Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) AB Uyum Komisyonu Başkanı Osman Kocaman, Marmara Denizi'nde ciddi bir oksijen azalması olduğuna dikkati çekerek, ''Göç eden balıkların av verdiği bir deniz olarak, gerek Ege'den Karadeniz'e yumurtlamak için çıkan, Karadeniz'den de sonbaharda Ege'ye dönüş yapan balıkların, bu oksijen azlığı nedeniyle Marmara'da oyalanmaması, yem için bölgede kalmaması Marmara Denizi'ndeki balıkçılığı olumsuz etkiliyor'' dedi.

Bandırma Ticaret Odası Başkanı ve ihracat ağırlıklı çalışan bir balıkçılık firmasının genel müdürü olan Osman Kocaman, AA muhabirine yaptığı açıklamada, özellikle son iki aydır balık fiyatlarında ciddi bir artış gözlendiğini söyledi.

Kocaman, bunun arz-taleple ilgili bir konu olduğunu ve temelde balık yokluğundan kaynaklandığını vurgulayarak, ''Marmara Bölgesi'nde sonbaharda da balıkçılık son derece kötü geçti. Sadece Karadeniz'de hamsi bol miktarda çıktı. Şu anda Karadeniz'de de balık yok. Bilhassa mart ayından sonra Marmara ve Ege'de, ilkbaharın gelmesiyle balıkçılığın tekrar artması gerekiyor. Bu konuda pek umutlu değiliz. Çünkü, sonbahardaki zayıf balıkçılık, bizi ilkbahar için de umutlandırmıyor. İnşallah yanılırız'' diye konuştu.

-OKSİJEN AZALMASI-

Bunun nedenleri üzerinde durmak gerektiğini, birinci nedenin denizlerin kirliliği olduğunu belirten Kocaman, şöyle devam etti:

''Marmara Denizi'nde ciddi bir oksijen azalması var. Göç eden balıkların av verdiği bir deniz olarak, gerek Ege'den Karadeniz'e yumurtlamak için çıkan, Karadeniz'den de sonbaharda Ege'ye dönüş yapan balıkların, bu oksijen azlığı nedeniyle Marmara'da oyalanmaması, yem için bölgede kalmaması, İstanbul Boğazı'ndan giren balıkların doğrudan Çanakkale Boğazı'ndan çekip gitmeleri, Çanakkale'den giren balıkların da doğrudan Karadeniz'e çıkmaları, Marmara Denizi'ndeki balıkçılığı olumsuz etkiliyor.''

-TROLLE AVCILIK-

Kocaman, ikinci faktörün ise trolle avcılık ve bu konuda yeterli mücadelenin yapılamaması olduğunu belirterek, şöyle konuştu:

''Bilhassa İstanbul Boğazı'nda, herkesin gözü önünde, pervasız bir şekilde, gece sabaha kadar trol çekilmektedir. İstanbul Boğazı, bir hunidir. Bütün Karadeniz'den Marmara'ya ve Ege'ye çıkacak balıkların toplandığı bir hunidir. Çinekopa, İstanbul Boğazı'nda trol çekilmektedir. Buna engel olunmaz ve deniz kirliliği sorunu çözümlenmezse, balıkçılığın gelişmesi ve artmasını beklemek hayalperestlik olur. Kısacası denizde illegaliteyi engelleyemezsek, balıkçılık ölür.

Devlet otoritesinin son derece kararlı olması gerekir. Kaçak avcılığa engel olacaksınız. Aşırı avcılığa izin vermeyeceksiniz. Denizlerimizi temiz tutmaya çalışacaksınız. Denizlerimizin temizlenmesi uzun sürer. Ancak, bizlerin çok daha çabuk müdahalelerle hemen, yarından başlayarak engel olacağımız tek konu, kaçak avcılıktır. Eğer devlet otoriteleri, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Sahil Güvenlik, emniyet teşkilatı topu birbirlerine atmadan kararlı olurlarsa, bu kararlılık ertesi günü etkisini gösterir. Adeta göl gibi iç deniz olan Marmara Denizi'nde hiçbir şekilde kaçak avcılığın, trolle avcılığın, ışıkla avcılığın, hele bugünkü teknikle önüne geçilememesi kabul edilemez. Aksi halde sürdürülebilir avcılığa veda ediyoruz demektir. Bu durumda ise Türkiye, ithal balık cenneti olur.''

-''SU ÜRÜNLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ KURULMALI''-

Balıkçılık sektörünün sorunlarının çözümü için artık ciddi adımlar atılması gerektiğini vurgulayan Kocaman, şunları kaydetti:

''Şu anda, ülkemiz balıkçılığının tüm sorunlarının çözümünün, Tarım ve Köyişleri Bakanlığına bağlı Su Ürünleri Daire Başkanlığına bağlı olarak yürütülmesini doğru bulmuyorum. Oysa içinde bulunduğumuz AB sürecinde, AB tarafından, ülkemizde 'Su ürünleri genel müdürlüğü' kurulması istenmektedir. Kaldı ki şu anda, su ürünlerinin denetimi konusunda, ağırlıklı olarak ilçe tarım müdürlükleri yetkilidir. Ancak bu müdürlükler, tarımla mı, süneyle mi, çiftçi teşvikleriyle mi, yoksa balıkçılıkla mı ilgilenecek? Zaten kadroları yetersiz bulunan bu müdürlüklerin, balıkçılık sektörünü denetlemesine olanak yoktur. Kısacası, sektörün sorunlarının çözümü için devletin, kararlılık içinde, çok iyi bir teşkilatlanma sağlaması gerekir.''

A.A