Küçük dal parçaları ve sığır dışkılarıyla yapılan tek gözlü kulübelerde yaşayan Masailer, dini törenlerde büyük ve küçükbaş hayvanların kanını içiyor.

 

Kenya’nın Başkenti Nairobi’ye yaklaşık 390 kilometre uzaklıktaki Masai Mara’da yaşayan kabile, aslan leopar ve çita gibi vahşi hayvanların bulunduğu uçsuz bucaksız düzlüklerde hayat sürüyor.
"Sonsuz Topraklar" anlamına gelen Masai Mara’da ayakkabılarını öldürdükleri hayvanlardan yapan Masailer, renkli kumaşlardan yapılmış giysiler giyiyor.
Hayvancılıkla geçinen Masailer, daha çok et ile karınlarını doyuruyor. Masailer, dini törenlerinde büyük veya küçükbaş hayvanların kanını içiyor.
Köyü daha korunaklı hale getirmek için kulübeleri çember şeklinde inşa eden Masailer, tören ve toplantıları köyün ortasındaki boş alanda yapıyor.
Masailerin yaşadığı tek gözlü kulübeler, küçük dal parçaları ve sığır dışkısı kullanılarak kadınlar tarafından inşa ediliyor.
Masailerin hayvanlarla birlikte yaşadığı kulübelerde tek bir oda ve küçük bir boşluk bulunuyor. Odada, anne, baba ve çocuklar yaşarken, kulübenin geri kalan kısmında hayvanlar yer alıyor. Masailer, kulübenin ortasına yaktıkları ateşle hem yemeklerini pişiriyor, hem de aydınlanma ve ısınma ihtiyaçlarını gideriyorlar. Kulübelerde, duman, çatıların uç noktasına açılan deliklerden dışarı çıkıyor.
Kenya hükümetinin aldığı karar doğrultusunda sadece kabile reislerinin oğulları okula gidiyor ve İngilizce öğreniyor.
Su ihtiyaçlarını çevredeki akarsulardan taşıyarak gideren Masailer, elektrik kullanmıyor. Geleneksel olarak kulak memelerini kesen Masailer, bu kesiğe yerleştirdikleri tahta parçasıyla da deliği genişletiyorlar.
Erkeklerin 18, kızların ise 16 yaşında evlenmeye başladığı Masai köyünde, erkeklerin büyüdüklerini kanıtlamak için yaptıkları aslan avları, aslan popülasyonunun tehlike altında olması nedeniyle Kenya hükümetince yasaklandı. Masai’de birden fazla kadınla evlenmek serbest.
Gündüzleri geniş otlaklarda yayılan sığır sürülerinin peşinde gezen genç erkekler, kendilerini korumak için mızrak, pala ve ucu tokmak şeklinde olan özel bir sopa kullanıyor. Günlerinin büyük bir bölümünü ev işleriyle geçiren kadınlar, çevreden topladıklarıyla çeşitli süs eşyaları yapıyor.
Kabilede önemli kararlar yaşlı erkekler tarafından alınıyor. Toplumsal yaşam, sözlü yasalar tarafından belirlenirken, anlaşmazlıklar büyükbaş hayvanlar takas edilerek çözülüyor.
-MASAİLERİN "ŞARJ" SORUNU-
Kabile, turistlere belirli bir ücret karşılığında köylerini gezdiriyor. Konuklarına geleneksel dans gösterileri sunan Masailer, avlarda kullandıkları ok, pala ve mızrak gibi aletleri de tanıtıyor.
Köyü ziyaret eden yabancılara, ilkel şartlarda ateş yakmayı gösteren Masailer, köyün ortasındaki boş alana kurdukları sergilerde de hediyelik eşya satıyor. Masailer, bu şekilde elde ettikleri gelirle kabilenin ihtiyaçlarını karşılıyor.
Köyde, teknolojinin cazibesine direnemeyen bazı Masailer cep telefonu kullanıyor. Kontörlü hat kullanan kabile üyeleri, elektriğin olmaması nedeniyle telefonlarını çevredeki konaklama yerlerinde şarj ediyor.
Çitle çevrili köyün dışında, iskambil kağıtlarıyla oyun oynayan bir grup Masaili dikkatimizi çekiyor. Köye gelen yabancılar tarafından öğretilen oyunu kabile üyeleri, ortaya iddia koyarak oynuyor.
-SINIR TANIMAYAN GÖÇ-
Kenya ve Tanzanya’da yarı göçebe olarak yaşayan Masailer, herhangi bir vizeye tabi olmaksızın istedikleri gibi bu ülkelere girip çıkabiliyor. Kenya ve Tanzanya devletlerince, Masailerin göçü, Masai Mara ve Serengeti’deki yabani hayvanların göçü gibi doğal olarak karşılanıyor.
Hayvanların göç mevsimini takip eden Masailer, sığırlarını daha iyi otlatabilmek için iki ülke arasında sürekli göç ediyorlar.
Masailerin yaşadığı bölgeler Kenya hükümeti tarafından koruma altında tutuluyor.