İnşaat son hız sürüyor. Yüzlerce işçi, Hüseyin Bahri Alptekin’in eserleri arasında dolaşıyor. Belki de hayatlarında güncel sanata dair gördükleri ilk işler bunlar. Kiminin elinde matkap, kimi kaynak yapıyor... Açılışının bir gün öncesinde İstanbul İstiklal Caddesi’ndeki SALT’tayım; İletişim ve Yönetim Direktörü Sima Benaroya bir tarafta, Araştırma ve Programlar Direktörü Vasıf Kortun başka bir tarafta koştururken ben de kabloların üzerinden atlayarak mekânı dolaşıyorum. SALT, Beyoğlu’ndaki onlarca sanat adresinden sadece bir tanesi, en yenisi.

“Salt kendimize benzeyeceğiz, salt kültür sanatla ilgileneceğiz” derken isim de kendisini belli etmiş. SALT, Osmanlı Bankası Müzesi, Platform Garanti Güncel Sanat Merkezi ve Garanti Galeri’nin özerk bir kurum olarak yeniden yapılandırılmasından doğan bir sanat mekânı. İstiklal Caddesi ve Galata’da 19. yüzyıla ait 2 tarihi binaya ve toplamda 15 bin metrekarelik alana yayılıyor. Güncel sanat, mimarlık ve tasarım, araştırma, sergi, söyleşi, konferans, atölye çalışmaları, eğitim programları ve film gösterimlerine ev sahipliği yapıyor (Önemli not: SALT Beyoğlu açıldı, Galata ise eylül ayında hizmete girecek.)

ARTER ile Borusan Kültür Merkezi’nin yeni mahalle arkadaşı SALT Beyoğlu, 2 sergiyle açıldı. İlk konuk; 4 yıl önce hayatını kaybeden sanatçı, düşünür, öğretim üyesi, yazar ve küratör Hüseyin Alptekin. Sanatçının işleri “Ben bir stüdyo sanatçısı değilim” adı altında sergileniyor. SALT, Hüseyin Alptekin’in tüm arşivine ve kişisel kütüphanesine ev sahipliği yapıyor ve bu sergi 7 Ağustos 2011’e kadar sürüyor. Alptekin, aynı zamanda Vasıf Kortun’un en yakın arkadaşıydı, dolayısıyla duygusal bir açılış söz konusu... Kortun, “Hüseyin’in Türkiye’de çok iyi tanınmaması ne onun ne de başka birinin suçu. Türkiye’deki ortam, kurumlar bunda etkili. Bizim başka birçok sanatçımız da tıpkı Hüseyin gibi burada daha az tanınıyor” diyor.

Vasıf Kortun, SALT’ı ARTER’den ve Borusan Kültür Merkezi’nden ayrı bir yere koyuyor. Lakin, Borusan’ı görmediğini de sözlerine ekliyor. “Onlar güncel sanat kurumu, biz değiliz. Biz illa sergi değil, süreçsel işler yapıyoruz. Bir işin illa sergiyle sonuçlanması gerekmiyor” diyor Kortun. Salt sanat görmek, salt yaşadığını hissetmek isteyenler için yeni bir mekân kapılarını açıyor.

İÇERİDE NELER VAR?

Robinson Crusoe, Mağaza oldu


İstiklal Caddesi’nin önemli noktaları arasında yer alan ve işi sadece kitap satmak olan Robinson Crusoe 389 da SALT Beyoğlu’nun içindeki yerini almış.

Kafe’nin şefi Murat Bozok

SALT Beyoğlu’nun arka avlusundan da ulaşılan Kafe; Ali Selçuk ve şef Murat Bozok ortaklığında hizmet veriyor. Mönüsü, SALT Beyoğlu’ndaki sergilerden ilham alınarak oluşturuluyor. 12.00-24.00 saatlerinde açık olan Kafe’de içki servisi de var.

Terasın bahçesindekiler yenebilecek

Mekânın en tatlı yeri belki de 4. kattaki, çevresi camla örtülü bahçesi. Çünkü burada Fritz Haeg adlı sanatçının “Yenilebilir Mülkler” projesi var. Haeg, 2005’ten bu yana yerel halk ve organizasyonlarla işbirliği yaparak “Yenilebilir Mülkler” yani alışılmadık kentsel alanlarda sebze, meyve ve bitki yetiştirilen bahçeler yaratıyor.

KİMLİK KARTI
Salı-Cumartesi 12.00-20.00, Pazar 10.30-18.00 arası açık.
Giriş ücretsiz.
İstiklal Caddesi, No: 136, Beyoğlu

HT PAZAR / ELİF KEY