Genelkurmay"ın 3 itirazı
Genelkurmay"a göre, askerlerin sivil mahkemelerde yargılanmasını öngören yasa değişikliğinin üç sakıncası:

1-Anayasa"ya aykırı.
2- Kışlaya siyasetin girmesine kapı açar.
3- Askeri yargı - sivil yargı çatışmasına neden olur

Askerlerin sivil mahkemelerde yargılanmasını öngören yasa değişikliğiyle ilgili olarak Genelkurmay"ın hukuki görüşü de Cumhurbaşkanlığı"na iletildi. Genelkurmay Adli Müşaviri ve Milli Savunma Bakanlığı Kanunlar ve Kararlar Dairesi"nin temsilcileri, 2 Temmuz"da Köşk"e giderek, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği"ne askerin hukuki görüşünü bildirdiler.

3 itiraz
Genelkurmay, söz konusu yasa değişikliğinin yürürlüğe girmesine 3 noktada itiraz etti. İtiraz noktalarını şöyle özetleyebiliriz:

1- Anayasa"ya aykırı: Yasa değişikliği Anayasa"nın “askeri yargı”yı düzenleyen 145. maddesine aykırılık oluşturuyor.
2- Kışlaya siyaset girer: Askeri mahallerin masuniyetini bozar, TSK"nın emir-komuta zincirini olumsuz etkiler; kışlaya siyasetin girmesine kapı açar.
3- Askeri yargı-sivil yargı çatışması olur: Yasa değişikliği, uygulamada askeri yargı ile sivil yargı arasında yetki çatışması yaratır.

Yasalaşma yöntemi

Yasa değişikliğinin gerçekleştirilmesinde izlenen yöntem de Çankaya"ya yansıtılan rahatsızlıklardan biri. Yasa değişikliğinin bir önergeyle gerçekleştirilmesi ve önergenin de Genel Kurul"a, Milli Savunma Bakanlığı temsilcileri TBMM"den ayrıldıktan sonra verilmiş olması, askerin dikkate getirdikleri bir husus. MSB temsilcilerinin, askerleri ilgilendiren yasa çalışmaları bittiği ve gündemde de yeni bir değişiklik öngörülmediği için TBMM"yi saat 23.00"te terk etmelerinden sonra bu önergenin Genel Kurul"a getirilmiş olması rahatsızlık yaratmış durumda.

Anayasa"ya aykırılık unsurları
Genelkurmay Adli Müşavirliği"nin yaptığı incelemede, değişikliğin Anayasa"nın 145. maddesinde yer alan hükme aykırı olduğu belirtildi. Buna göre, söz konusu değişiklik, 145. maddede yer alan, “Askeri yargı, askeri mahkemeler ve askeri disiplin mahkemeleri tarafından yürütülür. Bu mahkemeler, askeri kişilerin; askeri olan suçları ile bunların askeri kişiler aleyhine ve askeri mahallerde yahut askerlik hizmeti ve görevleriyle ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla yükümlüdürler” hükmünün lafzîna açık aykırılık oluşturuyor. Askeri çevreler, Prof. Dr. Ergun Özbudun"un, “Değişiklik 145. maddenin lafzî yorumlanması halinde iptale neden olur” görüşüne aynen katılıyor. Amaçsal yorumun ise siyasi yorum olacağını düşünüyor.

Genelkurmay hukukçuları, Anayasa"nın bu hükmünün, “askeri kişilerin askeri mahalde işledikleri suçların” tümüne askeri mahkemelerin bakmakla görevli olduklarını açıkça yazdığını; dolayısıyla böyle bir değişikliğin “askeri mahal ve askeri hizmet ve görevle ilgili” kavramları parçalayacağı görüşünde. Ayrıca, 145. maddenin, “askeri kişi”, “askeri suç”, “asker kişiler aleyhine suç” ve “askeri mahal” kavramlarını içerdiğine dikkat çekiliyor; “veya askeri mahal” ifadesi, suçun askeri mahalde işlenmesinin davanın askeri mahkemede görülmesi için diğer unsurlardan bağımsız olarak yeter koşul sayıyor.
Çankaya"ya sunulan görüşe göre, askeri kişilerin sivil mahkemelerde yargılanması için suçun askeri mahal dışında işlenmesi ve askeri hizmet ve görevle ilgisi bulunmaması gerekiyor.

Nitekim bu nitelikte görülen suç iddiaları nedeniyle şu anda 10 subay, 3 astsubay Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklu bulunuyor. Çünkü bu kişilerin işledikleri iddia edilen suçlar, askeri mahalde veya askeri hizmet ve görevleriyle ilgili değil. Ancak asker kişilerin, askeri mahalde işledikleri suçlara veya askeri hizmet ve görevle ilgili olan suçlarına askeri mahkemelerin bakması gerekiyor.

Kışlaya siyaset girer
Çankaya"ya iletilen hukuki itirazlardan biri, yasa değişikliğinin, kışlaya siyasetin girmesi için kapı açabileceği kaygısı. Bu itiraza göre, askeri mahalde işlendiği iddia edilen suçların sivil savcılarca soruşturulması ve sivil mahkemelerde görülmesi, “askeri mahallerin masuniyetini” bozar. Bir iftira, sahte ihbar veya belge düzenlenmesi halinde askeri mahalle, sivil savcılık ve emrindeki kolluk güçlerinin girmesi ve soruşturma yapması, o mahalde masuniyeti sıkıntıya sokar, TSK içinde emir-komuta zincirini olumsuz etkiler. Kötü amaçla sahte bir ihbar mektubu veya sahte bir belgeyle bu yolun açılması, kışlaya siyasetin girmesine de kapı açar. Herkes bu kapıyı kullanabilir. Oysa, askeri masuniyetin korunması TSK"nın emir-komuta zinciri ve birliğinin koruması için çok önemli bir koşuldur. Bir birliğin komutanı o birlikle ilgili her şeyden sorumludur. Asılsız biri, iftira veya sahte belgeyle yargı sürecini açabilir ve askeri mahalledeki düzeni bozabilir.

Bu konuda askerin kaygısını şöyle okumak mümkün; asılsız ihbar veya sahte belgeyle sivil savcılığın harekete geçmesi, soruşturma açması, bu bağlamda askeri birliğe kolluk gücü göndermesi, askeri alanı ve faaliyetleri kolluk güçlerine ve istihbarat örgütlerine açık hale getirir. Bu da siyasetin kışlaya girmesine kapı açar.

Aynı kaygı, askeri kişilerin uyuşturucu madde üretilmesi ve sevkiyatıyla ilgili suçları için de geçerli. Özellikle hudut birliklerinde görevli askeri personel iftira, sahte ihbar mektubu veya sahte belgelerle zan altında bırakılabilir. Oysa Askeri Ceza Kanunu, zaten böyle bir suç işleyenleri ve buna göz yuman komutanları en ağır biçimde cezalandırmaktadır.

Askeri yargı-sivil yargı çatışması
Askerin hukuki itirazlarından biri de bu değişikliğin yürürlüğe girmesi halinde Anayasa"daki 145. madde ile söz konusu değişiklik arasındaki aykırılık nedeniyle, askeri yargı ile sivil yargı arasında yetki çatışması. Askeri mahkemelerin, daha üst hukuk normu olan Anayasa"nın 145. maddesini uygulamak istemeleri; buna karşılık sivil yargının yapılan son değişikliği esas alması, uygulamada yetki çatışması ve kaosa yol açabilir. Ayrıca, Anayasa"nın 145. maddesine paralel olarak özel yasa niteliğindeki Askeri Mahkemeler Kanunu"nda askeri mahkemeleri görevli kılan hüküm bulunması da askeri mahkemeleri, Anayasa ve Askeri Mahkemeler Kanunu"nu uygulamaya yöneltmesi de “genel kanun”, “özel kanun” tartışmasına ve çatışmasına neden olur.

AİHM ve AB"yle ilgisi yok

Adli müşavirliğin yaptığı incelemeye göre, yapılan yasa değişikliği, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarıyla ve AB ile uyum bağlamında Adalet Bakanlığı Reform Stratejisi Belgesi"yle ilgili değil. AİHM"nin Türkiye aleyhine kararları, asker kişilerin askeri mahkemelerde yargılanmasıyla değil, sivil kişilerin askeri mahkemelerde yargılanmasıyla ilgili. Adalet Bakanlığı Reform Belgesi"nde yer alan üç husus arasında da asker kişilerin sivil mahkemelerde yargılanması yok. Bu belgede yer alan üç husus; subay üyenin mahkeme heyetinden çıkarılması, askeri mahkemelerin kışla dışına çıkarılması ve müşterek suçlarda sivil kişilerin sivil mahkemede yargılanmasından ibaret. Genelkurmay da bu üç konuda zaten olumlu görüş bildirmiş durumda. Bu nedenle son yasa değişikliğinde yer alan müşterek suçlarda sivil kişilerin sivil mahkemelerde yargılanmasını öngören maddeye Genelkurmay da “olumlu” görüş vermiş durumda.