Meyve ve sebzeleri zararlı bakteri ve organizmalardan korumak amacıyla kullanılan çeşitli kimyasalların, başta kısırlık olmak üzere, kalp ile karaciğer sağlığını bozabildiği ve kansere yol açtığı belirtildi.

Özel Maya Tüp Bebek ve Kadın Sağlığı Merkezi Laboratuvar Sorumlusu Embriyolog Doktor Enver Kerem Dirican, AA muhabirine yaptığı açıklamada, parazitlerin ve zararlıların ekonomik değeri olan sebze, meyve ve tahıllara musallat olması halinde dünya çapında ciddi kayıplar yaşandığını belirterek, zararın azaltılabilmesi için çeşitli kimyasalların kullanıldığını söyledi.

Günümüzde tarımsal zararlılarla mücadele için kullanılan kimyasalların çoğunun yalnızca hedef alınan parazit organizma üzerinde etkili olmadığına dikkati çeken Dirican, bu kimyasalların suya ve toprağa da karışarak hedef canlıların dışında tüm ekosistemi tehdit ettiğine dikkati çekti.

Dirican, kimyasalların besin zinciri içerisinde ekosisteme karışarak insana kadar ulaşabildiğini vurgulayarak, ''Yapılan çeşitli araştırmalarda söz konusu kimyasallara maruz kalan tarım işçilerinin erkek üreme hücrelerinde zayıflık ortaya çıkardığı gösterilmiştir'' dedi.

Kendilerinin de bu konuda çeşitli çalışmalar yürüttüklerini ifade eden Dirican, ''Biz yaptığımız araştırmalarda organofosforlu zirai mücadele ilaçlarının, erkek sıçanlarda sperm kalitesini azalttığını gördük. Üstelik bu bozulmayı düzeltmede antioksidan adını verdiğimiz hücre yenileyici vitaminler yetersiz kaldı'' diye konuştu.

Dirican, zirai mücadelede kullanılan ilaçların toksitelerinin, yani insanlar üzerindeki zehirli etkilerinin araştırılırken üreme sistemlerinin yeterince incelenmediği eleştirisinde bulunarak, bunların tüm dünyada 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren yaygın olarak kullanıldığını söyledi. ''İlginçtir ki bu zaman zarfında dünyada yapılan çeşitli araştırmalar, erkeklerde sperm kalitesinin düşüş gösterdiğini ve kısırlık oranlarının arttığını işaret etmektedir'' diyen Dirican, bunun tek sorumlusunun zirai mücadeleye bağlanamayacağını, ancak bu kimyasalların olası etkenler arasında değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti.

-''KALP VE KARACİĞER ÜZERİNDE DE TOKSİK ETKİ YAPIYOR''-

Dirican, bu kimyasalların üreme sistemi dışında farklı sorunlara da yol açabildiğini belirterek, şunları kaydetti:

''Söz konusu kimyasalların, kalp ve karaciğer üzerinde toksik etki yaptığını gösteren çalışmalar bulunuyor. Zirai mücadelede kullanılan ilaçların pek çoğu bugün mutajen, yani kanser oluşturma tehlikesi var olan ürünler olarak kabul ediliyor. Bu etki, hücrelerde mutasyona yol açıyor.

Gerek üreme sistemi üzerine gerek tüm insan vücudu üzerine olumsuz etkileri olan zirai mücadelede kullanılan ilaçlar, bazı ülkelerde yavaş yavaş kullanımdan kaldırılmaya çalışılıyor. Ancak dünyada ülkemiz de dahil olmak üzere birçok ülkede, ana önlem olarak ilaç doz ayarlaması yapılıyor. Doz ayarlaması ilgili kimyasalın suya, toprağa ve besin yolu ile diğer canlılar ile insana ulaşması azalmasına karşın, kimyasalların olumsuz etkilerinden tam olarak korunulamıyor.''

-İLAÇ DOZ AYARLAMALARI VE KALINTI ANALİZLERİNE DİKKAT-

Tarımda biyolojik mücadele yöntemlerinin ağırlık kazanması halinde, sözü geçen kimyasallara maruziyetin ortadan kaldırılmasının mümkün olduğunu dile getiren Dirican, ancak geçiş süreci içerisinde yapılması gereken öncelikli uygulamanın ilaç doz ayarlamalarına ve kalıntı analizlerine titizlik gösterilmesi olduğunu vurguladı.

Dirican, ürünlerin korunmak istenirken insan sağlığının kesinlikle göz ardı edilmemesi gerektiğini belirterek, ''Zirai mücadele ile ilgili talimatlara ve koruyucu önlemlere dikkat edildiğinde, bu kimyasalların olumsuz etkilerinden önemli oranda korunmak mümkün'' dedi.