Özellikle Van depreminin ardından çadırda kötü hava koşullarına karşı yaşam mücadelesi verenlerin yaşadıkları ciddi risklerin başında geliyor.
 
Peki bildiğimiz, sürekli duyduğumuz halde bir türlü engel olamadığımız karbonmonoksit zehirlenmesi nedir? Neden engel olamıyoruz? Karbonmonoksit zehirlenmeleri konusunda bilinmeyenleriGöğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Orhan Dalkılıç’la konuştuk.
 
Karbonmonoksit Zehirlenmesi Nedir? Nasıl Oluşur?
Karbonmonoksitin, özellikle yanamayan kömür ve alevi sönen tüp veya doğalgazdan çıkan, solunum yolu ile kana karıştığında kandaki oksijenin yerine geçerek doku hipoksisi oluşturan renksiz, kokusuz ve tahriş edici olmayan bir gazdır. Sıvı ve katı yakıtların tam olarak yanmadığı durumlarda ortaya çıkar. Renksiz ve kokusuz olduğu için; kişi soluyarak zehirlendiğini kolay kolay hissedemez. Yavaş yavaş kandaki oksijeni düşüren bu gaz, hissedilemediği için kişide anlaşılamayan bir yorgunluğa sebep olur. Zehirlenen kişi öyle bir hale gelir ki yattığı yerden doğrulamaz, elini kolunu hareket ettiremez. Hatta ve hatta o anda zehirlendiğini anlasa bile yerinden kalkıp şofbenin düğmesini kapatamaz, camı veya kapıyı açamaz. Bağırmak istese de sesi çıkmaz; uykuya meyil, şuur bulanıklığı, solunum sıkıntısı sonra da solunum ve kalp durması sonucu sessiz bir ölüm gerçekleşir. Ülkemizde en sık nedeni kovalı kömür sobalarının iyi çekmeyen bacalara bağlanmasından kaynaklanır. Bunun dışında şofben, kombi, borusuz soba, ocak, fırın, mangal gibi karbonmonoksit yayma olasılığı olan etkenlerle de zehirlenme gerçekleşebilir.
 
Karbonmonoksit Zehirlenmesi Olduğu Nasıl Anlaşılır?
Zehirlenme şiddeti karbonmonoksit gazının kana karışma oranıyla uyumludur. Kişide eğer ölüm olmadı ise akut zehirlenmelerde genellikle uyuşukluk, morarma, baş ağrısı, baş dönmesi, uykuya meyil, nefes darlığı, morarma, bulantı, kusma, görme bozukluğu, zihin bulanıklığı, baygınlık ve koma gibi belirtiler görülebilir. Bununla birlikte, belirtisiz veya spesifik olmayan belirtiler de hastanın değerlendirmesinde karışıklılığa yol açabilir. Tanı için klinik şüphenin duyulması çok önemlidir. Teşhiste kullanılan en değerli laboratuvar testi karboksi hemoglobin (COHb) düzeyi ölçümüdür. Karbonmonoksit zehirlenmesinin belirti ve bulguları kandaki karboksi hemoglobin miktarı ile orantılı olarak değişir.
 
Kandaki Karboksi Hemoglobin Düzeyleri ve Sonuçları
Kandaki karboksi hemoglabin düzeylerine göre karbonmonoksit zehirlenmesi; hafif orta ve şiddetli olarak da sınıflandırılır. Ek olarak eğer göğüs ağrısı ve kalp hastalığı öyküsü varsa kalp elektrosu ve kardiyak enzimler istenmelidir.
% 0: Genellikle belirti yok
%10-20: Zonklayıcı baş ağrısı, nefes darlığı, karar vermede zayıflama, bulantı, baş dönmesi, görme bozukluğu, yorgunluk,
%40: Bilinç bulanıklığı, baygınlık, hızlı soluma ve çarpıntı,
%50-60: Solunum yetmezliği, kopma, havale, hipotansiyon, epileptik durum,          
Daha yüksek oranlarda ise ölüm oluşur.
 
Zehirlenme Söz Konusuysa Yapılması Gerekenler
Zehirlenme şüphesi olan vakalar derhal hastaneye ulaştırılmalıdır.
Karbonmonoksit zehirlenmesinin tedavisi, klinik duruma ve kandaki karboksi hemoglobin miktarına göre yürütülmelidir.
Hastalar güvenlik çemberine (oksijen, damar yolu açılması, vital ve kardiyak monitörizasyon) alındıktan sonra havayolu, dolaşım ve solunum sistemi değerlendirilir.
Karbonmonoksit zehirlenmesi şüphesi olan veya tanısı alan her hastaya hızla yüksek dozda (tercihen %100 oksijen tedavisi başlanmalıdır).
Orta şiddetli Karbonmonoksit zehirlenmesinde, aynı tedavi yapılmakla beraber kalp, sinir sistemi fonksiyonları yakından takip edilir.
Ağır Karbonmonoksit zehirlenmesinde, COHb % 40’dan fazladır. Kardiovasiküler ve nörolojik belirtiler tabloya hâkimdir. Dört saatlik %100 oksijen tedavisine rağmen hasta düzelmezse, hiperbarik oksijen tedavisine gerek vardır. Hasta yatırılarak tedavi edilmelidir.