Balyoz operasyonuna mesaj verdi: Herkes yargının işini kolaylaştırsın...

Yargıya mesaj verdi: Yürütmenin haklarına saygılı olun, müdahale etmeyin...

Medya patronlarına mesaj: Köşe yazarları her istediğini yazamaz. Patron gerekirse kusura bakma sana burada yer yok demelidir...

Muhalefete mesaj: Adınızı ağzıma almıyorum ama bütün kirli dosyalarınız otaya dökülüyor...

"Herkes çizgisini bilsin. Köşe yazarlarını uyarmak zorundayım" diyen Başbakan, yapılan yorumları engellemenin gazete patronlarının görevi olduğunu kaydetti.
Erdoğan, "Maaşını ödediğin yazara hakim ol" ifadesini kullandı.

İşte Erdoğanın konuşmasının satır başları:

Hükümetin hızını kesmeye çalışıyorlar. Biz bugüne kadar bu oyunu bozduk, bundan sonra da bozacağız.

.Bakın bütün kirli dosyalar ortaya çıkıyor. Geçmişte kim kime neyi nasıl konuşmuş. Yaşananlar konuşuyor.

Böyle böyle oldu diyorlar. Ben isimlerini artık ağzıma almayacağım için söylemiyorum.

Bırakın Ankara'da kaos üretsin. Onlar millete yararı dokunmayan gerilimlerle oyalansın.

Statüko bu ülkeye dar geliyor. Engelli demokrasi bu ülkenin kaderi değildir. Türkiye değişmek zorundadır. Prangalarından kurtulmak zorundadır, kurtulacak. Kimsenin korkusu olmasın, Türkiye'nin rotası bellidir. İleri demorasiye, gelişmiş hukuka yol alıyoruz.

Hukuk işliyor, bağımsız yargı görevini yapıyor. Aksi ispat edilene kadar kimse suçlu ilan edilemez ama kimse de dokunulmaz değildir. Bütün iddiaları açıklığa kavuşturacak olan bağımsız ve tarafsız yargıdır.

Suçlu ile suçsuzu ayırt edecek olan yargıdır. Yargının işini kolaylaştırmak görevimiz. Malta sürgünlerini hatırlatanlar önce 1938'e dönsünler. İnönü'nün cumhurbaşkanı olduğu zamanki Tunceli sürgünlerine baksınlar. İleri giderlerse bunların vesikalarını da açıklarım. Bunlar çırpındıkça eteklerinden bir şyeler dökülüyor, daha dökülecek çok şey var. Benim milletim bnunlara iktidar vermiyorsa bundan. Yargıyı töhmet altında bırakanlar buna güveniyorlar. Bulanık suda balık avlamaya çalışıyorlar. Çetelerin avukatlığına soyunanlar, sular artık bulanmayacaklar. Yaşananlar, vicdanların rahatlamasıdır.

Kurumlar arasında çatışma var diyenler, bunu sadece siz diyorsunuz. Bugün olanlar normalleşmedir, kurumlar arasında çatışma falan yok. Statükodan beslenenler, gelin siz de millete yaslanın. Bir kez olsun milletle aynı istikamette olun.


Yanlışlıkları alkıişlayan siyasetçiler sandıkta millete hesap verirler. Sancılı bir süreçtir. Zamanında seçim yapmasını Türkiye'de öğreniyor. Bunu ispat ettik, ikincisini de yapacağız. Yargıya yerdımcı olmak görevimiz. Yargıdan rica ediyoruz, lütfen yürütmeye müdahele etmeyiniz. Yürütmenin hakalarına saygılı olunuz. Yürütme sadece bakanlıklar değil, bağımsız kurullar var. Yargı, onların da yasayla verilmiş haklarına saygılı olsun.

Medyanın tahriklerine gelmeyeceğiz. Cumhurbaşkanın başkanlığında üçlü zirve yaptık. Ona bile öyle çirkin yorumlar yapıyorlar. Cumhurbaşkanı'nın Başbakan'la Genelkurmaybaşkanı ile görüşmesi garip bir şey mi?

Bunu yazan gazetecilerin patronlarına sesleniyorum. Ne yapım köşeyazarı hakim olamıyorum diyemezsin, sorumlusu sensin. O gazetecinin maaşını sene veriyorsun. Bir taraftan maaşlar niye böyle diyeceksin, sonradan ekonomiyi çökertmeke için uğraşacaksın. Bu ülkeyi germeye hakları yoktur. Bunlar edebe adaba uymaz. Herkes fikrini söylemekte serbesttir ama bu insanlara kalemleri teslim edenler kusura bakma sana burada yer yok demelidir.

Milliyet