Son bir yıl boyunca Başbakan Angela Merkel´in işi kolay değildi; akademik çalışmasında kopyacılık yaptığı için bir bakanı istifa etti, nükleer güç konusundaki politikasını değiştirmek zorunda kaldı ama, şu ya da bu şekilde engelleri aşmayı başardı ve hükümet yolunda yürüdü. 
 
Ancak şimdi iktidardaki koalisyonun dağılma noktasına gelip gelmediği tartışılıyor Almanya´da. Böylesi bir dağılma hemen yarın meydana gelmeyecek. Ama sonun nasıl olacağını şimdiden görmek mümkün. Bir zamanlar sapasağlam görünen yapıda, şimdi bazı çatlaklar oluşmuş görünüyor. 
 
Başbakan Merkel´in yaşadığı zorluk, kendi partisi Hristiyan Demokratlar´dan kaynaklanmıyor. Sorun, Merkel ve partisinin hükümet içindeki diğerleriyle ilişkilerinde. 
 
Koalisyonun küçük ortakları Hür Demokrat Parti (FDP), bir dizi seçimde ardarda kayıplar verdi. Şimdi sorulan soru, bu durumu düzeltmek için euro kurtarma planları konusunda daha popülist bir tavır benimseyip benimseneyecekleri... 
 
Hür Demokratlar, aslında Pazar günü Berlin´de yapılan yerel seçimlerden önce de, daha sert bir söylem benimsemeye başlamışlardı. 
 
FDP´nin yeni lideri ve hükümette Başbakan Merkel´in yardımcısı olan Philipp Rösler, euro bölgesinde zorluk içinde olan ekonomilerin masaya yatırılmasının yasaklı konu olmaması gerektiğini söyler söylemez, hükümette ilk sarsıntı başladı. 
 
Tabular 
 
Rösler´in sözünü ettiği tabu, Yunanistan´ın düzgün bir şekilde iflasına izin verilmesi konusunun tartışmaya açılmasıydı. 
 
Ama Başbakan Merkel´in tartışmak istemediği tabu, tam da buydu. Merkel, eskiden olduğu gibi şimdi de, Temmuz sonunda euro bölgesi liderlerince üzerinde anlaşmaya varılmış olan politikaya bağlı ve bu politikanın sürdürülmesini istiyor. 
 
Merkel, konuyu tartşmanın belirsizlik yaratacağını ve belirsizliğin de durumu kötüleştireceği inancında. 
 
Ancak kendi partisi içinde de itirazlarla yüzyüze kalan Merkel, kendisine yakın isimlerle birlikte, "Avrupa bankacılık sisteminde yaratacağı sonuçlar nedeniyle, Yunanistan´ın iflasına izin verilmesinin gündemde olmadığını" ardarda vurgulamaya girişti. 
 
Rösler´in hükümet içinde uyumsuzluk yaratan önerilerini ortaya atmasından bu yana Hür Demokrat Parti içinde de işler kötüye gidiyor. 
 
Berlin seçimlerinde parti, eyalet meclisi için gerekli olan yüzde 5´lik barajı aşmak bir yana, oyların yüzde 2´sini bile alamadı. Bu sonuçlar, partinin önceki haftalarda aldığı ciddi seçim yenilgilerini izliyor. 
 
Gregor Gysi´nin dediği gibi, "Hür Demokrat Parti, şu anda batmakta olan bir parti. Batmakta olan bir insanın alacağı mantıksız kararlar konusunda dikkatli olmak gerekir." 
 
Dert bir değil... 
 
Angela Merkel´e sorun çıkan tek parti Hür Demokratlar değil.Koalisyonun diğer ortağı Hristiyan Sosyal Birlik Partisi (CSU) de giderek zor bir ortak olma yolunda. 
 
CSU da, güçlük yaşayan ekonomilerin kurtarılmasına, euro tahvillerine ve Alman vergi mükelleflerinin paralarını güneydeki ülkelere yönlendirecek her türlü adıma karşı, giderek sertleşen bir tavır benimsemekte. 
 
Bunda da seçimle bağlantılı unsurlar rol oynuyor olabilir. CSU, 2013 seçimlerinde Bavyera eyalet parlamentosundaki çoğunluğunu koruma çabasında kuşkusuz. 
 
Bütün bu sorunlar ve çekişmeler ardından, Başbakan Merkel´in kendi partisi içindeki kimi isimler, Sosyal Demokratlarla büyük koalisyona girilmesinden söz eder oldular. 
 
Sonuçta, 2005 ve 2009 yıllarındaki Hristiyan Demokrat ve Sosyal Demokrat koalisyonları ülkeyi mali krizden çıkarmayı başarmıştı. 
 
Ama SPD/CDU koalisyonunun şu aşamada olası görünmediğini belirtmek gerek. Sosyal Demokratlar, iktidarı elinden almak istediği, bocalamakta olan bir hükümete niye yardım etsin ki? 
 
Ancak, euro krizinin daha da büyüdüğünü ve hükümet içindeki çekişmelerin daha da tırmandığını düşünün bir. 
 
Koalisyon için FDP´den daha çekici olabilecek ortak arayışına gidilmesi söz konusu olabilir. O durumda, daha büyük bir dava için, yani euronun varlığının sürdürülebilmesi için, bir merkez sağ ve merkez sol koalisyonu, büyük ittifak olarak gelebilir gündeme. 
 
Köpekler havlamaya devam ederse... 
 
Berlin´deki Freie Universität´tan siyaset bilimci Dr. Gero Neugebauer ise, hala bu olasılığı güçlü görmüyor. 
 
Mevcut hükümetin bu haliyle geçinip gideceğine inanan Dr. Neugebauer, "FDP gemiyi fazla sallarsa, kendisinin de seçimlerde unutulan bir partiye dönüşebileceğinin farkında" diyor. 
 
Dr. Gero Neugebauer, Başbakan Merkel´in eski başbakan Kohl´den çok şey öğrendiğini, bunlardan birinin havlayan köpeğe aldırış etmeyerek yola yürümeye devam edilmesi gerektiği felsefesi olduğunu belirtiyor. 
 
Belki de doğrudur. 
 
Ama şimdi daha farklı olan durum, köpeklerin daha yüksek sesle havlamakta olduğu. Hırlamaya ve ısırmaya da başlayabilirler. 
 
İktidar ve etki sahibi kişiler olasılıkları ve oyuncuların değiştirilmesi konusunu tartışmakta şu sıralar. Bir zamanlar istikrarlı görünen yapı, henüz yıkılma noktasında değil ama eskisi kadar kaya gibi sağlam da değil...