Sevgili Aydınpost okurları;

İşlerimden dolayı uzun süredir İstanbul'da yaşıyorum. Bu da bana Aydınımızı daha geniş bir pencereden gözlemleme şansı doğurdu. Fikir ve tecrübelerimi, gezip gördüğüm yerlerdeki örnekleri, daha iyiyi nasıl buluruz sorusunun çözüm odaklı cevaplarını arkadaş ortamlarında her zaman anlatırım.

Arkadaşlar, bunu neden daha geniş bir kitleye ulaştırmıyorsun, yerel bir gazetede yazsan daha çok kişiye ulaşsa önerisinde bulundular.

Yerel basın yerelin en etkili sesidir ve ben de yerel basında bu fikirlerimi daha çok kişiye ulaştırma düşüncesi ile ilk yazımı yazıyorum.

Amacım; Aydınımıza faydalı olacak, Aydın’a değer katacak fikirleri sizlerle paylaşmaktır.

MARKA GÜNÜ DEĞİL, GELECEĞİ KURTARIR.

Bazı şehirlerin adını tüm dünya biliyor, bazı şehirlerin haritadaki yerini ise kendi ülkesindeki vatandaşları bile zor hatırlıyor. Bu durumun önüne geçmek için "Marka Şehir" modası başlamış, birçok şehir markalaşmak için bir heyecandır tutturmuş gidiyor. Gerekli niteliklere ve planlamaya sahip olmayan bu illerde markalaşma çalışması ölü doğuyor, hayalden öteye gidemiyor.

Nedir Marka Kent?

Marka kent, dışa açılmayı bilen kenttir. Marka kent, misafirperverdir, caziptir, davet eder. Marka kent; ilginçtir, sosyaldir, eğlencelidir.

Aydınımız Marka Kent olma yolunda diğer illere göre küçümsenmeyecek şanslara sahiptir.

Coğrafi işaretler ile tescillenmiş inciri ve kestanesi,

Modern ve açık fikirli insan yapısı, lojistik konumu,

Zengin tarihi ve bereketli toprakları ile diğer illerden avantajlı bir kent kimliğine sahiptir.

AYDINIMIZ'ı markalaştırmak için Valilik, Belediye, Sanayi ve Ticaret Odaları, Borsa, Üniversite, ulusal markaların üreticisi olan firmalar ve sivil toplum kuruluşları hep birlikte markalaşma stratejileri belirlemeli, planlama yapmalıdır.

Planlama işi yeterli midir?

Halk olarak ne yapmalıyız?

İşletmeler ürünlerin üretim yerlerini ve markalarını üzerlerine yerleştirilen etiketlere yazarlar. “Çin’de üretilmiştir”  veya  “ABD’de üretilmiştir” diye iki ürün görseniz ürünlerin kalitesi hakkında ne düşünürsünüz? Hangisine verdiğiniz para sizi tedirgin eder?

İşte bu yüzden üzerinde Aydın ibaresi olan her üründe sorumluluğumuz vardır. İnsanlar aldığı ürünün üzerinde "Aydın"ı okuyorsa zihninde kaliteli ürün algısı oluşmalıdır.

Tüketiciye etiketi okurken ''Aydın'da üretilmiş ve Aydın şehrinin ürünü ise güvenilirdir, temizdir, bunu almalıyım'' dedirtmeliyiz. Çünkü bir ürünün kalitesi laboratuvar ortamına girmeden anlaşılmaz.

Gümrükten dönen incir, hile katılan bitkisel yağlar maalesef ki Aydın'ın ekonomik geleceği için tehdit unsurudur. Tek hilemiz dürüstlük olsun, anlık kârlar için geleceğimizi yok etmeyelim.

Mesela geçen haftalarda ulusal basında da yer alan, Aydınımızın adını lekeleyen gıda teröründe yaşanan talihsiz olayların Aydın'da vuku bulması, bitkisel yağ ve etlerde (domuz eti karışması) yapılan usulsüzlüklerin deşifresinde Aydın adının geçmesi hepimizi üzmüş, huzursuz etmiştir. Aydın bu şekilde anılmayı hak etmiyor. Bu konuda tepkilerimiz ile duruşumuzu gösterelim. Ben ne yapabilirim ki demeyelim. Bir firma Aydın coğrafi işaretini kullanıyorsa, kentlilik ruhu taşıyarak kamu denetimi sağlayalım.

Ürünün kalitesini takip edip, Aydın'a değer kaybettirecek olumsuzlukları fark edersek gerekirse şikâyet ederek etkili adımlar atalım.

Marka, odaların, iş adamlarının tek başına oluşturamayacağı kadar geniş yelpazeli bir kavram ve kesinlikle bir takım işidir. Aydın halkı olarak şehrimiz ile bu duygusal bağı kurup, şehrimize sahip çıkalım.

Unutmamalı ki; işe doğru başlamak, kalıcı olabilmenin değiştirilemez kuralıdır.

Sonuç olarak, Aydın'ın markalaşması için bir algı oluşturmalı, tanıtmanın ötesinde, dikkat çekici bir şehir kimliği ve kentli bilinci oluşturulmasına katkı sunmalıyız...