuyorum ki;

Referandumdan çıkan sonuç bütün yönleriyle irdelenmiş, sebepleri tespit edilmiştir.

Varlıklarıyla iktidara güç vermesi gereken STK’lar, referandum sürecinde sınıfta kalmıştır.

Özellikle sendikalar, iktidarın gücüyle şımarıyor ve şımarıklıklarıyla iktidara zarar veriyorlarsa bunlarla araya mesafe konma zamanı gelmiştir.

Diğer STK yönetimleri, elde ettikleri imkânları bürokraside sıçrama tahtası olarak kullanmak yerine, hizmet vesilesi yapmalıdırlar.

Mevcut halleriyle haddinden fazla politikanın içine girdikleri aşikar.

Bu halleriyle, ülkeye, kendilerine ve iktidara zarar veriyorlar, faydaları yok denecek düzeyde.

Hülasa;

AK PARTİ sendika ve STK’ların değil, topyekûn milletin sesine kulak vermeli, milletin vicdanında meşruiyetini korumalı ve güçlendirmelidir.

Cumhurbaşkanımızın partinin başına gelmesini  bu bakımdan önemsiyorum.