Yurtdışındaki dört hazırlık maçı ve FC Tobol karşılaşmasında geçmiş sezonlarda kulübenin gediklisi olan oyuncular ve PAF takımdan gelen gençlerle mücadele eden G.Saray'ın futbol kalitesinin düşmesi ve pozisyon bile üretmekte zorlanması bir futbol klişesini daha tedavülden kaldırdı: "G.Saray, kulübesi en zengin, kadrosu en derin olan takım!" 2006 ve 2008 yıllarında kazandığı şampiyonluklarda yerli oyuncuların kalitesi ve zengin kulübesiyle mutlu sona ulaşan sarı-kırmızılı takımın son iki sezondaki transfer politikası yerli ve yabancı futbolcular arasındaki kalite makasının açılmasına ve kulübenin erimesine yol açtı. İşte G.Saray'daki değişim: Kalede Mondragon'un ardından Aykut ve Orkun güven vermeyince, önce De Sanctis, bu sezon da Leo Franco'yu alan G.Saray, ezeli rakiplerinin aksine defans dörtlüsünü yerli oyunculardan kurdu. Song-Tomas'ın ardından bekleneni veremeyen Meira da gidince bu sezon tandem için Servet ve Gökhan Zan öne çıktı. Yıllardır sağ bek arayışında olan sarı-kırmızılılar, sadece sol bekte Ergün Penbe sonrası Hakan Balta takviyesiyle standartını düşürmedi.

"HEPSİ ARDA TURAN DEĞİL!"
Dış transferde yıldız isimlere yönelen G.Saray'da orta alan ve forvet hattında yabancı oyuncuların kalitesi yükseldi. İnamoto'nun yerine İsveç Milli Takımı'nın kaptanı Linderoth'u, tecrübesiz Carrusca'nın yerine Avustralya futbolunun gelmiş geçmiş en büyük yıldızı Kewell'ı, İliç'in yerine Lincoln'ü kadrosuna katan G.Saray, uzun yıllardır yerlilerle götürdüğü forvet hattında da Bratu'nun ardından Nonda ile sınıf atladı. Ancak aynı trend yerli transferlere yansımayınca ve büyük sabır gösterilen alt yapı oyuncuları (Mehmet Güven, Aydın) umulan aşamayı bir türlü yapamayınca takımda yabancı ile yerli arasındaki kalite farkı uçuruma dönüştü. Altyapı için tek istisna "Yıldız" doğan Arda oldu. Transfer bütçesini yabancı yıldızlara harcayan G.Saray'ın son 3 yılda 11'ine giren Servet, Hakan Balta, Mehmet Topal ve Gökhan Zan dışında iç pazardan -özellikle de forvete- dişe dokunur transferi yok. "Nasılsa maliyetleri yok" bahanesiyle Florya'da tutularak kadroyu şişiren gençler, yeni transferlerin önünü tıkadıkları gibi, Hollanda kampında Rijkaard'ın 36 kişilik bir orduyla çalışmasına sebep oldular. Hasan Kabze ile Yaser Yıldız; Hasan Şaş ile Aydın Yılmaz; Ümit Karan'la Erhan Şentürk, Hakan Şükür ile Özgürcan'ın kalite ve tecrübe farkı net bir gerçeği ortaya koyuyor: İlk 11'inde yabancı kalitesi artan G.Saray'ın kulübesi çöküyor ve yerlilerde yetenek çıtası düşüyor.