Gaziantep halkı, Ramazan Bayramı'nın ikinci gününde meydana gelen bombalı saldırının yaralarını sarmaya çalışırken, patlamada yaralanan vatandaşların kentteki hastanelerdeki tedavileri devam ediyor. Yaralılar içerisinde en dikkat çekici isimlerden birisi ise Dr. Ersin Arslan Devlet Hastanesi'nde tedavi gören 13 yaşındaki Çağrı Bayram. Babası ve ailesiyle birlikte bayram iznini Gaziantep'te geçirmek üzere bu kente gelen çocuk, dönüş hazırlıkları için patlamanın meydana geldiği akşam çarşıya çıktı.

Çağrı'nın yaşadıklarını anlatan teyzesi Derya Durak, baba ve oğlunun Karşıyaka İlçe Emniyet Müdürü önünde market alışverişi esnasında patlamanın meydana geldiğini söyledi. Durak, "Kastamonu'dan anneannesine bayram ziyaretine geldiler. Pazartesi günü babasıyla birlikte bayram gezisine çıktılar. Kastamonu'ya dönmek için kutu ayarlamaya çıkmışlar. Tam karakolun önünden geçerken babasından cips istemiş. Babası gitmiş cips almış. Ondan sonra o sırada patlama olmuş. Babasının durumu ağır. Babası yüzüstü düşmüş. Çağrı kalkmış ayağa 'baba baba' diye seslenmiş. Bana 'gözlerim görmüyordu, kulaklarım tıkandı, eridiğimi hissettim teyze' dedi. O sırada koşmuş birisinden yardım istemiş. 'Babamı kurtarın' diye. Babasını ve kendini ambulansa almışlar. Babası 'beni kurtar Çağrı' demiş" dedi.

Dehşet anlarını zor da olsa anlatan Çağrı ise, "Markete gidiyorduk. Karakolun kaldırımına ayağımızı bastık. İleriye uçtuk. Gözümü açtım babam yüzükoyun yerde yatıyordu. Gittim yardım çağırdım. Ambulans geldi. Bende bindim. Babamı da aldılar. Hastaneye gittik. Gerisini hatırlamıyorum" diye konuştu.

Hastaneye getirilerek tedavi altına alının Çağrı'nın vücuduna tam 61 şarapnel parçasının isabet ettiği ortaya çıktı. Çağrı'nın hayati tehlikesinin bulunmadığı ve tedavisinin sürdüğü bildirildi.

"SERVİS ARACIMIZ 4 DEFA ZIPLADI"

Kanlı saldırıda gözünü kaybeden, buna rağmen yaralı arkadaşlarının yardımına koşan cezaevi servisi şoförü Mustafa Ak ise patlamada aracının 4 defa yerden kesildiğini söyledi. Bayram nedeniyle araçlarındaki personel sayısının az olduğunu anlatan Ak, şöyle konuştu:

"Ben infaz koruma memurlarını taşıyan vardiya şoförüyüm. Güzergahta ilerlerken durduk ve bir arkadaşımızı aldık. Arabaya bindikten 5-10 saniye sonra patlama olmuş. Ben hiçbir şey duymadım. Gelmiş tam karşısına durmuşuz. Ben gözümü kaybettim ama şuurumu kaybetmemiştim. Aşağı indim iki gardiyan arkadaş yaralıydı onların ayağını bağladım. Arabada yeni yanmaya başlamıştı o sırada. Daha sonra bizi aldılar hastaneye götürdüler. Benim ilk darbeyi aldıktan sonra şuurum yerindeydi. Her yer simsiyahtı ve araba 3-4 defa havaya zıpladı. Kafam tavana değdi. Gözüm kanlar içerisindeydi ve çok şiddetli akıyordu. Sürekli gözümü silmek zorunda kalıyordum. Ondan sonra bizi aldılar hastaneye götürdüler. Arabamda 11 kişi vardı. Allah tarafından 9 kişi servise binmedi. Kimisi arabayla geldi kimisi düğünü vardı. Biraz geç gelen vardı. 9 kişi daha olsaydı durum biraz daha değişik olurdu."

"ALLAH ONLARI EMELLERİNE ULAŞTIRMASIN"

Saldırıda yaralanan cezaevi personeli Mehmet Büber de patlamayla birlikte şoka uğradıklarını söyledi. Karakolun köşesine geldiklerinde patlama yaşandığını ve her tarafın kapkara duman olduğunu dile getiren Büber, "Kendimi arabadan dışarı attım. Daha sonra kendimi ambulansta buldum. Üzüntülüyüz keşke olmasaydı. Allah onları emellerine ulaştırmasın. Yalnız bizim servisimiz normal günlerde hemen hemen dolu oluyordu. O gün bayram nedeniyle izinli olanlar vardı, bir arkadaşımızın da düğünü olması ve diğer arkadaşlarımızın da oraya gitmesi bayağı bir zayiatı kurtardı. Diğer yandan patlamanın bayram da yaşanması da ölen sayısını azalttı. Bayram öncesi olsa daha fazla olurdu. Çünkü o cadde boyunca halk pazarı kurulurdu. Ancak olayın bayramda olması vatandaşlarımız da daha da dayanılmaz bir acı yarattı" dedi.

Saldırıda yaralanan diğer vatandaşların tedavileri hastanelerde sürüyor.