Kurtoğlu, partisine de yüklenerek AK Parti'nin 'Evet Tetikçiliğini' yaptığını ima etti.
Büyük Birlik Partisi Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Yrd.Doç.Dr.Yusuf Kurtoğlu yaptığı açıklamasında; "Son zamanlarda, özellikle de AKP iktidara geldiğinden beri Türk ve Türklük kavramlarını yok etmeye ve bu kavramların temsil ettiği büyük Türk Milletini kimliksizleştirmeye yönelik faaliyetler dur durak demeden devam ediyor" dedi.
Türk Milletinin tarih boyunca insanlık tarihinin görüp göreceği en büyük imparatorluklardan birkaç tanesini kurmuş ve yüz yıllar boyunca yaşattığını anlatan Kurtoğlu, şöyle konuştu: "Bu hamasi bir tespit değil tarihi bir gerçekliktir. İmparatorluklar yapısı ve var oluş sebepleri itibariyle çokulusludurlar. Ancak kurucu ulus daima hem sayısal hem siyasal ve kültürel açıdan hakim durumdadır. Azınlık konumundaki diğer etnik gruplar O hakim milletin kurduğu düzen sayesinde, adil bir yönetim içinde, malından,
canından, ırzından, hakkının korunacağından, emeğinin sömürülmeyeceğinden, gelenek ve göreneklerini koruyabileceğinden emin bir şekilde yaşar gider. Ama gün gelip de imparatorluk zayıflayıp, yukarıda saydığımız faydaları sağlayamaz hale gelince bu azınlıklar hemen isyan bayrağını açar veya bağımsızlıklarını ilan ederler ya da başka bir süper gücün yanında yer alarak çökmekte olan imparatorluğun kurucu unsuru olan millete karşı savaş açarlar."
Osmanlı İmparatorluğu kurulup ve yıkılırken bu tarihsel sürecin aynen yaşanmış ve bütün azınlık grupların ayrılıp gittiğini anlatan Kurtoğlu, şunları söyledi: "Büyük yıkımlardan sonra imparatorluk kurucusu olan hakim milletler yeniden toparlanıp büyükçe bir devlet kurduklarında da içlerinde yine imparatorluk bakiyesi olan birçok azınlık grubu barındırırlar. Bu azınlık gruplar tıpkı bir virüs gibi yıllarca hiç faaliyete geçmeden ama canlılıklarını koruyarak yaşamaya devam eder. Ne zaman ki içinde yer
aldıkları o orta büyüklükteki devlet de zayıflamaya başladı, işte hemen o anda isyan bayrağını açar ve ihanetlere girişirler. Böyle devletleri yaşatan ve değişik grupları bir arada tutan yine de o hakim millettir. Eski Romalıların yaptığı devasa binaların kemerlerinde, tam ortada kilit taşı denen bir taş vardır, işte o taş bütün bir kemeri ve dolayısıyla bütün bir binayı tutar. O binayı yıkmak için uzun uzun yıkım faaliyetine gerek yoktur, kilit taşını sökerseniz, koca bina kendiliğinden yıkılır gider.
Devletleri kuran hakim milletlerin durumunun işte bu kilit taşı gibi olduğunu anlatan Kurtoğlu, sözlerine şöyle devam etti: "Böyle bir devleti yıkmak istediğiniz zaman o kilit taşına saldırırsınız. Onu yerinden çıkardınız mı işlem tamam demektir. Devlet kolayca, yedi onda dört deprem geçirmiş gibi gümbür gümbür yıkılır. İşte bugün 8 yıldır iş başında olan bölücü ve yıkıcı iktidar sahipleri ve onların bütün yandaşları bu durumu bildikleri için sürekli Türk'e ve Türklüğe saldırmaktadırlar. Zira
bilmektedirler ki Türk Milleti kurucu hakim unsurdur, yani Türkiye Cumhuriyeti Devletinin "Kilit Taşı" dır, eğer onu yok ederlerse devleti kolayca yıkabileceklerdir."
TÜRK MİLLETİ YOL AYRIMINDA
Kurtoğlu; şimdi Türk Milletinin önünde iki yol bulunduğunu belirterek şöyle konuştu: "Ya kimliğini kaybedecek ve tabi ardından devletini ve vatanını kaybedecektir ya da Türk olmanın şuuruna erecek, Türk'e ve Türklüğe saldıranlara karşı tavır alarak hem kendini, hem neslini hem de vatan ve devletini koruyabilecektir. Türkiye'de yaşayan bütün Türkler bilmelidirler ki bu devletin kilit taşı onlardır. İsteseler de istemeseler de, taviz verip boyun eğseler de asıl hedefte olan, imha edilecek olan onlardır.
Binaenaleyh, bütün Türkler siyasi görüşleri, felsefi inançları, dini inançları, demokrasi anlayışları ne kadar farklı olursa olsun, hepsi de düşmanın ortak hedefi durumundadırlar. O itibarla, eğer millet olarak var olmak, bağımsız bir devlet sahibi olmaya devam etmek istiyorlarsa sadece bir ve beraber olmak zorunda değil, aynı zamanda mahkûmdurlar da. Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, "Bu ülkede otuz altı etnik grup var, Türk de bunlardan bir tanesi ne olmuş yani Türk olmuşsan" diye Türk Milletine
saldırmasının altında da bu gerçek yatmaktadır. Bilmektedir ki Türk Milleti bu devletin, bu coğrafyanın Kilit Taşı'dır. O taşı küçültür, yerinden çıkarırsa amacına ulaşacak ve Türkiye Cumhuriyetini kolayca yıkabilecektir. Türk Milleti olarak bu gerçeği bilmek ve oynanan oyunu boşa çıkarmak zorundayız. Bu oyunu boşa çıkarmanın ilk ve zaman bakımından en acil yolu önümüzdeki Anayasa referandumunda bütün Türklerin firesiz bir şekilde "hayır" demesidir"
BBP GENEL MERKEZİNE YÜKLENDİ
Konuşmasını sürdüren Kurtoğlu; "Büyük Birlik Partisi Genel Merkezinin, "Kraldan çok kralcılık yapmak" deyimiyle anlatılabilecek bir çabayla AKP yandaşlığına değil adeta AKP tetikçiliğine soyunmuş olmasının sebeplerinin neler olabileceğini Türk kamuoyunun sağduyusuna bırakıyorum" dedi.
Kurtoğlu, "On beş sene boyunca ebedi lider cennetmekân şehit kardeşleri Muhsin Yazıcıoğlu'nu on dakikalığına canlı yayın için Televizyonlarda programa çıkarmayan yandaş TV kanalları ve gazetelerin bugün sırf "Evet Tetikçiliği" yapıyor diye şimdi maalesef BBP yöneticilerini her gün üçer beşer canlı yayına çıkarmakta olduklarını söyledi.
Bu olayda "düşünenler için apaçık deliller" olduğunu anlatan Kurtoğlu, sözlerine şöyle devam etti: "Bugünkü BBP Genel Merkezi yöneticilerinin, Rahmetli Genel Başkanımız Cennetmekân Muhsin Yazıcıoğlu'nun "Diyarbakır'da yargılayıp Habur'da asacağız" dediği Barzani'ye kırmızı halılar sererek Devlet Başkanı töreniyle karşılayan bir AKP iktidarına destek olduğu apaçık meydanda. "Eksik ama evet" kampanyasını böylesine cansiperane bir gayretle yürütmeye çalışmalarının, ilmi, akli, mantıki hiçbir sebebi olamaz.
Türklerin, tarih içinde kendilerine yakıştırılan "Etrak-i Bi-idrak" (İdraksiz Türkler) benzetmesini hak etmediğini göstermelerinin yolu Hayır demekten geçmektedir. Bütün bu uyarılara rağmen eğer bir Türk, hangi sebeple olursa olsun, referandumda Evet diyecek olursa bilmiş olsun ki vallahi de billahi de intihar etmeye karar vermiş demektir. Son söz Türk Milletinindir."
SİYASİ ÖZGEÇMİŞİ
12 Eylül 1980 ihtilalinden önceki süreçte ÜLKÜ BİR (Ülkücü Öğretmenler Birliği) teşkilatlarında kuruculuk ve şube başkanlıkları yaptı.
18 nisan 1999 milletvekili seçimlerinde MHP Aydın 4. sıra milletvekili adayı oldu, 3 Kasım 2002 milletvekili seçimlerinde BBP Aydın 1. sıra milletvekili adayı oldu. Bundan önceki devrede ikişer dönem BBP, MKYK, MDK ve YİK asil üyeliği yaptı. Halen BBP YİK üyeliği devam etmektedir.