Tam Gün Yasası, bilimsel araştırmaları da vurdu. Sağlık Bakanlığı'nın ve Etik Kurulu'nun özel izniyle geçen yıl İbni-i Sina Hastanesi'nde kök hücre araştırmaları başlatan ekipteki bazı hocaların 'tam gün'ü kabul etmemeleri, başarılı sonuçlar alınan araştırmayı tehlikeye soktu.

 

Kök hücre araştırmasının başındaki iki isimden biri olan Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroşirurji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayhan Attar, yasayı kabul etmeyip muayenehanesini kapatmadı. Bunun üzerine Prof. Dr, Attar'ın araştırmanın yapıldığı hastaneyle olan ilişkisi akademik kimliğiyle sınırlı kaldı. Çalışmalarını Hematoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Meral Beksaç'la birlikte yürüten Prof. Dr. Attar, araştırmada gelinen noktayı ve Tam Gün Yasası ile ortaya çıkan belirsizliği AKŞAM'a anlattı.

l BAŞARILI SONUÇLAR ALDIK: Sağlık Bakanlığı'nın özel izniyle, önceki yıl başladığımız kök hücre araştırmalarında, iyileşme umudu olmayan omurilik hastaları üzerinde çalışma yaptık.

Elde ettiğimiz başarılı sonuçları yayımladık ve Bakanlık'la paylaştık. 10 hastanın 3'ünde idrarını hissetme, bacaklarda hareket ve adım atabilme gibi ciddi düzelmeler yaşandı. 5 hastamızdaysa küçük hareketler kaydedildi. 

l ÜNİVERSİTEDE ÜRETECEĞİZ: Şimdi aynı çalışmayı Hematoloji Anabilim Dalı bünyesinde oluşturulan yeni bir laboratuvarda sürdüreceğiz. Bu ikinci grup çalışmada, kök hücreleri de üniversite içinde üreterek hastalara aktaracağız. Yeni çalışmada, hücrelerden kaynaklı yan etkileri ve kötü sonuç alma riski de çok azalacak. Çalışmaların yılbaşında başlamasını planlıyoruz.

l YASA DARBESİ: Ancak ağustos ayında yürürlüğe giren Tam Gün Kararnamesi ile sadece muayenehane sahibi olduğumuz için hastayla temasımız kesildi. Hasta muayene edemiyor, hastaneye yatıramıyor ve işlemi uygulayamıyorum. Hastaneyle ilişkim sadece akademik kimliğimle sınırlı kaldı. Bunun sonucunda kök hücre çalışmalarımız da sekteye uğradı, adeta durma noktasına geldi. Etik kuruldan onay almamıza, prosedürleri tamamlamamıza rağmen hasta yatıramıyorum. Hücreler hazır olsa bile, hasta yatıramadığım için işlem yapamıyoruz. Umarım bir çözüm üretilir ve belirsizlik ortadan kalkar.

l SİGORTALAMA PROBLEMİ: Kök hücre konusundaki çalışmalarda en ciddi sorunlardan biri de hastaların sigortalanmasıyla ilgili. Sigorta şirketleri hastaları sigortalamaktan kaçınıyor. Klinik Araştırmalar Yönetmeliği'ne göre hastaların sigortalanması gerekiyor. Ayrıca doktorlara ilişkin zorunlu sigortalar da, deney durumunda doktoru sigorta kapsamı dışında bırakıyor. Şirketler sigortalamamak için her şeyi yapıyor. Son günlerde doktorlara ilişkin açılan tazminat davaları da arttı.

AMELİYATLAR KALKACAK
Kök hücre çalışmalarında henüz işin çok başındayız. Etkin bir tedavi haline gelmesi için çok daha fazla çalışma yapılması gerekiyor. Kök hücre tüm hastalıklar için geleceğin tedavi yöntemi. Şu ana kadar MS, ALS, diyabet ve enfarktüs geçirmiş hastalarda denendi. Çalışmalar böyle giderse 10-20 yıl sonra, bugün yaptığımız ameliyatlara gerek bile kalmayabilir.

4 YIL SONRA İYİLEŞME BELİRTİLERİ
İbn-i Sina Hastanesi'nde gerçekleştirilen omurilikte kök hücre çalışmaları ile kısmi düzelme yaşayan hastalardan biri de, Adana Dr. Ekrem Tok Ruh Sağlığı Hastanesi'nde görev yapan Dr. Fahretin Över.  
4 yıl önce geçirdiği motosiklet kazasından sonra belden aşağısı felç olan Dr. Över'e, Prof. Attar tarafından kök hücre tedavisi uygulandı. Belli bir düzeyde hareket kabiliyeti kazanan Över, 'Kazadan 4 yıl sonra İbn-i Sina Hastanesi'nde yapılan çalışmalara katıldım. Aldığım tedavi sonucu, kısmi bir iyileşme oldu. Zaten tam olarak iyileşebilmem için henüz çok erken' diye konuştu.

Prostat kanserini robotla yok etti
Ürolojide Türkiye'nin önde gelen robotik cerrahlarından Prof. Dr. Ali Rıza Kural, meslektaşı Çocuk Hastalıkları Uzmanı Dr. Mustafa Alkan'ın prostat kanserini tedavi etti. Acıbadem Maslak Hastanesi Robotik Cerrahi Merkezi ve Üroloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Kural, Dr. Alkan'ın hastalığının erken teşhisinin tedavideki önemine dikkat çekti. Robotik cerrahinin özellikle prostatın dışına taşmayan vakalarda etkin olduğunu vurgulayan Kural, tedavi sürecini şöyle anlattı: PSA, prostat organı tarafından salgılanan bir enzim olup, kandaki düzeyi tayin ediyor. Testlerin sonucunda değerler yüksek bulundu. Biyopsiyle sınırdan taşmayan bir tümör saptandı. Robotik cerrahiyle tümörlü prostat dokusunun bulunduğu alanı, 12 kat fazla büyütülmüş, 3 boyutlu görüntü eşliğinde ve çok ince uçlu aletler yardımıyla çıkarttık.

BÖBREKTE DE ETKİLİ 
Halen Avrupa Robotik Cerrahi Derneği (ERUS)'nin yönetim kurulunda ve eğitim komitesinde görev yapan Prof. Dr. Kural, da Vinci robotunun böbrek kanseri, mesane kanseri, böbrek kanal darlıkları ve bazı ender görülen hastalıkların tedavisinde de başarıyla kullanıldığını ifade etti. Kural, ürolojinin diğer alanlarındaki uygulamalarıyla şimdiye kadar 600'ü aşkın hastayı robotik cerrahiyle ameliyat ettiğini, bunlardan 500'ünün prostat kanseri olduğunu da dile getirdi. Dr. Alkan da, 45 yaşından itibaren her erkeğin yıllık PSA muayenesi yaptırması gerektiğine dikkat çekti.

akşam