Kooperatif Başkanı Mehmet Özkurnaz, Çanakkale bölgesinde belgeli toplam 841 balıkçının bulunduğunu söyledi.

Özkurnaz, yaptığı açıklamada, kentte daha önceden su ürünleri kooperatifleri birliğinin bulunduğunu, ancak bu birliğin küçük balıkçıyı kabul etmediğini belirterek, sayıları 341 olan küçük balıkçıların haklarını korumak için bu kooperatifi kurduklarını ifade etti.

Küçük balıkçıların bir örgütleri olmadığı için kendilerini dışlanmış hissettiğini dile getiren Özkurnaz, deniz işinin zor ve zahmetli olduğunu, balıkçıların üreten oldukları için 'çiftçi' sayılması gerektiğini belirterek, şöyle dedi:

'Müracaatımızı yaptık. 7 kişi bir araya gelerek Su Ürünleri Merkez 1 Kooperatifini kurduk. 2 ay oldu, üye sayımız şu anda 89 oldu. Balıkçı arkadaşlarımızı bir araya getirerek birliği sağladıktan sonra belediyeden taleplerimiz olacak. Balıkçı, hem kendini zor ifade eden kesimdir hem de tekneleri denizde gemi sayılır. 100-200 metrelik gemiler de, 5-10 metrelik gemiler de aynı kanuna tabidir. Balık avlama dönemi başladı. Sahil güvenlik tekneleri kontrol ettiğinde her hangi bir eksiğin olmaması gerekir. Bu, balıkçımızın sağlığı ve balıkçılığı daha iyi götürebilmesi için önemlidir. Balıkçılığın kırtasiye evrakları çok yoğun oluyor. Balıkçımızın kırtasiye işlerini, personelimiz liman başkanlığına giderek takip edecek. 341 balıkçımızın işlerini yapmak için bu kooperatifi kurduk.'


BALIK SOĞUTMA MERKEZİ KURACAĞIZ


Mehmet Özkurnaz, kooperatif olarak, küçük balıkçıların yakaladığı balığın daha yüksek bir değerde satılabilmesini sağlamaya çalışacaklarını söyledi.

Çanakkale'de, balık sezonunda yakalanan balıkların İstanbul, İzmir gibi yerlere soğutucu araçlarla götürülmesini sağlamak amacıyla balık soğutma merkezi kurmayı planladıklarını bildiren Özkurnaz, balıkların o bölgelerde daha yüksek değerlere satıldığını ve bundan yöre balıkçısının da faydalanmasını istediklerini anlattı.

Böylelikle, balıkçıların, emeklerinin karşılığını alabileceğini vurgulayan Özkurnaz, bölgenin yerli balığının olmadığına işaret ederek, 'Örneğin Nara Burnundan Gelibolu'ya kadar olan dar boğazda hiç batık yok. Mümkün olduğunca fazla batığın orada batırılması lazım. Çünkü o bölge boş olduğu için balık gelip, gidiyor. Mevsim balığı gelip geçer. O bölgenin yerli balığının oluşması için batıklar lazım. Böylece balıklar oraya yerleşir' diye konuştu.

Balıkçılıkta, fiyatların düşük, balığın ise az olduğunu ve geçimini sadece balıkçılıkla sağlayanların sayısının çok az olduğunu bildiren Özkurnaz, bu nedenle balıkçılığın ciddi anlamda koruma altına alınması gerektiğini ve balıkçıların, örgütsüz oldukları için, bu dağınıklığın içinde yok olup gittiklerini sözlerine ekledi./yeni şafak