İşte Bahçeli'nin konuşması:

Son meclis grup toplantımızdan bu yana çalkantılı siyasi gündemi ağırlaştıran gelişmeler yaşanmıştır. Tehlikeli yollara sapan Erdoğan ve hükemeti baskı ve tehditi mübah gören bir strateji belirlemiştir. Türkiye kilitlenmiş ve bir cenderenin içine hapsedilmiştir.

Ak Parti bugüne kadar ortak değerlerimizi içerde tartışarak bu nifak siyasetiyle siyasi kazanç sağlamaya çalışmıştır. Ak Parti'nin bu iflah etmez siyasi anlayışının yeni bir şekline şahit olunmuştur.

Dışişleri Bakanı"nın Avrupa Birliği komiserleri önünde hesap verirken, Türkiye"de Müslüman çoğunluğun da dini özgürlük bakımından sorunlar yaşandığını iddia etmesi, manevi değerlerimizin AKP tarafından siyaset piyasasına yeniden sürüldüğünü gösteren çok hazin bir gelişme olmuştur.

Dışişleri Bakanı"nın bu hezeyanına Başbakan Erdoğan"ın hemen destek vererek sahip çıkması ve bu sorunlar hakkında Diyanet İşleri Başkanlığını adres göstermesi, AKP"nin inançlar üzerinden siyaset yapma alışkanlığının tedavi kabul etmez bir marazi hastalık halini aldığının ikrarı ve delilidir.

Sayın Başbakan gerçek niyetini ve düşüncesini millete göstermekten kaçmamalıdır. Örneklerine ancak Mondros döneminde rastlayabileceğimiz zafiyet ülkemizi bir kaosa sürüklemektedir. Bu macera bir an önce sona ermelidir. Demokrasilerde hiç bir parti vazgeçilmez değildir. Bu bulanık ortamda Türkiye muhakkak sandıkta bir çözüm bulacak ve bu yıllarca süren aldatmaya bir son verecektir.

Sayın Başbakan davanın Türkiye'ye 25 milyar dolar getirecek yatırımcıları tereddüte soktuğunu söyleyerek ekonomik başarısızlığını örtemeyecektir.

Başbakan GAP projesini açıklamıştır. Başbakanın sahiplendiği GAP eylem planı eski hükümetlerin icraatıdır... 2000 yılında açıklanmış yüzde 59'u tamamlanmıştır. Başbakan bunu izah etmelidir.. Başbakanın bu projeyi ülkemizi terör belasından kurtaracak sihirli bir proje gibi sunması MHP açısından kabul edilemez bir durumdur.

Erdoğan düzenlemeye gerek duymadan 24 saat anadilde yayın yapılacağını Diyarbakır'da açıklamıştır. Bu başbakanın dağ kadrolarına yaptığı bir jesttir.

Türkçe'den başka dillerde TRT'den yapılacak yayın anlayışı dağ kadrosunun baskısına teslimiyettir. Verilen tavizler burada son bulmayacak önümüzdeki dönemde anadilde eğitim isteğiyle devam edecektir. AK Parti'nin sözde açılımı sonunda Türkçemiz anadil olmaktan çıkarılıp yerel dil olmaya başlayacak ve bir mayın gibi milletimizin kucağına bırakılacaktır.

Üstelik bu sözde tedbirin, terörü önleyeceğini düşünmek ise, yıllardan beri ülkeyi yöneten zihniyetin, hala PKK ve uzantılarının neyi istediklerini, ne için teröre başvurduklarını anlamamış olduğunu da ortaya çıkarmıştır.

Sözde “barışı sağlama ve şiddeti durdurma” adına yürütülen kirli kampanyalarla milletimizi etnik çatışma ve bölünmeye götürecek yolun, siyasi basamakları bu şekilde birer birer döşenmektedir.

AK Parti'nin iş aş ve üretimden uzak anlayışının neden olduğu sancılar herkes tarafından yakından hissedilmeye başlanmıştır.Yaşanan yokluk ve yoksulluk artık yamama tedbirlerle evlere dağıtılan kömürlerle örtülemeyecek duruma gelmiştir.

Esnafımız siftah etmeden kepenk indirmeye başlamıştır. Hükümet hiç bir tedbir alamamış yanlızca imtiyazlı bir zümreyi zenginleştirmiştir. Malesef bu sıkıntılı sürecin tahribatına tepkisiz ve sessiz kalınmıştır..Esnafların muhatap olduıkları sorunların genel sorunlardan ayrı tutulması mümkün değldir. Tüm gelişmeler esnafımızın sorunlarının artmasına çanak tutmuştur.

Kendi makûs kaderine terk edilen esnafımız, sadece yüzyılları aşan geleneğinden güç ve kuvvet alarak varlığını sürdürmeye çalışmaktadır.

Başbakan Erdoğan"ın da “beraber yürüdüğü yollarda” kimlerle birlikte olmak istediği, kimi yol arkadaşı görmeye çalıştığı artık belli olmuştur.

Başbakan"ın siyasi gündeminde, yolculuğunda; Esnafımız yoktur, sanatkârımız bulunmamaktadır, çiftçimiz kenardadır, emeklimiz uzaktadır, memurumuz, işçimiz unutulmuştur.

Buradan Başbakan Erdoğan"a diyorum ki; Ferhat gibi dağları delmekle uğraşacağınıza; vatandaşımızın dayanılmaz hale gelen feryadını işitin.

Çığ gibi biriken ağır sorunlarına kulak verin ve hükümet olarak gereken tedbirleri bir an önce alın.

Bu konuda partimize düşecek bir destek ve görev olduğu takdirde 70 milletvekilimizle destek vermeye hazır olduğumuzu bilin.

Yıllardan beri bir türlü yüzü gülmeyen vatandaşımızın artık boş sözlere sabrı kalmamıştır.

Bahçeli sözlerini Avrupa Futbol Şampiyonası'na katılan Türkiye A Milli futbol takımına başarılar dileyerek bitirdi...