Boşanmalarının üzerinden 20 yıl geçti ama hiç kopmadılar. Hatta kendi deyimleriyle artık akraba gibi oldular. Mehmet Ali Erbil ve Nergis Kumbasar’dan söz ediyoruz. İkiliyle ilk kez birlikte rol aldıkları yeni dizileri ‘Türk Malı’ için buluştuk, geçmişten günümüze derin bir sohbete daldık, üstelik ikisi de lafını esirgemedi. Erbil, birkaç yıldır ekranda iyi komediye rastlamadığını söyledi ve ekledi: Şahan’ı beğeniyorum yalnız ‘Recep İvedik’ filmlerine para verip sinemada gitmem. Ama Cem Yılmaz filmine para verip giderim.

Ayrılığınızın üzerinden 20 sene geçti ve yeniden bir aradasınız... Artık her gün sette birliktesiniz. Yine bir kıvılcım çakar mı?

Mehmet Ali Erbil: Üzerine iki evlilik yaptım, artık beni kabul etmez.

Nergis Kumbasar: Öyle bir şey olmaz. Biz zaten hiç kopmadık, sürekli görüşüyoruz.

Dört eşiniz, beş evliliğiniz arasında Nergis Kumbasar’ın farkı neydi?

M. A. Erbil: Nergis donanımlı, kültürlü ve düzgün. Benim için arkadaş olarak da hep çok değerliydi.

Sizin dört eşiniz de Ankaralı. Nedir Ankara takıntınızın sebebi?

M. A. Erbil: Bir de hepsi Beşiktaşlı.

Peki Mehmet Ali Bey, bir süredir bekârsınız. Yine evlenir misiniz?

N. Kumbasar: Aman, lütfen ‘evlilik’ kelimesini ona hatırlatmayalım.

M. A. Erbil: Büyük konuşmayayım ama çok âşık olursam evlenirim. Aşk evliliği istiyorum ama yok. Öyle bir dürtü beş yıldır gelmedi.

Libidonuz yüksek mi?

N. Kumbasar: Tövbe tövbe...

M. A. Erbil: Öyle tabii. Enerjim yüksektir ama Nergis, değil mi?

Bir dönem Michael Douglas’ın yakalandığı ‘seks bağımlılığı’ hastalağına yakalandığınız haberleri çıkmıştı. Doğru muydu?

M. A. Erbil: O kadar da değil. Bu konuda hiçbir doktora başvurmadım.

N. Kumbasar: Hakan, onun duygusal açlığı var. Dikkat edersen hemen “Aşk istiyorum” dedi.

Hiç aldattınız mı ya aldatıldınız mı?

M. A. Erbil: Hiç aldatılmadım.

‘Recep İvedik’e para verip sinemada gitmem ama Cem Yılmaz filmine giderim

DM’DEN YÜRÜMEYİ ARDA TURAN’DAN ÖĞRENDİM

Kaçamak cevap verdiniz. Aldattınız mı?

N. Kumbasar: Aldatmıştır. Herkesi aldattı. Buradan bilmeyenlere de söylüyorum... Kim varsa aldattı, hepsini. Garibanımın gece hayatı yok, içkisi yok, sadece herkesi aldatmış; o kadar.

M. A. Erbil: Bilinçsizdim herhalde. Gerçekten hatırlamıyorum (Gülüyor).

Gece hayatınız yok, içkiniz yok... E bu çapkınlıklar nerede, nasıl yapılıyor?

M. A. Erbil: Ah o telefonlar ah! Instagram çıktı ve...

DM’den mi (Doğrudan mesaj) yürüyorsunuz?

M. A. Erbil: Arda Turan’dan öğrendim. O 1500 kişiyle konuşuyor, ben 100 kişiyle. Onlar sevenlerimiz, nasıl duyarsız kalalım (Gülüyor)?

Malum son dönemde sosyal medyaya düşen fotoğraflar gündemde. Size de özel fotoğraflarını gönderenler oluyor mu?

M. A. Erbil: Erkeklerden geliyor, dermişim. Şaka bir yana hiç bu konuda kompleksim olmadı. Mesela bana “yumuşak hareketleri vardır” falan diye yakıştırmalar yapılır.

Madem konu açıldı sorayım; biseksüel misiniz?

M. A. Erbil: Hiç öyle huyum yoktur. Bir erkek tenime dokunsun rahatsız olurum. Küçükken ağabeyimle bile uyuyamazdım. Ama homofobik değilim, zaten bütün arkadaşlarım da öyle.

N. Kumbasar: Ay Erbil ya, tamam kapat konuyu, başka yerlere gidiyor.

‘Recep İvedik’e para verip sinemada gitmem ama Cem Yılmaz filmine giderim

EVLİLİKLERDE BİRAZ BAŞARISIZIM

Birbirinizden kopmayıp bu kadar yakın, dost kalabilmenin sırrı ne?

M. A. Erbil: Kızımız Yasmin gibi ortak bir değerimiz var. Biz boşanırken de büyük olaylarla ayrılmamıştık. Birbirimize problem yaratmayıp aksine problemlerini çözen insanlar olduk. Sevgiliden öte hep yakın arkadaştık. Ben hastalanırsam Nergis Londra’ya kadar benimle gelir, yalnız bırakmaz. Her şeyimi en ince detayına kadar bilir. Ama biraz ketumdur, özel hayatını falan asla bana anlatmaz.

Mehmet Ali Bey’in yeni ilişkilerini hiç kıskanmıyor musunuz?

N. Kumbasar: Biz oraları aştık. Erbil benim çok sevdiğim bir akrabam gibi. Bir de bir sürü erkeğin aksine naif bir tarafı vardır, duygusaldır. Mesela sevgiliyken sinemaya giderdik, o benden önce ağlardı.

M. A. Erbil: Bak ne hatırladım, ilk eşim Muhsine’yle ‘Şampiyon’ filmini izlerken ilk kavgamızı yapmıştık. Ben filmde etkilenip hüngür hüngür ağlamaya başladım ama Muhsine gülüyor. Onunla “Ne duygusuz kadınsın” diyerek bir ay konuşmadım.

Bu kadar iyi anlaşırken neden ayrıldınız?

M. A. Erbil: Evliliklerde biraz başarısızım.

N. Kumbasar: Orası kesin. Ama iyi insansın. Erbil kin tutamaz. Ben ona bir küser delirtirdim, bana ‘Sarı inat’ derdi, 15 gün konuşmazdık.

M. A. Erbil: Ben de dışarıya açılıyordum. Ne yapayım!

Çapkın mıydı?

N. Kumbasar: Evliliğin ilk yılları görmedim. Ama son yıllar... Oraları hiç karıştırma.

‘Recep İvedik’e para verip sinemada gitmem ama Cem Yılmaz filmine giderim

KIZIM GENÇ SEVGİLİLERİME KIZIYOR

Kızınız Yasmin’le ilişkiniz nasıl?

M. A. Erbil: Özgürlüğüne düşkün bir kız. Beni çok kıskanır. Telefonum eline geçsin rehberdeki bütün kızları bloke eder.

Kiminle yaşıyor?

N. Kumbasar: Benimle yaşıyor ama her zaman babasına gider gelir.

Nasıl bir babasınız?

M. A. Erbil: Sevecenim. Çocuğuma sesimi yükseltsem, gider odada ağlarım.

Peki kızınız, genç sevgililerinize kızıyor mu?

M. A. Erbil: Kızıyor, “Baba yaşını başını aldın” diyor.

Her genç kız gibi kızınız da sosyal medya kullanıyor. Ama onun yüklediği fotoğraflar magazin eklerini süslüyor. Bu durum sizi üzüyor mu?

N. Kumbasar: Bizim çocuğumuz olduğu için bu böyle. “Herkes fotoğrafını koyuyor, niye benimle uğraşıyorlar” diyor. Onu bu duruma alıştırmaya çalışıyorum.

Londra’ya bu haberler yüzünden mi gitti?

N. Kumbasar: Hayır, oyunculuk eğitimi için gitti. Öyle bir şey olabilir mi? Biz her zaman arkasında oluruz zaten.

BİR FİLMİM, DÜNYANIN EN KÖTÜ ÜÇÜNCÜ FİLMİ SEÇİLDİ

‘Türk Malı’ yedi yıl aradan sonra ekrana geliyor. Neden bu eskiye dönüş? Artık yeni mizah üretemiyor muyuz?

M. A. Erbil: Komedi dizilerinin tanıtımlarına denk geliyorum ve artık gülemiyorum. Tempo, enerji yok. Bizim işin en büyük farkı yüksek enerjisi. Bu birkaç yıldır ekranda göremediğimiz, iyi bir komedi. Gülmeye ihtiyacımız var, üstelik insanlar alternatif istiyor.

Sizin eski filmleriniz hâlâ güldürüyor. Oysa bugünlerde kalıcı komedi filmlerine rastlamak zor. Mizah anlayışımızı mı kaybettik?

- Tüketim toplumu olduk. Sanatta da çabuk tüketiyoruz. Bir de diziler 165 sayfa... O kadar senaryo içinde nasıl güldüreceksin?

Sizin mizahınızın farkı neydi?

- Bana yaradan bir enerji vermiş. Bakıyorum yarışma sunarken benim yaptığım esprilerin yanına yaklaşan yok.

Değerinizin bilinmediğini düşündüğünüz oldu mu?

- Amerika CBC’den “İngilizceni ilerlet gel, burada ‘Çarkıfelek’i sun” dediler. İsrail’den çağırdılar. Ama tembelliğim vardı.

Şimdi mizahçılardan kimleri beğeniyorsunuz?

- Sunucu olarak kendime alternatif birini göremiyorum. Sinemada Şafak’a (Sezer) çok gülüyorum.

Metin Akpınar bir röportajımızda “Şahan filmlerine gitmiyorum” demişti... Siz?

- Şahan’ı beğeniyorum yalnız ‘Recep İvedik’ filmlerine para verip sinemada gitmem. Ama Cem Yılmaz filmine para verip giderim. Tabii burada önemli olan senaryo. Bu isimler kendi senaryolarını ürettikleri için başarılı. Ben kendi senaryomu üretemedim, o yüzden çok kötü filmlerde de oynadım açıkçası.

Şimdi baktığınızda pişman olduğunuz hangileri?

- Bir filmim, dünyanın en kötü üçüncü filmi seçildi, düşünsene durumumu: ‘Dünyayı Kurtaran Adamın Oğlu’. Bir de ‘Şah-Mat’ isimli film var. Mustafa Altıoklar çok ısrar etti, güvendim. Oynadım. Aman Allahım... Daha da ne söyleyeyim.

Sizin alameti farikanız, bel altı vurmaktan çekinmemeniz. Günümüz Türkiye’sinde bunu yapmanız ne kadar mümkün?

- Eskiden ne espriler yapıyormuşuz. Mesela bir adam yarışmacım olmak için beş yıl beklemiş... Nedenini sordum, “İsmim Necati Top” dedi. Espri olsun diye bunu bekliyormuş. Türk insanı bu. Anadolu’dan ararlardı, “İki salatalık var, biri sizin biri bizim” derlerdi yayında. Şimdi maalesef yapamıyorsun bunları. Zaten bana artık canlı yayın yaptırmıyorlar. ‘Çarkıfelek’ ramazanda yeniden başlıyor ama banttan.