Kocaeli Üniversitesi’nin girişimiyle Sapanca’da gerçekleşen, uluslararası katılımlı “1. Kök Hücre Araştırmaları Kongresi ” kapsamında, dünyada ilk kez nefes borusu naklini yapan Prof. Dr. Paolo Macchiarini, kısa süreliğine geldiği ülkemizde, uyguladığı tekniği ve kök hücre ile ilgili gelişmeleri anlattı. 2008 yılında dünyada ilk kez Kolombiyalı bir kadın hastaya gerçekleştirdiği nefes borusu nakliyle dikkat çeken Macchiarini, nefes borusundaki sorunlar nedeniyle birçok hastanın çok ağır problemler yaşadığını ve dünyada bu durumda binlerce hasta bulunduğunu söyledi.
 
PROTEZ ORGANLAR
İlk nefes borusu naklini kadavradan alınan organ ile gerçekleştiren Macchiarini, bu süreci “Kadavradan alınan nefes borusunun ‘biyolojik deterjanlar’ ile tamamen hücreden arındırılmasından sonra hastalara nakil yapıyor ve ardından hastadan alınan kök hücreler ile normal fonksiyon görmesini sağlıyoruz” diye açıklıyor. Ancak bu nakil türü, tümörü olmayan ya da iyi huylu tümörü bulunanlar için kullanılabilirken, bir kanser hastası bu işlemin yapılacağı süreyi bekleyemiyor. Bu uygulamada, organ bağışı bir gün içinde gerçekleşse bile kadavradan hastaya yapılan nefes borusu nakli için 6 aylık süre gerektiğinden 2. bir seçenğe ihtiyaç duyuluyor. Bu noktada nano teknoloji (laboratuvar ortamında üretilen nefes borusunun iç kısmının mikron seviyesinde partiküller ile kaplanması) kullandıklarını anlatan Prof. Dr. Macchiarini, nefes borusu yapmak için laboratuvarda kullandıkları materyalin (özel bir polimer) inceliğini, “İnsan saçı 6 bin nano metre kalınlığındayken, burada kullanılan malzeme 100 nanometreden daha ince ” sözleriyle açıklıyor. Macchiarini, kullanılan malzemeyle yakın gelecekte kalp kapağı, damar, kalça protezi veya bir organın iskeletini üretmenin mümkün olacağını söylüyor.
 
NANOFİBER MALZEME
Nefes borusu nakli yaptıkları ilk vakada malzeme olarak kadavradan alınan nefes borusu iskeleti kullandıklarını, şimdi ise nanofiberi tercih ettiklerini belirten Macchiarini, “Böylece daha çok sayıda hücre greft’e (suni nefes borusu) tutunacak” diyor. Hastanın ihtiyacı olan nefes borusunu ilk teknikle hazırlamanın bazen 2 gün, bazen 2 hafta sürdüğünü söyleyen bilim adamı, bu yeni teknikle (insan bağışından farklı olarak) nefes borusunu laboratuvarda hazırlamalarının ve beklemeye gerek kalmamasının geleceğe şekil vereceğini belirtiyor.
 
ÜÇ BOYUTLU ORGANLAR İÇİN ZAMANA İHTİYACIMIZ VAR
Prof. Dr. Paolo Macchiarini, yakın gelecekte hastalar üzerinde laboratuvarda üretilen dokuların kullanılmasının yaygınlaşacağın ve bunlar arasında en başta; deri, kornea, diyafram, bağırsak, damarlar ve nefes borusu gibi organların geldiğini belirtiyor. “Kalp, karaciğer, akciğer gibi üç boyutlu organlara gelince bu biraz daha zaman alacak ve zor olacaktır” diyen Macchiarini, asıl önemli olanın, “Neden organ nakli yapıyoruz” sorusunun yanıtını vermek olduğuna dikkat çekerek şunları söylüyor: “Elimizde hastalıklı bir organ var; diyelim ki hasta öldü. Otopside organa bakıyor, orada olduğunu fakat çalışmadığını görüyoruz. Bu durum hücrelerin orada herhangi bir işlev görmemesinden kaynaklanıyor. O bölgeye hücre nakledip organa yeniden işlev kazandırma fikrimiz var. Akciğer için düşünüyorsak gönderebileceğimiz hücreler, ‘Pnömositler’, kalp için ‘Kardiyositler’, karaciğer için ise ‘Hepatositler’ olacaktır. Bunu ya laboratuvar ortamında ürettiğimiz hücreleri vererek gerçekleştireceğiz ya da bir takım ilaçlar vererek vücudun kendisinde bulunan kök hücreleri farklılaştırıp organa bu işlevi tekrar kazandırma yoluna gideceğiz. Bunun başarılması halinde bir daha transplantasyona ihtiyacımız kalmayacak
 
habertürk