CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Hükümetin 'Demokratik açılım' projesine alternatif bir 'Açılım paketi' hazırlattı. CHP MYK üyesi ve eski Diyarbakır Milletvekili Mesut Değer tarafından aralarında tanınmış isimlerin de yer aldığı akademisyerlere hazırlatılan paket, çok daha radikal çözümleri ile dikkat çekiyor. Demokratik açılım paketi konusunda Hükümetin istediği randevuyu vermeyen Deniz Baykal'ın Başbakan Erdoğanla görüşmeden önce bu raporu beklediği belirtiliyor.

MYK ÜYELERİNE DAĞITILDI

'CHP Kürt Raporu 2009' adıyla 34 sayfalık bir raporda, Öcalan ismi verilmese genel bir af ilan edilmesini, anadil eğitimi ile propagandasının yapılması istendi. Rapor geçtiğimiz Merkez Yürütme Kurulu(MYK) toplantısında MYK üyelerinin önüne geldi. Alınan bilgiye göre bazı MYK üyelerinin raporu beğenirken, diğer bazı üyelerin bu rapora tepki gösterdikleri öğrenildi. Raporda, Kürt sorunun çıkış nedenleri sayılırken, bu sorunun nasıl sona ereceği ve bu konuda CHP'nin çözüm önerileri de ortaya atıldı.

TÜM ÖRGÜT ÜYELERİNE KOŞULSUZ AF

Raporun en çarpıcı bölümü Kürt sorunun çözümü için genel af talep edilmesi ile operasyonların durdurulması görülüyor. Raporda, genel af talep edilirken örgütün bütün üyelerinin kapsaması gerektiği ifade ediliyor. Rapordaki bu ifadenin terör örgütü lideri Abdullah Öcalan'ın da kapsadığı şeklinde yorumlandı. Çünkü raporda Öcalan'ı kapsamayan bir af denilmiyor.

Raporda af talebi şöyle talep ediliyor “Mustafa Kemal Atatürk'ün “Yurtta Sulh, Dünyada Sulh” ilkesi çerçevesinde Türkiye'nin iç ve dış politikasında kalıcı bir ilke haline getirilmelidir. Bu nedenle öncelikle Türkiye sınırları içinde yer alan tüm silahlı güçlerin tasfiyesi ya da geri çekilmesi sağlanmalı ve bununla eş zamanlı olarak barışı güçlendirmeye yönelik çatışmasız bir ortam sağlanması için bölgedeki olağanüstü önlemler ve operasyonlara ara verilmelidir. Bunun ardından silahsızlanmanın sağlanması için bir genel af çıkarılması önemli sonuçlar verecektir. Bu genel af ile birlikte silahsızlanma ve eve dönüş sağlanabilir. Örgütün bütün kadrolarına koşulsuz genel af imkanı sağlanması ile silahsızlanma gerçekleştirebilecek ve bu da sorunun çözümünde kalıcı ilerlemeler sağlanmasına imkan tanıyacaktır”.

ANADİLDE EĞİTİM GÜVENCEYE ALINMALI

CHP'nin raporunda Kürtçe eğitim ile ilgili de ilginç bölümler bulunuyor. Raporda anadil eğitimi şu ifadelerle savunuluyor “Türkçe eğitimde birliği sağlamak açısından ilk ve orta öğrenimde eğitim dili olarak kalacaktır. Bunun yanı sıra yurttaşların anadilini öğrenmesi için seçmeli Kürtçe dersi konulması ayrıştırmayı artırıcı bir uygulama olarak görülmemeli. Türkiye'de İngilizce, Fransızca ve Almanca eğitim veren yüksek öğrenim kurumları vardır. Dolayısıyla Kürtçe eğitim verecek üniversite kurulması için yasal bir engel söz konusu değildir.”

KÜRTÇE PROPAGANDA HAKKI

Raporda, Kürtçe propaganda hakkı verilmesi gerektiği de ifade edildi. Raporda, Kürtçe siyasi propaganda yapılması gerektiği “Siyasal Partiler Kanunu'nun 81. maddesinde yer alan ve partilerin faaliyetlerinde Türkçe'den başka dil kullanımını yasaklayan madde esnetilmeli ve çifte dil kullanılması imkanı sağlanmalıdır.” İfadeleriyle savunuldu.

KÜRT MUTFAĞINA DESTEK

Raporda, Köy ve kasaba isimelrinin resmi ve gayri resmi isimleri olamayacağı vurgulanırken, “Değiştirilen köy ve kasaba isimleri kurulacak bir bilimsel kurul tarafından incelenerek köylerin ve kasabaların özgün isimleri o köylerin aynı zamanda resmi isimleri haline getirilmelidir. Ayrıca çocuklara ve işletmelere isim koyma konusunda yasal dayanağı olmayan fiili yasaklama ve baskılar ortadan kaldırılmalıdır.


Anayasa değişikliği şart vatandaşlık tanımı değişsin

'CHP Kürt raporu 2009' çalışmasının önsözünde artık Türkiye'de bu sorundan kimsenin ölmemesi temennisi yer aldı. Terörün neden olduğu can kayıpları dışında ekonomik ve sosyal tahrifatının çok büyük boyutlara ulaştığı belirtilirken, daha güçlü ve demokratik bir Türkiye için Kürt sorunun mutlaka çözülmesi gerektiği vurgulandı. Raporda, ayrışmayı özendiren değil, aksine birlikte yaşamayı güçlendirecek bir birleştirici ve kalıcı toplumsal barışı güçlendirecek bir dilin yaratılması gerektiği vurgulandı. Çözümde yapıcı katkıda bulunmaya çalışmak herkes kadar CHP'nin de görevidir denilen raporda, “Sorunun çözümünün ilk adımı Türkiye'de etnik kökeni Kürt olan, anadili Kürtçe olan ve farklı bir kültüre sahip olan Kürt halkının varlığının kabul edilmesidir” deniliyor.


TCK'nın 301. maddesi 'ırksal hakaret' olarak geliştirilmeli

Türklüğü vatandaşlık olarak tanımlayan Anayasa'nın 7. maddesinin değiştirilebileceğinin vurgulandığı çalışmada, vatandaşlık tanımının, “Türkiye Cumhuriyeti, hangi kökten, kökenden gelirse gelsin, bütün insanlarımıza eşit statüte bir parçası olarak bir bütündür” anlayışı çerçevesinde olması gerektiği belirtildi. Ayrımcılığa karşı alınacak tedbirlerin sıralandığı raporda, “Ders kitaplarında etnik, dinsel ve cinsel ayrımcılığı körükleyen ve hanhangi bir etnik, cinbel ve dinsel topluluğu aşağılayıcı ve küçük düşürücü ifadeler çıkarılmalıdır. İronik gibi görünse de TCK'nın 301, maddesi kaldırılmak yerine değiştirilerek kapsamının genişletilerek, “Türklüğe hakaret” yerine “Irksal, ulusal, etnik,dinsel ve cinsel topluluğu aşağılama” suç haline getirilmelidir” görüşleri yer aldı.

Rapordan başlıklar

Kürt sorunun muhattabı tüm tarafların siyasi temsilcileridir.

Anayasa değişikliği şart.

Vatandaşlık (Türklük) kavramı değiştirilmeli.

Yerel yöntimlerin yetkileri arttırılmalı

12 Eylül hukuku ve yasakları tasfiye edilmeli.

Köy koruculuğu sistemine ve çeteleşmeye yol açan güvenlik önlemlerine derhal son verilmelidir.

Yurttaşların anadili üzerinde bulunan yasaklar bütünüyle ortadan kaldırılmalı.

Her yurttaşın kendi ana dilinde iletişimde bulunması, yayın yapması ve bunun yanı sıra anadilini öğrenmesi ve öğretebilmesi anayasal güvenceye kavuşturulmalıdır.

Köylerin ve kasabaların özgün isimleri o köylerin aynı zamanda resmi isimleri haline getirilmelidir.

Bölgedeki operasyonlar derhal sonlandırılmalı.

Örgütün bütün kadrolarına koşulsuz genel af imkanı sağlanmalı.

Kuzey Irak (KDP ve KYB) ile iletişim geliştirilmeli.

Bölgedeki her işsize ayda 500 TL maaş bağlanmalı.

TCK'nın 301. maddesi 'Kürtlüğe hakareti' de kapsamalı.

Doğu ve Güneydoğu'dan göç etme zorunda kalan yaklaşık 400.000 yurttaşımızın mağduriyetleri giderilmeli./yeni şafak