Uzmanlar, "Lejyoner Hastalığı" olarak bilinen zatürre çeşidine neden olan klimaların her yılı bakımlarının yapılması konusunda uyarıyor.

Memorial Hastanesi Göğüs Hastalıkları Bölümü'nden Uzman Dr. Füsun Soysal, dikkatsiz ve yanlış kullanıldığında zararlı etkileri kaçınılmaz olan klimaların yol açtığı hastalıklar hakkında bilgi verdi. Klimaların; gribal enfeksiyonlar, bazı viral üst ve alt solunum yolu enfeksiyonları, kas ağrıları, kas tutulması, yüz felci ve klimalardaki bakterilerin yol açtığı zatürreye neden olduğunu belirten Soysal, özellikle çocuklar, yaşlılar, üst ve alt solunum yolu ile ilgili kronik sinüzit ve bronşiti olanların klima kullanımında tehlike altında olduklarını vurguladı.

Klimaların direkt olarak kişinin üzerine soğuk hava üflemesinin yüzdeki sinir kılıfı üzerine etki ederek ödem ve yüz felci oluşturabildiğine dikkat çeken Soysal, klimaların üflediği soğuk hava ve ortama yaydığı tozların özellikle alerjik bünyeli kişilerin şikayetlerini ve krizlerini tetikleyerek astım krizlerinin ortaya çıkmasına ve şiddetli kuru öksürüklerin oluşmasına yol açtığını ifade etti. Soysal, alerjik bünyesi olan kişilere ani ısı değişikliklerinden kaçınmaları uyarısında bulundu.

"Klimalar yolu ile bulaşan hastalıkların en önemlisi 'Legionella pnömonisi' olarak adlandırılan zatürredir." diyen Uzman Dr. Soysal, "Bu hastalık ilk kez, 1976 yılında Pensilvanya lejyonerlerinin yaptıkları bir toplantıda, salonda bulunan kişilerde görülmüş ve bunun havalandırma sisteminden kaynaklandığı anlaşılmıştır. Hastalığın tanınması ile birlikte bu zatürre tipinin alışılagelmiş zatürre belirtilerini göstermediği fark edilmiştir. Hastalığa neden olan ise klima sistemindeki bir bakteridir. Bu bakteri klimaların filtre sistemlerinde uygun nem ve ısıda üremekte buradan da ortam havasına dağılmaktadır. Hastalık, insandan insana bulaşmamaktadır." diye konuştu. Lejyoner Hastalığı'nın belirtilerini anlatan Soysal, "Hastalarda tipik zatürreden farklı olarak, akciğere ve solunum sistemine ait şikayetler ön planda değildir. İlk 24-48 saat içinde halsizlik, kırgınlık, yaygın kas ağrıları, şiddetli baş ağrısı ve huzursuzluk vardır. Daha sonra ateş ve ilk iki günde yoğun olmak üzere kuru öksürük görülür. Bulantı, kusma, karın ağrısı gibi sindirim sistemi bulguları ortaya çıkabilir. Hastaların yüzde 20'sinde, sinir sistemi bulguları, ajitasyon, konsantrasyon bozuklukları hatta koma hali görülebilir. Hastanın muayenesi ve akciğer grafisinde, hastalığın kesin tanısı konulamayabilir. Grafide, akciğerin alt kısımlarında iltihaplı alanlar görülebilir. Akciğer zarında sıvı birikimi olabilir. Hastalık genellikle tek taraflıdır. Bilgisayarlı akciğer tomografisi ile daha detaylı inceleme yapılması gerekebilir. Bazı laboratuvar testleri de tanı için yararlı olabilir." dedi.

Lejyoner Hastalığı'nın tedavisinde 15-21 gün süreyle hastalık yapıcı bakterilere yönelik antibiyotikler kullanıldığını belirten Soysal, uygun antibiyotiğin uygun dozda ve sürede kullanımı ile hastalığın tamamen iyileştiğini söyledi. Soysal, ateş, öksürük, halsizlik şikayeti olanların bu bulguları basit bir gribal enfeksiyon gibi değerlendirmek yerine zatürre başlangıcı olabileceğini düşünerek göğüs hastalıkları uzmanından yardım almalarını istedi.

Uzman Dr. Soysal, klimaların zararının en aza indirilmesi için de şu önerilerde bulundu; klimaların bakımı ve temizliğinin her yıl ciddi ve düzenli olarak yapılması çok önemlidir. Bakteri filtresi kullanılmalıdır. 25 derecelik sıcaklık en uygun ısı derecesidir. Ortamın aşırı soğutulmamasına dikkat edilmelidir. Klimaların üflediği havaya direkt maruz kalmamaya özen gösterilmelidir. - cihan