Yağızoymak'ta faili meçhul kazılarından, işkence ile öldürülen köylüleri kıyafetlerinden tanıyan faili meçhul yakınları, çıkan kemikler için sevinç gözyaşları döktü: Artık dua edeceğimiz bir mezarları olacak.

Diyarbakır Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmada, Özbaşağaoğlu köyünden 1994 yılında gözaltına alındıktan sonra kendilerinden bir daha haber alınamayan 5 kişi için köy yakınlarında bulunan Jandarma Taburu yakınında yapılan kazılarda 3 kişinin kemikleri, üzerlerindeki giysilerle birlikte bulundu.

İKİ KAYIP ARANMAYA DEVAM EDİLİYOR

Şırnak Baro Başkanı Avukat Nuşirevan Elçi, Cizre Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan iki savcı, avukatlar ve kayıp yakınlarının da hazır bulunduğu kazı çalışmalarında bulunan aileler, ölenleri üzerlerindeki giysilerden tanıyarak, öldürülenlerin Sait Şen, Beşir Başkök ve Abdullah Güler olduğunu söyledi. Avukat Elçi, kazı çalışmalarına öldürülen diğer iki köylünün bulunması için devam edileceğini belirterek, kazı izni için Diyarbakır Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcılığı'nın bölgenin dağlık alan olması nedeniyle izin vermesi beklendiğini söyledi. Elçi, şunları söyledi: "Yapılan kazıda bulunan kemiklerin kime ait olduğunu elbiselerden tespit edildi. Çünkü elbiseler çürümemişti. Tabii görür görmez de aileler feryat figan etmişler. Çok acı bir durum. İnsan dün ne giydiğini hatırlamayabilir ama o faciayı yaşadığı gün yakınının üzerindeki giysiyi bir ömür unutmaz. Tabii bir de yoksul insanlar üç beş parça giysileri var. Bu nedenle de elbiseden tanımak kolay olmuş. Aslında beni çok üzen durum, bu insanların kemikleri bulunca sevinçten gözyaşı dökmeleri oldu. Çünkü 'Bir mezarımız olacak bundan sonra' diye düşünüyorlar. Bu olayın asıl acı yönünü oluşturuyor."

BİRİ ŞALINDAN DİĞER SAATİNDEN TANINDI

Sait Şen'in yeğeni Hayrettin Şen, kazı sırasında çıkan cesetlerin elbiseleriyle gömüldüğünü ifade ederek, şunları söyledi: "Rahmetlinin bir makinesi vardı. Yeleğini kendi eliyle yapmıştı. O yelekten tanıdık. Çift kaylıydı. Astarı yoktu. Çürüme olmamıştı. Sol ayağında üç dört kurşun deliği vardı. Savcıya gösterdik. Kemiklerde delikler vardı. Cesedi parçalanmamıştı. Bacak arasında da bir kurşun deliği vardı. Ayak topuğu yoktu. Kimlikleri üzerinde yoktu." Abdullah Güler'in oğlu Mehmet Salih Güler, babasını elbisesinden tanıdığını ifade ederek, "Hayvanları otlamaya görürken, babamım sırtında o şal vardı. Bu vahşeti yapanların mutlaka adalet önünde hesap vermesini istiyorum. Önce işkence yapmışlar sonrada öldürmüşler. Bu da yetmezmiş gibi elbiseleriyle taşların altına gömmüşler" dedi.Beşir Başkak'ın kardeşi Samet Başkak ise, "Ceset parçalanmıştı. Bir kolu yoktu. Yüzü yoktu. Saatinden tanıdım. Takım elbisesi vardı. Onun damatlığıyla ondan tanıdım. Elbiseleri yanıktı. Savcı kayda geçirdi. Her birisi ayrı ayrı gömülmüştü. Taşlar üzerine atılmıştı. Taşları kaldırdık. Cesetler sağlam çıktı. Bunun hesabını mutlaka savcılar sormalı" diye konuştu.