Törende yaptığı konuşmada Kılıç, Anayasa Mahkemesi'nin eleştirilere açık olduğunu belirtirken şöyle devam etti: "Anayasa Mahkemeleri; anayasal çizgiyi esas almak suretiyle siyasi aktörler arasında hakemlik fonksiyonunu yerine getirirken, taraflara lojistik destek sağlayan bir kurumu olamayacağı gibi, milletin iradesini temsil edenlere çelme takma yeri olarak da kullanılamaz. Bazılarının mutluluğunu artırmak için başkaların özgürlüklerinin özünü zedelemek gibi bir yanlışlığa da izin verilemez." Siyasi önderlerin ve gücü elinde tutanların barış dilini tercih etmesi gerektiğini belirten Kılıç "toplumsal uzlaşma" ve "güç kullanımı" konularında da şöyle konuştu:"Gücü elinde tutanlar ve sevgi ve merhamet duygularını içinde barındıran 'ana yürekli' olmaya herkesten daha çok zorunludurlar. Demokrasinin, kutsal kitapların ve tüm öğretilerin insanlığa sunmaya çalıştığı sevgi, hoşgörü ve uzlaşma kültürünü ancak bu yüreklerde yetiştirebiliriz. Öfkenin ve nefretin hangi masum insanlara gözyaşı döktüreceğini bilemezsiniz. Unutulmamalıdır ki adil olmayan kralların çocukları bu tehlikeye daya yakındır." Kılıç, düşüncenin açıklanmasının önemini de Yunus Emre'nin "Behey Yunus, sana söyleme derler / Ya ben öleyim mi söylemeyince" dizeleriyle aktardı ve "Bireyin iç dünyasından çıkmamış ve toplumun beğenisine sunulmamış bir düşüncenin ya da inancın anayasal korumaya zaten ihtiyacı olamaz" diye konuştu.