Her gün biraz daha "Körleşiyoruz"

Bir başkasına tahammülümüz yok artık.

Bildiğimiz şeyleri tekrar etmekle yetiniyoruz.

Kendi doğrularımızın dışında başka doğruların varlığına inanmıyoruz.

Bu bizi adalet duygusundan, farklı düşünme cesaretinden mahrum bırakıyor.

Fakirleşiyoruz ama bunun zenginlik olduğuna inanıyoruz.

Kendi doğrularımızın dışında söylenen sözler bizi korkutuyor.

Doğrularımız bizi “Körleştiriyor.”

Korkularımızı başkasına taşıma telaşına kapılıyoruz.

Sanıyoruz ki, biz korkuyorsak başkası da korkar.

Başkaları da korkunca biz yerimizden emin olacağız.

Duvarlar örüyoruz hakikatle aramıza ve ördüğümüz duvarlar zindanımız oluyor.

Asabiye mensubiyet şuuru değildir;

Mensubiyet kimliğimizin bir parçası iken, asabiye ama kavmi, ama dini veya mezhebi yahut mesleki bencilliktir.

Düşman tarafgirliğimiz üzerinden bizi vurmak, fitne çıkarmak istiyor.

Bencillik kötüdür ve yasaklanmıştır.

Devletin ve Hükümetin politikalarını desteklemek, devletin ve hükümetin her politikası ve söyleminin mutlak doğru ve itiraz edilmez olduğunun göstergesi olamaz.

Her şeyin en doğrusu devlet ve hükümet tarafından bilinir ve uygulanır diye bir düşünce kabul edilemez.

Özellikle Müslümanlar böyle düşünme hakkına sahip değildir.

Müslümanlar “Devlete ve hükümete” değil, “Adalet, merhamet ve özgürlüğe” itibar etmelidir.

 

*
 

"Sandık her şey değildir" diyerek sandığı kim küçümsedi bu ülkede hatırlayalım.

Yine hatırlayalım Merve Kavakçı seçildiği halde meclisten kovulmadı mı?

Sahi onu meclisten kim kovdu?

Kovulurken kim alkışlarla tempo tuttu?

Erdoğan şiir okudu diye cezalandırılıp hapse atılırken CHP ne dedi?

Hatırlayan var mı?

İtiraz etti de itirazı siyaset tarihimize altın harflerle mi yazıldı?

Barolar yaptıkları savunmayla işlenen zulme itirazlarıyla tarihe mi geçti?

Bilen, duyan varsa beri gelsin!

Bunlar bizi hala “Salak, bir şeyden anlamaz insan” muamelesi yapmaya devam ediyorlar.

Biz onların gözünde hala "Haso ile Memo'yuz"

Ders almaktan usanmıyor bunlar.  

Hala batının ikiyüzlü tavır ve tutumlarına rağmen, batılı kalkınmayı kendisine rehber seçerek,

Batı’nın hayat tarzını, her işini kutsayan ve  kendi insanımızı;

“Okumayan cahil insan muamelesi yapanlara” sözüm şudur;

Okumak, kitap okumaktan, diploma sahibi olmaktan ibaret değildir.

Arif olmak, alim olmaktan da aşağı değildir.

Ariflerden aptal görülmemiştir ama okuyanlardan çok aptallaşanların varlığına şahit olunmuştur.

 

*

 

AKMP’nin kararı ülkemize saldırının devam edeceğine işaret ediyor.

Hayır Kampanyası Avrupa’da başladı, inşallah orada bitirilir.

Köpekler ve beslemelerinin ülkemize saldırısı devam ediyor.

Türkiye kötü ve antidemokratik ülke iddiasıyla suçlanıyor.

Yeni strateji bu.

Hiç şüpheniz olmasın, tutmayınca yenisi gelecek.

Türkiye bu sınavda faşizme tevessül etmeden yürüyüşünü sürdürmeli,

Yurttaşlarına karşı adalet, merhamet ve özgürlüğü artırmalıdır.

Milletimiz her türlü yalana, iftiraya ve duygusal kaşımalara rağmen devletinin yanında saf tutmuştur.

Bu tutumun kıymeti bilinmeli, ödülü millete adalet ve merhamet olarak geri dönmelidir.

 

 

Aydınpost ANDROID'de TIKLA İNDİR!   Aydınpost APPSTORE'da TIKLA