Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Reha Ersöz yaptığı açıklamada, göz ve vücudun çeşitli bölgelerindeki hastalıkların gözyaşı salgı bezlerini etkileyebileceğini, bu durumun ağır göz kuruluklarına yol açabileceğini kaydetti.

Klima ve lens kullanımının göz kuruluğu hastalığının en büyük etkenlerinden olduğuna dikkat çeken Ersöz, şunları söyledi:

"Klima, yaşam konforunu artırdığı için hayatın vazgeçilmez parçalarından biri haline geldi. Ancak klima ortamın rutubetini azalttığı için gözyaşı kuruluğunu artırıyor. Özellikle bilgisayar karşısında yoğun çalışan meslek gruplarının ofis odalarında klima varsa, buraların yaz ve kış aylarında mümkün olduğu kadar rutubet yönünden düzenlenmesi gerekir. Kuru havalar, göz kuruluğunun artmasına yol açan önemli çevresel faktördür."

Ersöz, göz kuruluğu şikayetiyle doktora başvuranların önemli bir kısmını da lens kullananların oluşturduğuna işaret etti.

Doktor kontrolü haricinde lens kullanımının göz kuruluğuna sebep olduğunu dile getiren Ersöz, "Kontak lens kullanımı, göz kuruluğu belirtilerini artırma yönünden olumsuz etki gösterir. Göz doktorunun önerdiği ve seçtiği kontak lensleri, onun tanımladığı şekilde kullanmak gerekir" dedi.

Göz tansiyonunda uzun süre kullanılan ilaçların da gözyaşı bezleri ve salgı sağlayan hücrelerin yapılarını bozarak göz kuruluğuna yol açabildiğini aktaran Ersöz, alerji için alınan ilaçların da göz yaşı salgısını bozarak şikayetleri arttırabileceğini belirtti.

Hastalıkta yaş ve cinsiyet faktörünün de önemli olduğunu ifade eden Prof. Dr. Ersöz, şöyle devam etti:

"Kadınların menopoz dönemleri, bir takım hormonal değişikliklere yol açar ve hormonların azalması gözyaşı bezlerinin çalışmasını olumsuz etkiler. Özellikle kadınlarda 40'lı yaşlarda bu rahatsızlığın görülme sıklığı artar. Yaş ilerledikçe de gözün çeşitli yapısal bozuklukları ve salgı sisteminde olan bozukluklar gençlere göre daha fazla ortaya çıkar."