Mahalle ziyaretlerine başlarken;ilk yazımda sadece ve sadece vatandaş konuşacak biz onların söylediklerini yazacağız demiştim.
Bu anlayışla en eski merkez mahallelerimizden biri olan Kurtuluş mahallesine konuk olduk.
Bir iki mahalleye özgü sorunların dışında sorunlar hep aynı.
Bu durum ilgimi çekti,benimde düşüncelerim vardı ama başta belirttiğim gibi cevabını vatandaşa sordum bunu yazımın sonuna doğru degineceğim.
Gelelim sorunlara mahalle sahiplerinin agzından aynen;
-Yeşil alan ve spor yapıcak,yürüyecek mekanlar yok,
-Hava kirliliği had safhada,
-Su paraları,
-Pazar pazarından sonra durum perişan her taraf pislik içinde,
-Sokaklarımız çok dar,ne arabalara park yeri var nede insanların yürüyeceği kaldırımlar,
-Kavşaktaki üst geçidin yürüyen merdivenlerinin tamamının çalıştığına şahit olmadık
-Mahallemizin iki ana sorunu sokak aralarındaki pazar yeri ve eski garajın yeşil alan değilde minibüs garajı olarak kullanılacak olması.
Dediğim gibi sorunlar hep aynı ve bu çağda konuşulmaması gereken şeyler.
Çünkü modern şehirlerde artık bunlar konuşulmuyor,ya yıllar önce çözülmüş yada ekmek ve su ihtiyacı gibi ihtiyaça göre anında yapılıyor vatandaşın konuşmasına gerek kalmıyor.
O şehirler artık;kentsel dönüşümü,şehirlerin merkezden ısıtılmasını,yeni güvenlik sistemlerini,yerli ve yabancıya yatırım için modern yerler hazırlamayı,istihdamı geliştirmeyi.....konuşuyor.
Yani mahallelerde bizim vatandaşların konuşmadığı şeyleri. Niye diye sorduk.2000'Lİ yıllarda hala diğer şehirlerin 1950-1960!lı yıllarda konuştuklarını konuşuyorsunuz diye.
Cevabı onların dilinden aktaralım.
-Çok basit meselelerimiz çözülmeden biz nasıl yeni şeyler isteyelim,
-Daha üst geçidin merdivenleri çalışmazken,alt geçitten bahsedelim,
Biz yazın adaya,Didim'e gidiyoruz,kışında sıcak diye burada kalıyoruz çok gezen birileri değiliz diğer şehirleri pek görmüyoruz onun için değişimin farkında değiliz,
-Gördüğümüz bir İzmir onunda bizden farkı yok,
Ancak Denizli,Afyon Ankara tarafına gidersek,şehirciliğin ne olduğunu anlıyoruz,oralardan dönüncede köye gelmiş gibi oluyoruz,
Ne kentsel dönüşümü Ilıcabaşı'ndaki tabela bile kalktı,
-Bize 50 kuruşluk ekmek ve çay yetiyor,
-Biz halimizden memnunuz şehir böyle kalsın istiyoruz,çöpümüz toplansın suyumuz aksın yeter,
-Bundan daha kötüye gitmeyelim yeter,Denizli gibi olmak artık hayal,
H.Aksu'dan sonra hiç bir mahalleye girilmedi,
-Göç almak istemiyoruz ,Aydın'ımız aynı kalsın,
Vatandaş mikrofon kapalı iken birebir bunu diyor,mikrofon açıkken cesaretli olanlar konuşuyor,genç birini konuşması için ikna edemedim abi sen pazartesi dükkanıma zabıtayımı yığacaksın diye.
Ben dediğim gibi yorum yapmayacağım,yorumu size bırakıyorum, vatandaşı dinlemeye devam edeceğiz,aktarmak bizim işimiz çözmek yetkililerin.Haydi hayırlısı.

facebook.png twitter.png

appstoreee.jpg     googleplay.jpg