15 Temmuz 2016 gecesi Türkiye ateşten döndü.

Bir kısım gözü dönmüş “eli silahlı kuvvet”

Halkına ateş etmeyi göze alarak

Silahla devlet yönetimini ele geçirmeye çalıştı.

Vakıa bu.

Detayları her yerde yazılıp, çizilip, tartışılıyor…

Dikkat edilmesi gereken en önemli konu,

“Fetullahçı” diye tabir edilen bu kesimin dini ağırlıklı bir örgütlenme olması.

İktidarda siyasal İslamcı bir parti yıllardır iş başında.

Ak Parti’nin devlet kadrolarında kadrolaşmalarını kolaylaştırdığı Fetulahçılar

Devlet yönetimini neden ele geçirmek istediler o zaman?

İslam dinini bu iki kesim farklı mı yorumluyor?

Bildiğimiz kadar mezhep olarak bir farklılık yok.

İki kesim de Sünni.

E o zaman bu neyin nesiydi…

Milleti öldürmek pahasına neden darbe yapmaya kalktınız ey Fetö’cüler?

Devlet ve din ilişkisinde “ölçü” çok önemli…

15 Temmuz 2016 gecesi yaşananlar

Bu kuralın acı ve açık bir ispatı oldu.

Toplumda herkes dinini ve inanışını istediği gibi yaşayabilmeli.

Devlet baskısı ile inanç hayatına müdahale olmamalı.

Ama devlet yönetiminde ve işleyişinde de

Din ve dinin değişik yorumlanmalarının da yeri olmamalı!

Hele devleti yönetecek bürokrasinin oluşumunda

Alnı secde görüyor olmak tek ve yeter kriter olmamalı!

Devlet ve kamu yönetiminde liyakat

Yani,

Bilgisi, görgüsü, yeteneği ile kadro ve pozisyonları hak eden kişiler

Hak ettiği makamlara gelmeli.

Bir cemaat ve gruba ya da bir tarikata devlet ve kadroları teslim edilmemeli!

Bunlara dikkat edilmezse

15 Temmuz 2016 gibi kalkışmaları bir daha yaşamayacağımızın garantisi olmaz, olamaz!

 

AMAN DİKKAT!

Darbe girişiminin ardından toplumda savrulmalar yaşanıyor.

Şu zamanlarda herkesin sağduyulu olması şart.

Meydanlarda millet nöbet tutmaya devam ediyor.

Hassasiyet çok yüksek

Hükümet, Olağanüstü Hal ilan etmiş durumda.

Demek ki olağanüstü günlerden geçiyoruz.

Bu günlerde adalet terazisine herkes yardım etmeli

Adaletli olmak ve kraldan çok kralcı olmamak gerek...

Sevmediğiniz isimlere "paralel"miş gibi yaftalarda bulunmayın.

Fırsattan yararlanmaya çalışanları da uyarın. İftira ile yuvaları yıkmayın.

Sn Cumhurbaşkanımızı ya da Ak Partiyi eleştireceğim derken "darbe seviciliği" yapmayın!

Oturduğunuz yerden Başbakan, MİT Müsteşarı ya da Cumhurbaşkanı gibi ahkâm kesmeyin.  Haddi aşmamak önemli böyle zamanlarda.

Şakşakçılardan uzak durun!

Gaz verenlere dönün şöyle tekrar bakın.

Ne yaşıyorsak hep onlar yüzünden yaşamıyor muyuz kritik yapın....

Ayrıştırıcı değil, birleştirici olun.

Kutuplaştıran mesajlar yerine toparlayıcı paylaşımlar, konuşmalar yapın.

Türkiye iktidarı ile muhalefeti ile darbeye karşı ve demokrasi için kenetlenmiş durumda.

Yaşanan bu acıyı, fırsata çevirmek hepimizin elinde.

 

 

DARBE GİRİŞİMİNDEN 1 GÜN SONRA DÜĞÜN YAPANLARA

Böylesine kritik bir süreçte

Toplumun önüne çıkıp politika yapan kişilere ne demeli?

15 Temmuz 2016 gecesi yaşanan darbe girişimini bastırmak için

Millet, tanklara karşı koyarak hayatını kaybetmişti.

246 kişi hayatını kaybetti. Binlerce kişi yaralandı.

İnsanlar;

Darbecilerin tankları altında ezildi!

Darbecilerin uçakları tarafından bombalandı!

Darbecilerin silahlarından çıkan kurşunlarla öldüler!

Memleket yangın yeriyken

Düğünler, cemiyetler yapılmaya devam ediyordu.

Ama Aydın yerelinde siyaset yapanlar

Siyaset yapma isteğini her ortamda belli edenler

Siyasette ben ölmedim manasında kıvrananlar

Memleket, 15 Temmuz gecesi yanarken

16 Temmuz gecesi düğün yapmayacaktınız!

Eğer, 16 Temmuz gecesi düğün dernek yapıp coştuysanız!

Bir de düğün fotoğraflarını sosyal medyada like’lansın diye paylaştıysanız

Bu millet için bir daha yollara düşüp siyaset yapmayın lütfen!

 

 

Bilginiz olsun

Hiçbir şey bilmeyen cahildir, ama bilip de susan ahlâksızdır. (Bertolt Brecht)

 

Gına geldi…

Aydin için hiçbir projesi ve çalışması olmayan sadece milletvekilleri, bakan, başbakan ve Cumhurbaşkanı ile fotoğraf çekilmesini bilen fotoğraf siyasetçilerden gına geldi artık. (Soner Aydın)

Feto'dan gına geldi. (Yaşar Baş)

Fırıldaklardan. (Erkan Yağcı)

Terörden. (Tansu Gürler)

Dün canım dediklerine, bugün düşmanım diyenlerden... (Hasan Kadife)

Zulümden. (Bülent Aydoğdu)