Prof. Dr. Yeşilada, yaptığı yazılı açıklamada, küresel ısınmanın, önceleri bir lüks olarak düşünülen klimaları yaşamın bir parçası haline getirdiğini, buna bağlı da sıcak-soğuk etkileşiminden kaynaklanan hastalıklarda artış olduğunu belirtti.

Özellikle toplu ortamlarda ve düzenli bakımı yapılmayan klimaların, mikroorganizmalar ve alerjenlerin ortama yayılmasında bir kaynak görevi görebildiğini kaydeden Yeşilada, serinlemek amacıyla uzun süreli soğuk hava akımı karşısında durmaktan da kaçınılması gerektiğini vurguladı.

Yeşilada, her iki durumda da kişilerde soğuk algınlığından grip, bronşit ve zatürreye kadar üst solunum yolu hastalıklarının gelişim riskinin arttığını, klimanın yaratabileceği bu riskleri azaltmak için vücudun direncini arttırmanın önemli olduğuna işaret ederek, şu tavsiyelerde bulundu:

“Klima çarpmasından korunmak için yeşil çay ve zencefil desteği alın. Yeşil çay, en kuvvetli antioksidan etkili çayların başında geliyor. Ancak yeşil çayın yaz aylarında Japonya, Çin gibi çok sıcak ve nemli iklimlerde yaşayan toplumlar gibi soğuk çay halinde tüketilmesi daha yararlı olacaktır. Yeşil çayın içerisine demlerken zencefil katılması etkisini daha da kuvvetlendirir. Bu şekilde hazırlanan çayı, istenen koyuluğu sağlayıncaya kadar 5-10 dakika demledikten sonra soğutup buzdolabına koyarak gün içerisinde susadıkça tüketebilirsiniz. İçerisine limon dilimi ve taze nane yaprakları da ilave edilebilir. Kuvvetli antioksidan etkisinin yanı sıra vücuttaki ödemi atması, kan dolaşımını hızlandırması, enerji vermesi, spazmları gidermesi, yağlı yiyeceklerin sindirimini kolaylaştırması ve enfeksiyon etkenlerine karşı koruma sağlaması, kişilerin sıcak yaz günlerinde kendisini daha iyi hissetmesini sağlayacaktır.”

Yeşilada, zencefil miktarının fazla olmaması gerektiğini vurgulayarak, fazlasının hem aşırı terlemeye yol açabileceğini, hem de yüksek tansiyon, şeker, safra ve böbrek hastalarının kullandığı ilaçlarla etkileşebileceğini belirtti.