Meslek örgütü üyelerinin değişik siyasi partilere oy vermesi veya üye olmasının doğal bir durum olduğuna işaret eden Süleyman Algün, herkesin partisini ve fikrini açıkça savunması gerektiğini söyledi. Siyasi partilere eşit mesafede olduğunu söyleyenlerin de mutlaka bir parti veya lidere karşı sempatisi olduğunu savunan Algün, “Sivil toplum örgütü temsilcisinin bir fikri yok ise o bir lider olamaz veya mevcudiyetini koruma adına gelene ağam gidene paşam demek durumunda kalmıştır ve bence bu tehlikeli bir durumdur. İşte bu tutum ve endişeler toplum olarak olmamız gereken yerde niye olmadığımızın kanıtıdır. Güçlü haklıyı ezmemeli, ezdirilmemelidir. Gerçi uluslar arsı alanda bu böyle değildir. Güçlüler her türlü oyunu oynayabilir, birleşmiş milletler bile pisleşmiş milletlere dönebiliyor ama biz daha iyisini yapmamız lazım ve bunu yapabilecek tarihi miraslarımız var. Biz dünyaya yeni bir örnek sunabiliriz. Haklı gerçekten haklı, suçlu gerçekten suçlu olmalıdır. Biz bunun alt yapısını fikirlerimizi gizleyerek yapamayız. Eğer böyle yapar isek bırakın muasır medeniyetler seviyesini mahalledeki seviyeye bile ulaşamayız” diye konuştu.
Herkesin hür iradesini ortaya koyması ve fikirlerini açıkça söyleyebilmesi gerektiğine değinen Algün, “Aksini yapanlara prim vermemeliyiz. Siyaset anlayışı ve siyasette ki kalite artar ve yetersiz olan veya kendini geliştiremeyen hiçbir kimsede ortalıklarda yer bulamaz. Bu milli menfaatlerimiz için çok önemlidir. Aydın"ı ülkemi veya çocuklarımı seviyorum diyen herkes bu işlerde taraf olmalıdır. Elbette kendi hür iradesiyle en yakın ve en güzel gördüğü kişi veya kurumla beraber olmalıdır. Böyle yapılırsa kalite gelecektir. Ondan dolayı tüm odalar taraf olmalıdır diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı.