Değerli tüketiciler. Borçlanma konusu ilginç bir hal aldı.Son on yıl içerisinde tüketicilerin gerek kredi kartları gerekse bireysel krediler vasıtasıyla kullanmış olduğu krediler toplamı 340 milyar TL'ye yaklaşmış durumda.Yaklaştı ve artış eğilimi alınan onca tedbire rağmen devam etmekte.
Özel sektörü olsun , devlet olsun , bireysel tüketiciler olsun miktarları ve borçların vadesi konuları ciddi riskler içeriyor .Efendim devletin borcunun Gayri Safi Milli Hasılaya oranı bilmem neyin altında demek özel sektör vasıtasıyla edinilen borçları bu ülkenin ödemeyeceği anlamına mı geliyor? Hayır.O halde yurt dışından borçlanma bizim gibi bir ülke için verim ve üretim ekonomisine yönlenmediği müddetçe büyük sıkıntı.Borçlanmadan ve borç ödeyememekten dolayı devletler batmaz. Özel şirketler batar. Kişiler batar.Devlet moratoryum ilan eder borçlar yeniden yapılandırılır , tıraşlanır yeni kredi açılır (Yunanistan gibi) gemi su alsa da yüzdürülür.
Düzenli işleyen ekonomilerde şirket iflasları veya kişilerin iflası sağlık belirtisi olarak görülür.Ancak kendi başına 166 milyar doları geçen bir özel sektör borç miktarı sağlıklı bir ekonomi ifadesi mi sayılmalı yoksa yurt içi tasarrufların yetersizliği mi?Borcundan ötürü el değiştiren devlet duymadım ancak borcunu ödeyemeyen şirketlerin ve tüketicilerin servetlerinin el değiştirmesini çok sıkça duymuş ve yaşamışızdır.
Memuru ,emeklisi ,işsizi ev hanımı, öğrencisi yaklaşık 15 milyon kişi bir şekilde borçlanmış durumda. Borcu nasıl ödeyeceğiz ? Borçlanmamak gibi bir şansımız olsaydı seçenekler daha keyifli olurdu ancak...
1-Lüks tüketim çılgınlığının önüne geçilemiyor.
Harcamaları kısmak için yasal her türlü tedbiri al,sonra bu tedbirleri gevşetmek için tekrara yasal tedbir al.Var bir acayiplik ama nerede?
2-Yurt içi tasarruflar arttırılamıyor eksik tasarrufumuz yurt dışından borçlanarak kapatılıyor.
Her yüz liramızın 13 lirasını tasarruf edebiliyoruz.Borçlarla baş etmek için bunun en az iki katı tasarruf etmemiz gerekiyor.
3-Gelirler reel olarak artmadığı için tüketiciler borçları ödemekte ciddi sıkıntılar çekiyor.
Gelir dağılımındaki adaletsizlikte dünya süper liginde bulunan güzel ülkem ne yazık ki borçlanmak zorunda kalıyor ve kalacak.
Borçlanmayı istikrarın nişanesi olarak görüp devam edebilirsiniz ya da istikrar içinde batabilirsiniz.Seçim sizin.
SON NOT: Değerli tüketiciler.Bundan böyle gündeme ilişkin gelişmeleri ,görüş ve düşüncelerimizi sizlerle @s_ozyilmaz twitter adresinde paylaşacağız. Beklerim.
Sosyal medyada bu konuyla ilgili düşüncelerinizi #aydınkonuşuyor etiketiyle paylaşın, yayınlayalım!
