Aydın'da yaşayan Kore Gazisi 81 yaşındaki Hüseyin Gökbel ile eşi 79 yaşındaki Naciye Gökbel çifti, çocuklarının, tapusunu üzerlerine yaptırdığı dört katlı apartmanı satılığa çıkarmasıyla zor durumda kaldı. Tapuyu çocuklarına devrederken "Öldükten sonra satılabilir" diye şerh konulabileceğini sonradan öğrendiğini belirten Hüseyin Gökbel apartmanın girişine, 'Dikkat, sağlığında evladına mal bağışlayan benim gibi sokakta kalır' yazılı afiş astı. 
 
Kore Gazisi Hüseyin Gökbel, 1966 yılında, işçi olarak çalışmak için eşi ve biri 3 diğeri 6 yaşında iki çocuğuyla Almanya'ya gitti. 18 yıl gurbette çalışan Hüseyin Gökbel Türkiye'ye kesin dönüş yapıp, birikimleri ile Aydın, Kurtuluş Mahallesi, 2014 Sokak'ta dört katlı bir bina satın aldı. Binadaki dört daireden birine yerleşen Hüseyin Gökbel, bir süre Aydın-Nazilli hatında minibüsçülük yaptıktan sonra emekli oldu. Hüseyin Gökbel, yaşlandığını düşünerek, öldüğünde anlaşmazlık olmasın diye mal varlığını evlenip Almanya'da kalan çocuklarına paylaştırmaya karar verdiğini belirterek, "Dört dairenin bulunduğu apartmanın tapusunu, 20 Temmuz 2000 tarihinde, çocuklarım Mesude Bölükbaş (49) ve oğlu Mesut Gökbel'in (52) üzerine geçirdim. Tapuyu devretmeden önce ölünceye kadar dairelerin kirasını kendimin alacağını ve tüm masraflarında bana ait olacağını çocuklarıma söyledim, kabul ettiler. Almanya'da emekli olan ve 1500 Euro emekli maaşı alan oğlum Mesut Gökbel'in bir süre önce apatmanı satışa çıkardığını duyunca şoke oldum. Yıllarca çalışıp aldığım evden atılmak üzereyim. Ne yapacağımı bilemiyorum" dedi. 
 
"TAPU MÜDÜRÜ BAŞINDAN SAVDI" 
 
680 TL'lik emekli maaşı ve bugüne kadar aldığı kiralarla yaşamını sürdürdüğünü anlatan Hüseyin Gökbel, tapuları devrederken ölümünden sonra satılabileceğine dair şerh koydurabileceğini sonradan öğrendiğini kaydetti. Bu konuda kendisinin kimsenin uyarmadığını da ifade eden Hüseyin Gökbel, "Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a faks çekerek, durumu bildirdim. Valilik devreye girdi ve tapuya yönlendirdiler. Ancak tapu müdürü 'Bir daha oralara şikayet etme. Bu, başbakanın işi değil. Zaten üç günlük ömrün kalmış, git köyünde geçir vaktini' diyerek, beni başından savdı. Dava açtım. Ancak, daha sonra, 'Bu yaştan sonra mahkemelerde uğraşmayayım' deyip, davamı geri çektim. Davadan vazgeçince oğlumun avukatının masrafı olan 2 bin 310 lirayı da bana kaldı. Bu parayı nasıl öderim? Tek istediğim, mallarımın ben öldükten sonra evlatlarımın üzerine geçmesi" diye konuştu. 
 
Hüseyin Gökbel, tepkisini apartmanın bahçe giriş kapısı üzerine astığı "Dikkat, sağlığında evladına mal bağışlayan benim gibi sokakta kalır" yazılı afiş asarak, dile getirdi.