CHP Sivas Milletvekili Malik Ejder Özdemir, Dünya Bankası"nın stratejik işbirliği çerçevesinde, Türkiye"ye 6.2 milyar dolar kredi vermesinin, TSK"nın Irak"ın kuzeyinden çekilmesiyle aynı güne gelmesinin “tesadüf” olup olmadığının açıklanmasını istedi.

CHP'li Ejder, konuyla ilgili olarak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan"ın yanıtlaması istemiyle Meclis Başkanlığına yazılı soru önergesi verdi. Önergesinde, TSK"nın Kuzey Irak"tan çekildiği 29 Şubat"ta, "Dünya Bankasının, stratejik işbirliği çerçevesinde, Türkiye"ye 6.2 milyar dolar kredi verilmesini onayladığını gündemine taşıdığına dikkat çeken Özdemir, Erdoğan"a şu soruları yöneltti:

-Dünya Bankasının, Stratejik İşbirliği Çerçevesinde, Türkiye"ye 6,2 milyar dolar kredi verilmesini, 29 Şubat 2008 tarihinde onayladığı iddiaları doğru mudur? Doğru ise bu kredi hangi tarihte talep edilmiştir? Söz konusu kredinin Türk Silahlı Kuvvetlerinin Kuzey Irak"tan çekildiği güne rastlaması bir tesadüf müdür? Yoksa gizli bir gündemin sonucu mudur?

-Dünyada ekonomik krizlerin yaşandığı bir dönemde, miktarı oldukça yüksek olan bu kredi, Türkiye"ye hangi şartlarda verilmiştir?

-Bu kredinin onaylanmasında, Türk Silahlı Kuvvetlerinin Kuzey Iraktan çekilmesi garantisi de var mıdır?


BAYKAL: PKK'NIN BİTİRİLMESİNİ İSTEMEYENLER VAR

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, "Türk
silahlı Kuvvetleri'nin Kuzey Irak'a yerleşmiş PKK terörünün gerçekten
Kuzey Irak'ın sınıra yakın bölgesindeki önemli üslerini hiç olmazsa
tamamen etkisiz kılmaya, tasfiye etmeye yönelik bir operasyonunu sonuna
kadar götürmemizi uygun görmemişlerdir" dedi.

Baykal, NTV'nin canlı yayınına katılarak, gündemdeki konulara ilişkin
soruları yanıtladı.

Türk Silahı Kuvvetleri'nin (TSK) Kuzey Irak'taki terör örgütü
unsurlarına yönelik gerçekleştirilen kara harekatının sona ermesine
ilişkin soru üzerine Baykal, "Harekatın bitişi tam bir sürpriz oldu.

Öyle sanıyorum ki, Türkiye'deki yetkililer dahil herkes için sürpriz
oldu. Yani birden bu kararı alma gereği ortaya çıktı" dedi.

Türk kamuoyunun, harekatın bitişini Iraklı yetkililerin yaptığı
açıklamalardan öğrendiğini ve daha sonraki gelişmelerin de kararın
sürpriz olduğu görüşünü desteklediğini ileri süren Baykal, kararın
kamuoyuna nasıl açıklanacağı konusunda da "kafa karışıklığı
yaşandığını" savundu.Cumhurbaşkanı Abdullah
Gül ve Başbakan Erdoğan'ın, kararı önceden bildiklerini söylediklerini
hatırlatan Baykal, bu bilginin operasyonda işbirliği içinde olunan
ABD'nin Savunma Bakanı Robert Gates'e Türkiye ziyareti sırasında neden
söylenmediğini sordu.

Baykal, geçen perşembe günü öğle saatlerinde gerçekleştirilen şehit
cenazelerinin ardından Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt ile
haftalık olağan görüşme yaptığını anımsatarak, "Benim kanaatim odur ki,
bu karar orada alınıyor" dedi.

Ortada bir iç koordinasyon problemi olmadığını düşündüğünü ifade eden
Baykal, "(Biz kararlaştırdık...) Evet siz kararlaştırdınız da birileri
bir şeyler söyledi de onun üzerine kararlaştırdınız" diye konuştu.

-"ASKERİ, BU ÇERÇEVENİN SORUMLUSU HALİNE GETİRMEK YANLIŞTIR"-

Baykal, bir başka soruyu yanıtlarken de "Türk Silahlı Kuvvetleri'nin
Kuzey Irak'a yerleşmiş, oralarda üs oluşturmuş hem de etkili, ciddi
askeri bir alt yapı geliştirmiş PKK terörünün gerçekten Kuzey Irak'ın
sınıra yakın bölgesindeki önemli üslerini hiç olmazsa tamamen etkisiz
kılmaya, tasfiye etmeye yönelik bir operasyonunu sonuna kadar
götürmemizi uygun görmemişlerdir" dedi.

Bu harekatla Türkiye'nin Kuzey Irak'taki PKK üslerinin tümünü etkisiz
kılacak şekilde tamamlayabilmesine olanak tanınması halinde terörle
mücadelede önemli bir aşama kaydedilmiş olacağına inandığını söyleyen
Baykal, "Öyle anlıyorum ki, birileri sürekli olarak kılıcın tepemizde
asılı olmasında yarar görüyor" diye konuştu.

Harekatın askeri boyutunun başarıyla tamamlandığını, ancak siyasi boyutu
için aynı şeyin söylenemeyeceğini ifade eden Baykal, şunları kaydetti:
"Asker, üzerine düşen görevi parlak bir şekilde yapmıştır. Buna hiç
şüphe yok. Görevini ciddi bir şekilde yapmış, bunun bedelini de ödemiş,
şehitlerini de vermiştir. Milletimiz de bunun acısını yüreğine basarak
taşımıştır. Bunda hiç bir mesele yoktur. Ama şimdi bu olay sırasında
askeri ortaya çıkarıp askeri, bütün bu bahsettiğimiz çerçevenin
sorumlusu haline getirmek yanlıştır, sakıncalıdır. Askerin kendisi
yapıyor olsa bile yanlıştır."
Baykal, ABD Savunma Bakanı Robert Gates'in Türkiye'deki temasları
kapsamında cumhurbaşkanı Gül ve başbakan Erdoğan'la özel ikili görüşme
yaptığını hatırlatarak, burada nelerin görüşüldüğünün de bilinmesi
gerektiğini savundu. Olayın siyasi boyutunun sorunlu olduğunu ve
bunun hesabını sormak istediğini ifade eden Baykal, bu durumu TBMM
gündemine getireceklerini bildirdi.

-TALABANİ'NİN ZİYARETİ-

Irak Devlet Başkanı Celal Talabani'nin Türkiye'yi ziyaret etmesinin
terörle mücadele konusunda yararı olup olmayacağının sorulması üzerine
de Baykal, Talabani'nin, Türkiye'nin terörle mücadelesi, terör örgütünün
Kuzey Irak'taki varlığı konusunda net bir tavır sergilemesi gerektiğini
söyledi.

Baykal, Talabani'nin Türkiye'nin sıkıntılarını anlayan ve çözüme destek
veren bir noktada olması halinde temasta sıkıntı olmayacağını, bunun
aksi bir tavır sergilenmesi halinde ise Türkiye'nin buna alet olmaması
gerektiğini kaydetti.

-ANAYASA MAHKEMESİ'NİN TÜRBAN KARARI-

Baykal, türban konusuna ilişkin soru üzerine ise bu konunun bir bireysel
özgürlük sorunu olmadığını, temelinde belli bir inanç yorumunun
dayatılmasının yattığını savundu.

Türkiye'de birilerinin genç kuşakların türbanlı olmasını istediğini öne
süren Baykal, bunun Türkiye'nin çekilmek istendiği ortamın bir
başlangıcı olduğunu ifade etti.

Anayasa Mahkemesi'nin türban konusunda vereceği karara da dikkati çeken
Baykal, "Anayasa Mahkemesi, tarihi bir karar alacak. Tam bir saygı
içinde bunu ifade ediyorum, Anayasa Mahkemesi'nin alacağı karar ne
olursa olsun, saygıyla karşılayacağız. Ama bilin ki, Türkiye'nin
rotasıyla ilgili bir kırılmayı karara bağlayacaktır. Bu kadar önemli bir
olaydır" diye konuştu.

Baykal, Anayasa Mahkemesi'nin kararının konuya ilişkin tartışmaları
bitirmesi gerektiğini vurgulayarak, "Son merci bu. Anayasa
Mahkemesi'nin kararını saygıyla bekliyoruz. Anayasa Mahkemesi'nin tarihi
bir sorumlulukla kararını alması gerekir" dedi.

Baykal, türban sorununu ancak laiklik konusunda sicili temiz bir
iktidarın çözebileceğini savunarak, "bu konu, hiçbir zaman dini
istismar konusu olarak görülmez, Türkiye'nin gidişatının dini yaşam
tarzına yönelmediği güvencesi toplumda paylaşılırsa, türban takılmasının
da bir sorun olarak algılanmayacağını" belirtti.

Deniz Baykal, DTP TBMM Grup Başkanı Ahmet Türk'ün "Demokratik Özerklik
Projesi ve İtalyan modeline" ilişkin açıklamaları konusunda
görüşlerinin sorulması üzerine de bu modellerin niçin önerildiğinin
açıkça ortaya konulması gerektiğini söyledi. Formül önerilerinin, nihai
hedefe giden sürecin bir aşaması olarak yapıldığını savunan Baykal,
"Bunların hepsi belli bir amaca yönelik arayışın, çalışmanın,
mücadelenin parçasıdır ve Türkiye'nin terörle mücadelesi, bu gidişi
zorunlu kılmaktan çıkarmak için gereklidir" dedi. Baykal, ortaya atılan
gerekçelerin ötesindeki gerçeği görmek gerektiğini belirterek, bu tür
önerilerin Türkiye'nin üniter yapısını ortadan kaldırmaya yönelik
sürecin bir aşaması olduğunu savundu.
AA